Su kurudu, barajları vurdu

EREN KOCA / Haber Merkezi – Büyükşehirlerde baraj doluluk oranları kritik seviyelerin altına indi. İstanbul’a su sağlayan barajların geçen yıl 1 Eylül’de 45.79 olan doluluk oranı, bu yıl aynı dönemde 39.98 olarak ölçüldü. Ankara, İzmir’de de benzer durum yaşanıyor. İzmir’de içme suyunun büyük bir bölümünün karşılandığı Tahtalı Barajı’nda su seviyesi yüzde 5.67’ye düştü. Muğla’nın Bodrum ilçesine su sağlayan Geyik ve Mumcular barajlarında doluluk oranları düştü. Adana, Hatay, Bolu, Van, Sivas, Trakya, Konya’nın da aralarında bulunduğu kentler ve bölgeler kuraklık tehdidiyle karşı karşıya…

’Su yönetilmeli’

Suyun tasarruflu kullanılması için çağrısını yineleyen Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, şunları dedi: “Türkiye son 2 yılda birçok bölgede aşırı bölgesel kuraklıklar yaşadı. Bu kuraklıklar su yönetimindeki eksiklikler ile birçok bölgede kesintili içme suyu programları uygulanmasına neden oldu. Ayrıca sulama suyu temini de kısıtlandı. Bu yılın ekim ayı başında yeni su yılına girilirken, Türkiye’de birçok bölgede barajlarda ve göletlerde hiç su yok. Bu barajların tam dolarak normal işletme durumuna gelmesi için çok yağışlı bir yıl geçirmemiz gerekli hatta bu biriken su aynı zamanda kullanılacağı için rezervuarların istenilen seviyede dolmaları önümüzdeki yıla da sarkabilir. Yağış durumuna göre bazı bölgelerde kısıtlı su temini programı uygulamalı.”

‘Risk analizi yapılmalı’

Dursun Yıldız, resmi açıklamaların 5 yıl içinde su potansiyelinin yüzde 20 oranında azalacağını öngördüğünü anlatarak, alınacak önlemleri anlattı: “Su yönetimimizin bu baskılar karşısında daha dirençli duruma getirilmesi için yasal, idari,kurumsal ve toplumsal önlem ve çalışmaların birlikte ve hızla gerçekleştirilmesi gerekir. Su yönetimi arz ve talebi birlikte yönetme politikasını uygulamaya koymalıdır. Kayıpların ve aşırı su kullanımı önlenmeli, su talebi yönetilmeli. Su yılı başında ilgili kurumlar ve belediyelerimizin su yönetimleri tarafından kapsamlı bir su bütçesi risk analizi yapılması gerekir. En kötü senaryo dikkate alınarak alınacak önlemler tespit edilmeli. Çözümleri biliyoruz; ihtiyacımız olan bilgiyi politikaya, politikayı da uygulamaya dönüştürmektir.”