İsrail’in Katar’a yönelik saldırısı Ankara’da yansıması sürerken öte yandan İsrail’in Türkiye’ye yönelik sosyal medya paylaşımları da gündemde. Peki, İsrail’de “Türkiye’yi vur” paylaşımlarına Ankara ne diyor? CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle..
İsrail’in Katar’a yönelik saldırısı Ankara’da yansıması sürerken öte yandan İsrail’in Türkiye’ye yönelik sosyal medya paylaşımları da gündemde. Peki, İsrail’de “Türkiye’yi vur” paylaşımlarına Ankara ne diyor? CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova, canlı yayında anlattı.
Dicle Canova’nın aktardıkları şöyle;
Katar’ın başkenti Doha’da Hamas heyetini hedef alan İsrail ‘in bu girişimi yeni tartışmaları gündeme getirdi. ABD Başkanı Trump, “Karar tamamen İsrail’e aitti. Katar gibi müttefik bir ülkenin içinde tek taraflı bombardıman yapmak ne İsrail’in ne de ABD’nin hedeflerini ilerletir” mesajını paylaştı.
ANKARA’DAN KRİTİK DEĞERLENDİRME: İSRAİL’İN KATAR OPERASYONU BÖLGEYİ KARIŞTIRABİLİR
Peki, Netenyahu gerçekten ABD’nin bilgisi dışında mı hareket etti? Ankara’da konuştuğum kaynaklar, Katar’a saldırının akıllıca olmadığı görüşünde. “Eğer ABD’nin dahli yoksa, Netenyahu iyice çığrından çıktı demektir” yorumları var ama “ABD yönetiminin de bilgisi ve desteği varsa, o noktada ABD yönetimine karşı acaba İsrail’in elinde hangi kozlar var ki ABD’nin de güvenirliğini sarsacak bu girişimi yapabiliyor?” sorusu akıllara takılıyor. Çünkü sonuçta ABD buna izin vermiş öyle görünüyor tespitleri var. Öte yandan İsrail’in bu girişiminin ters tepebileceği üzerinde de duruluyor. Neden? Katar ile iyi geçinemeyen başka Arap ülkelerinde “Bizi de vurur mu?” korkusu oluşturdu. Hepsi bir araya geldi. Bu durum sürdürülebilir olursa, bölgede İsrail’in aleyhine olur. AB Komisyonu Başkanı, ikili desteği askıya alabileceklerini yaptırımlar önereceklerini açıkladı. 23 Eylül’de BM Genel Kurulu’nda bazı Avrupa ülkeleri Filistin’i tanımaya hazırlanıyor. Bu girişimleri hızlandırabilir İsrail’in Katar operasyonu.
Öte yandan ABD’nin görünürde çözüm üretmeye çalıştığı her başlığı, ‘İsrail çözümsüzlüğe itiyor’ algısı doğmasına neden oluyor. Lübnan-Suriye-Gazze hemen her olumlu girişim İsrail’in saldırıları ile sonuçsuz kalabiliyor. Burada ABD’deki Yahudi lobisinin yönetim üzerindeki baskısına da dikkat çekiliyor. Bir başka dikkat çekilen nokta, ‘İsrail bu operasyonu nasıl yaptı?’ kısmının neden yaptığından daha çok tartışılması. İsrail’in bilinçli bir şekilde fazla bilgi verdiği istediği algı üzerinden meseleyi tartıştırdığı yorumları var. F-35’lere İngiliz uçakları tarafından yakıt ikmali yapıldığına kadar bir çok bilgi dolaşıyor. Operasyonun detayları üzerinden konuşuluyor işin özü kaçıyor. Yani İsrail’in özellikle sosyal medyayı kullanarak yarattığı algı ortamı daha tehlikeli bir boyuta ulaştı. Buna dikkat etmek gerektiği konusunda kaynaklar uyarıyor.
“TÜRKİYE’Yİ VURMAYA CESARETLERİ YOK”
Peki İsrail Türkiye’yi de vurur mu, vurabilir mi? Konuştuğum kaynaklar, “Ona cesaret edemez” diyor. Neden? Bunu iki maddede özetliyorlar. Birincisi; Türkiye bir NATO ülkesi. Buraya dönük bir saldırı NATO müttefiklerini de bağlar. 5. madde bir NATO müttefikinin silahlı saldırıya uğraması halinde, ittifakın her bir üyesinin bu şiddet eylemini tüm üyelere karşı yapılmış bir silahlı saldırı olarak değerlendireceğini ve saldırıya uğrayan müttefike yardım etmek için gerekli gördüğü eylemleri yapacağını hükme bağlıyor.
“İSRAİL BAŞKA YÖNTEMLERLE TÜRKİYE’Yİ KARIŞTIRABİLİR” VURGUSU
İkincisi; “İsrail de Türkiye’nin bölgedeki diğer ülkelerden farklı olduğunu biliyor” diyor kaynaklar. ‘Askeri operasyon yapamaz ama başka yol ve yöntemler ile Türkiye’nin içini karıştırabilir.’
5. kol faaliyetleri kastediliyor. Mesela son günlerde “Suriye’de Türkiye’nin getirdiği tesisatı vurduk algısı” yaratılmaya çalışılıyor. Ki konuştuğum kaynaklar bunun doğru olmadığını, böyle bir girişimin ağır sonuçları olacağını belirtiyor. Yani “Ne içeride ne de Suriye’de Türkiye’ye bir şey yapma ihtimali yok” vurgusu var.
Ama İsrail’in 5. kol faaliyetlerine gerçekten çok dikkat etmek gerekiyor. Özellikle sosyal medyayı iyi kullandığı tespitleri var. Türkiye içindeki algıyı yönetme girişimlerine dikkat çekiliyor.
Bu noktada “Sanal medya Türkiye için en büyük beka sorunu haline geliyor” vurgusu var. O bakımdan bu alana gerçekten çok ciddi düzenlemeler yapılması gerekliliğinin altı çiziliyor. “Algı oluşturanın, yalan yanlış şeyler yazanın ağır cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalacağını bilmesi gerekir” mesajı veriliyor. Yani bu alana dönük bir yasal düzenleme ihtiyacı her geçen gün artıyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.