Kentte 2016’da bir markette güvenlik kameralarına da yansıyan olaya dair Mehmet Hüseyin Aydemir, ‘Yağma’, ‘Kişiyi hürriyetten yoksun kılma’ ve ‘Kasten yaralama’ suçlarından gözaltına alındı. Aydemir, ifadesinde, “Üzerime atılı suçlamaların hiçbirisini..
Kentte 2016’da bir markette güvenlik kameralarına da yansıyan olaya dair Mehmet Hüseyin Aydemir, ‘Yağma’, ‘Kişiyi hürriyetten yoksun kılma’ ve ‘Kasten yaralama’ suçlarından gözaltına alındı. Aydemir, ifadesinde, “Üzerime atılı suçlamaların hiçbirisini kesinlikle kabul etmiyorum, olay tarihinde Muş’taydım. Çalışma amacıyla Muş’a gittim, ben hakkımdaki denetimli serbestlik tedbiri için de imzalarımı Muş’ta çarşamba, cuma, pazar ve pazartesi günleri karakolda imza atmaktayım. 28 Mayıs 2016 günü de Muş’taydım. Gerek fotoğraf teşhisi, gerekse de canlı teşhis tutanaklarında müştekilerin beni neden teşhis ettiğini bilmiyorum. Beni bir başkasına benzetmiş olabilirler, üzerime atılı suçlamaların hiçbirisini kabul etmiyorum” dedi.
Yargılama sonucunda güvenlik kamerası ve tanık ifadeleriyle Aydemir, ‘Basit yaralama’, ‘Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma’, ‘İş yerinde silahla yağma’, ‘Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından toplam 60 yıl hapis cezası aldı.
3 RAPORDA DA OLAYI GERÇEKLEŞTİRENİN AYDEMİR OLMADIĞI BELİRTİLDİ
Aydemir’in cezası daha sonra Yargıtay’da onandı. Cezaevindeyken de suçsuz olduğunu ısrarla söyleyen Aydemir, 2023’te açlık grevine başladı. Bunun üzerine avukatı İhsan Çelik, görüntüleri ve Aydemir’in fotoğraflarını, Ankara’da Aktif Kriminal Laboratuvarı’na gönderdi. 28 Kasım 2023 tarihli raporda, “İnceleme konusu görüntülerde suça karışan şahsın sanık ile aynı şahıs olmadığı mukayesesi yapılmış olup kaba hatlarıyla şahıslar arasında fiziksel benzerlikler olduğu görülmüştür. Ancak detaylı incelemeler yapıldığında 15 adet yüksek ayırt edici nitelikte farklılıklar tespit edildiği yüksek ayırt edici derecesi için en az 5 parametre olması gerekirken, 15 parametre sonucunda mukayese edilen şahısların aynı şahıs olmadığı tespit edildiği” ifadeleri yer aldı.
TAHLİYE EDİLDİ
Ardından yeniden yapılan yargılamada, Van Jandarma Kriminal Laboratuvarı’ndan gelen 11 Ocak 2024 tarihli raporda, “Şahısların mukayesesine yönelik yapılan yüz karşılaştırma incelemesinde görüntülerde belirtilen şahıs ile fotoğrafları gönderilerek Mehmet Hüseyin Aydemir olduğu belirtilen şahsın kuvvetle muhtemel farklı kişiler olduğu” ifadeleri yer aldı. Bunun üzerine 18 Ocak 2024’te Aydemir tahliye edildi.
MAHKEME GÖZLEMİNİN ARDINDAN BERAAT ETTİ
Aydemir ile ilgili 29 Temmuz 2024 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda da “1 No’lu şahsa ait görüntü örnekleri ile Mehmet Hüseyin Aydemir’e ait görüntü örneklerinin mukayeselerinin kısmi farklılıklar gösterdiği” ifadeleri yer aldı. 26 Aralık 2024’te gerçekleştirilen duruşmada ise mahkemenin sanığa dair yaptıkları gözlemin ardından, karar verilerek, “Sanığın burun yapısı ile olayı gerçekleştiren kişi olarak güvenlik kamerasına yansıyan kişinin burun yapısının yine sanığın kulak yapısı ile görüntülerdeki kişinin kulak yapısının birbiriyle uyumlu olmadığı, yüz hatları ve boy kilo bakımından sanık ile görüntülerdeki kişinin birbirine benzedikleri ancak yüz hatları ve karakteristik iz olan burun, kulak gibi yapıların ve bunlardaki kıvrımların birbirleri ile uyumlu olmadığı görülmüş, bu nedenle sanık hakkındaki mahkememiz önceki hükmünün iptali ile sanık hakkında oluşan yeni durum ve bilirkişi raporları doğrultusunda eylemi gerçekleştiren kişinin aynı kişi olmamaları nedeniyle isnat edilen suçların sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle, sanığın beraatine karar verilmiştir” ifadeleri yer aldı. 7 Ocak 2025’te de bu hüküm kesinleşti.
