Bayraktar, BirleÅŸmiÅŸ Milletler (BM) öncülüğünde her yıl farklı bir temayla kutlanan Dünya Su Günü’nün bu yılki temasının “Buzulların Korunması” olarak belirlendiÄŸini hatırlattı. Suyun yeryüzünde yaÅŸayan insanların kendi yaÅŸamları için olduÄŸu..
Bayraktar, BirleÅŸmiÅŸ Milletler (BM) öncülüğünde her yıl farklı bir temayla kutlanan Dünya Su Günü’nün bu yılki temasının “Buzulların Korunması” olarak belirlendiÄŸini hatırlattı.
Suyun yeryüzünde yaÅŸayan insanların kendi yaÅŸamları için olduÄŸu kadar gelecek nesiller için de koruması gereken kıt bir kaynak olduÄŸuna dikkati çeken Bayraktar, “Suyun gelecek nesillere zarar görmeden aktarılması hem bir gereklilik hem de gelecek nesillerin temel hakkıdır. Bu yüzden su kaynaklarının geliÅŸtirilmesinde temel yaklaşım çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik olmalıdır.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
“Gereken sulama tesisleri bir an önce inÅŸa edilmeli”
Dünyada suyun en fazla tarım sektöründe kullanıldığının altını çizen Bayraktar, küresel düzeydeki nüfus artışına paralel olarak artan gıda ihtiyacıyla tarımsal su ihtiyacının da arttığını, evsel kullanımın yanı sıra sanayi sektörünün talebinin de artmasıyla sektörler arasında su rekabeti oluştuğunu bildirdi.
İklim değişikliğinin etkisinin her geçen gün daha da hissedilir olduğu bir dönemde sınırlı su kaynaklarının tüm sektörlerde çevreyle uyumlu bir şekilde etkin kullanılmasının önemini vurgulayan Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:
“Ãœlkemizde teknik ve ekonomik açıdan sulanabilir arazi miktarı 8,5 milyon hektardır. Fakat geliÅŸen teknoloji ve ekonomik koÅŸullar doÄŸrultusunda bu alanın kesin olmayan tahminlere göre 10,5 milyon hektara çıkacağı tahmin ediliyor. Mevcut durumda ülkemiz genelinde brüt 7,2 milyon hektar alan sulamaya açılmıştır. Sulama randımanı yüzde 52, sulama oranı ise yüzde 69 seviyesinde olup geriye kalan 1,3 milyon hektarın da sulamaya açılması ve sulama oranı ile randımanının artırılması büyük önem taşıyor. Gereken sulama tesislerinin bir an önce inÅŸa edilmesi, gıda ihtiyacının karşılanması yanında tarımda çalışan nüfusun hayat standartlarının yükseltilmesi amacıyla da önemlidir.”
Türkiye’nin yer altı ve yüzey sularıyla yıllık toplam 112 milyar metreküp tüketilebilir su potansiyeli bulunduÄŸunu belirten Bayraktar, bunun 44 milyar metreküpe karşılık gelen yüzde 77’si tarımsal sulama olmak üzere, 57 milyar metreküpünün kullanıldığını ifade etti.
Geriye kalan yüzde 23’lük kısmın ise sanayi ve içme-kullanma suyu olarak deÄŸerlendirildiÄŸine iÅŸaret eden Bayraktar, ekonomik olarak sulanabilir tarım arazisinin artmasıyla ilave olarak 2 milyon hektar tarım arazisine daha sulama alt yapısı götürülmesine ihtiyaç duyulacağının öngörüldüğünü kaydetti. Bayraktar, bu durumun suyun daha fazla tasarruflu ve daha fazla tarım alanı için kullanılması gerektiÄŸini ortaya koyduÄŸunu vurguladı.
“Su fakirliÄŸi” uyarısı
Türkiye’nin, Akdeniz Havzası’nda olması sebebiyle, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinden en çok etkilenen ülkeler arasında yer aldığını belirten Bayraktar, “Bunun yanı sıra nüfus artışıyla 1308 metreküp olan kiÅŸi başı su kullanım potansiyeli yıllar itibarıyla azalıyor. 2030 yılına kadar beklenen iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi nedeniyle su kullanım potansiyelinin 1000 metreküpün altına düşmesi sonucu su fakiri olabiliriz. Gerekli tedbirler ÅŸimdiden alınmazsa 2030 yılından sonra bitkisel ve hayvansal üretimin sürdürülebilirliÄŸi konusunda sıkıntılar yaÅŸayabiliriz.” uyarısında bulundu.
Tarım sektörünün iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini doğrudan hissettiğinin altını çizen Bayraktar, bu durumun ekim-dikim ve hasat tarihlerinde kaymalara yol açtığına, ürünün kalitesini, verimini ve bitkinin su tüketimini etkilediğine, çiftçilerin kar oranlarını azalttığına işaret etti.
Tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için elinden gelenin fazlasını yapan çiftçilerin, girdi maliyetlerinin yüksekliği karşısında düşük kar oranıyla geçimini sağladıklarını belirten Bayraktar, 2023 yılında olduğu gibi bu yıl da tarımsal sulama amaçlı su kullanım hizmet bedelinin yüzde 50 indirimle desteklenmesi ve çiftçilerin maliyet kaleminin düşürülmesi çağrısında bulundu.
“VahÅŸi sulama yöntemleri bırakılmalı”
Bitkide verim kaybına ve toprakta tuzlanmaya neden olan vahÅŸi sulama yöntemlerinin bırakılması gerektiÄŸinin altını çizen Bayraktar, ÅŸunları kaydetti: “Bu tür sulamalar hem sulama maliyetini artırıyor hem de yarar getirmiyor. Ancak artan maliyetler karşısında çiftçilerimizin ekonomik zorluk çekmesi modern sulama sistemlerine geçiÅŸini de zorluyor. Çiftçilerimize su tasarrufu saÄŸlayan modern sulama sistemlerine geçilmesini artırmak amacıyla teÅŸvik ve krediler acilen artırılmalıdır. Çiftçilerimizin modern sulama yöntemlerini etkin kullanmasını saÄŸlamak için tüm imkanlarımızı zorlamalıyız. Stratejik meta haline gelen suda, özellikle de tarımsal sulamada, tasarrufa gidilmelidir. Konya Ovası Projesi, GüneydoÄŸu Anadolu Projesi, DoÄŸu Karadeniz Projesi ve DoÄŸu Anadolu Projesi gibi projeler bir an önce tamamlanmalıdır. Ayrıca eski ve atıl vaziyette olan kanal ve kanaletlerin yenilenerek sulama randımanı ve oranı artırılmalıdır.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.