‘10 KEZ TUTUKLULUĞA İTİRAZ ETTİK, 11’İNCİDE KABUL EDİLDİ’
Avukat İhsan Çelik, müvekkilinin 8 yıl boyunca özgürlüğünden mahrum bırakıldığı gerekçesiyle mart ayında Adalet Bakanlığı Tazminat Komisyonluğu Başkanlığı’na 7 milyon TL’si maddi, 10 milyon TL’si manevi olmak üzere toplam 17 milyon TL tazminat başvurusunda bulundu. Avukat Çelik, “Olay, 28 Mayıs 2016’da meydana gelen bir olay. Bir marketin soyulması ve markette bulunan bir kısım vatandaşların gasbedilmesi. Akabinde failin gasp eylemini gerçekleştirdikten sonra bir aracı gasbederek olay yerinden uzaklaşması ve araç sahibini de yaralamasıyla biten bir adli vaka. 2018’de müdafi olarak bu dosyaya dahil olduğumuzda ilk talebimiz olayı gerçekleştiren failin görüntülerinin müvekkilin görüntüleri ile mukayese edilmesi gerektiği yönündeydi. Ne yazık ki mahkeme, bu talebimizi yersiz olarak reddetti ve marketteki mağdurların teşhisiyle müvekkile yaklaşık 60 yıl hapis cezası verildi. Ne yazık ki istinaf dairesinde ve Yargıtay ilgili ceza dairesince de bu taleplerimiz yerine getirilmedi. Bu birinci süreçti. Müvekkilin yeniden yargılanması için 10 kez tutukluluğa itiraz ettik. 11’inci itiraz kabul edildi. Tabii Yargıtay’ın onama kararından sonra müvekkil hakkındaki mahkeme kararının kesinleşmesi, akabinde müvekkilin ısrarla yeniden yargılama talepli dilekçeleri ile devam eden bir süreç. Bu süreçlerin sonunda da ne yazık ki talepleri reddedildi. Bunun üzerine müvekkil, işlemediği bu suçtan dolayı yatacağı sürenin ağırlığına karşı açlık grevine girdi” dedi.
‘15 FARK TESPİT EDİLDİ’
Müvekkilinin açlık grevine girmesinin ardından yaptıkları araştırmalar sonucunda, görüntülerin mukayese edilmesi için Ankara’daki Aktif Kriminal Dairesi’ne müracaatta bulunduklarını söyleyen Çelik, “Bu tip olaylarda sağlıklı raporlar hazırladıklarını, gerekli karşılaştırma işlemlerini yaptıklarını öğrenmemiz üzerine müracaatımız üzerine çok detaylı bir rapor hazırlandı. Bu raporda da belirtildiği üzere kişi ve görüntü karşılaştırması işleminde kişilerin aynı kişi olmadığına ilişkin kendilerine gerekli olan 5 farklı parametre olduğunu ancak mevcut dosyada 15 adet ayırt edici parametre tespit ettiklerini ve bu ayırt edici sebeplerden dolayı müvekkilin o fail ile aynı kişi olmadığı tespit edilmesi üzerine mahkemeye yeniden yargılama talepli müracaatta bulunuldu. Mahkemece de yaptığımız başvuru ve ekinde sunmuş olduğumuz kriminal raporun teyidi açısından Van Jandarma Kriminal Dairesi’ne başvuruda yapıldı. Ve Van Jandarma Kriminal Bölge Dairesi’nin de hazırlamış olduğu kriminal raporunda failin müvekkil olmadığının tespit edilmesi üzerine müvekkilin hakkındaki infaz durdurularak tahliyesine karar verildi. 2016’da başlayan tutukluluk süreci, yeniden yargılamanın değerlendirilmesi sonucunda 2024 yılında tahliyesine karar verildi. Bu raporların tebliği açısından bu kez İstanbul Adli Tıp Kurumu’na Bilişim İhtisas Dairesi’ne de yeniden müzekkere yazıldı. Gelen cevabi yazıda da benzer bir değerlendirme yapıldı. Bunun üzerine duruşma açılarak yargılamaya devam olunmuş ve mahkeme heyeti de duruşma sırasında görüntü kayıtlarıyla müvekkilin mevcut görüntüsünü karşılaştırmak suretiyle bir değerlendirme yaptı. Ve bu değerlendirmeler, yargılamalar sonucunda müvekkilin ilgili market soyguncusu olmadığı ortaya çıkınca oy birliğiyle beraatine karar verildi. Yaklaşık 8 yıllık bir özgürlükten yoksun kalma süreci. Bu sürecin maddi tazminat olarak 7 milyon, manevi olarak da 10 milyon da manevi olmak üzere 17 milyonluk tazminat başvurusu yapıldı. Taleplerimiz henüz değerlendirilmedi. Sonucunu bekliyoruz” diye konuştu.