İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun arasında olduğu 106 şüpheliye yönelik gerçekleştirdiği terör ve yolsuzluk operasyonunda emniyetteki ifade işlemleri sona erdi. En son terör soruşturması kapsamında ifadesi alınan Ekrem..
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun arasında olduğu 106 şüpheliye yönelik gerçekleştirdiği terör ve yolsuzluk operasyonunda emniyetteki ifade işlemleri sona erdi. En son terör soruşturması kapsamında ifadesi alınan Ekrem İmamoğlu’nun ifadesinin detayları da ortaya çıktı.
“EN ÜST SEVİYE AHLAKSIZLIK”
18 sayfa ifade veren İmamoğlu’na, “Ehliyetiniz var mı? Bugüne kadar hiç pasaport aldınız mı? Yurtdışına legal veya illegal yollardan çıktınız mı?” diye soruldu. Bu soru İmamoğlu’nu kızdırdı. Yurt dışına defalarca çıktığını söyleyen İmamoğlu, “İllegal yollardan çıktınız mı sorusunu” 16 milyon İstanbullunun belediye başkanına sorulmasını en üst seviyede ahlaksızlık ve kasıtlı olduğunu düşünüyorum.
İmamoğlu’na Azad Barış’ı tanıyıp tanımadığı soruldu. İmamoğlu ise, “Bu soruya diğer soruları gördükten sonra cevap vermek istiyorum” dedi. Sonraki soru ise, “Kent uzlaşısı ne anlama gelmektedir? Ne zaman ne amaçla kuruldu? Detaylı bilgi veriniz” oldu.
“NE İSİMLERİNİ NE SÖYLEMLERİNİ BİLİRİM”
En uzun cevabını bu soruya veren İmamoğlu, “Kent Uzlaşısı” ifadesi DEM parti söylemi olduğunu biliyorum. Yukarıda ismi geçen Terör örgütleri ve bağlantılı bir kısım terör örgütü üyelerinin ne isimlerini ne söylemlerini biliyorum ne de takip ettim öyle bir merakım da yoktur. 2024 yerel seçimleri öncesi bilindiği üzere İstanbul’da DEM parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı çıkarmıştır. Buna rağmen CHP İstanbul ve birçok ilimizde Türkiye ittifakı söylemi ile ve sloganlaştırırsak kapsayıcı bir yerel seçim politikası gütmüştür. Bu çerçevede İstanbul ve Türkiye’nin muhtelif illerinde İlçelerde oluşan Meclis üyesi listelerinde her parti ve görüşten isimler dahil edilmiştir” dedi.
“KASITLI BİR İTİBARSIZLAŞTIRMA”
İlçe Seçim Kurulu tarafından seçilme hakkında sahip olmayan kişilerin listelerden çıkarıldığını anlatan İmamoğlu, “Yukarıda soruda gördüğüm kadarı ile 2022 yılında tespit edildiği söylenen insanların 2024 yılında ki bu listelerde görülmesi halinde müdahale edilmesi ve çıkartılması gerekirken AK Parti’nin İstanbul’da ve 26 ilçede kaybettiği seçimden yaklaşık 7 ay sonra başlatılan soruşturma süreci ile meclis üyelerinin bahsi geçen ve terör örgütü olduğu ifade edilerek örgüte üyelik suçlarından yasal işlem başlatıldı. Bu işlemi bir kasıtlı itibarsızlaştırma süreci olarak görüyorum. Ya YSK görevini yapmamıştır. Ya da yürütülen soruşturmalar hakkaniyetli değildir. Sonuçta işlem yapılan insanların içinde Devlet memuru dahi vardır. Konu ile ilgili bilgim bu kadardır. “Kent Uzlaşısı bana değil şu anda Türkiye’nin mevcut siyasi gündeminde hükümetli yoğun diplomasi içerisinde bulunan DEM parti yöneticilerine sorulmalıdır” dedi.
Kent Uzlaşısı kapsamında işe alınan 18 kişinin terör kayıtları olduğu hatırlatılan İmamoğlu’na, “Bu şahısların meclis üyesi olarak gösterilmesi kim veya kimler tarafından sağlandı? Siz bu şahısların terör örgütü ile iltisaklı olduğu yönünde herhangi bir bilgiye sahip miydiniz?” diye soruldu.
“KİMLERLE İLTİSAKLI OLDUKLARINI BİLEMEM”
İmamoğlu ise, “Önceki soruda cevapladığım gibi” diyerek, “YSK’ya bildirilen listelerde bu isimler bulunmasına rağmen YSK’nın bu tespiti yapmayıp daha sonra bu soruşturma süreçlerinin başlatılmasını kasıtlı bir yargı üzerinden siyasi müdahale olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Beni ilgilendiren kısmı ile CHP İstanbul ve Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde Türkiye’nin hukuken yasal olan siyasi partilerinde geçmişte üye olmuş birçok ismi Türkiye ittifakı kavramı ile listelerinde göstermiş olduğu gerçeğidir. 39 ilçede yaklaşık 1500’e yakın meclis üyesinin kim olduğu ya da kimlerle iltisaklı olduğu meselelerini bilemem” dedi.
“BU ZAMAN İÇİNDE 3 YEREL SEÇİM 1 GENEL SEÇİM YAŞANDI”
İncelenen HTS kayıtlarına göre terör örgütü kaydı bulunan 390 kişi ile görüşme kaydı olduğu belirlenen İmamoğlu’na, “Bu şahıslarla irtibatınızın bulunma sebebini açıklayınız” dendi. Bahsi geçen iki telefon numarasının yakın çalışma arkadaşları tarafından kullanıldığını söyleyen İmamoğlu, “Günlük telefon akışlarımın çok yoğun olduğu bir gerçektir. Bahsi geçen yaklaşık 2500 gün içerisinde görüşüldüğü ya da irtibat kurulduğu iddia edilen 252+138 şahıs kavramının anlamsız, geçersiz ve sorulmasının dahi kasıtlı olduğunu düşündüğüm bir boyuttadır. Bahsi geçen zaman dilimi içerisinde 3 yerel seçim ve bir de genel seçim yaşanmış, Türkiye’nin gündemde bir siyasi kişiliği olarak bazen sadece 1 günde gelen yüzlerce aramanın içerisinde kum tanesi gibi kalır” dedi.
“BU SORUYU SORAN SAVCILARA TAVSİYEM..”
İfadesine ilave yapmak istediğini söyleyen İmamoğlu, “Bu soruyu soran savcılara tavsiyem odur ki, bu kadar terörle iltisaklı olan kimselerin belli olduğu bir dataya sahipseler Türkiye’deki GSM operatör firmalara bir uyarıda bulunarak bu kişiler birini aradığında terör örgütü üyesi sizi arıyor şeklinde bir sinyalin verilmesi isabetli olacaktır. Yine ifade edeyim ki bu kadar önemli siyasi bir kişiliği bu kadar sayıda terör örgütü üyesi aradıysa çok kereler bir kısım terör örgütü tarafından ölüm tehdidi dahi almış bir kişi olarak beni uyarmamaları ve beklemeleri bu soruşturma kapsamında dile getirmelerini kasıtlı hatta bir pusu stratejisi olarak görmekte ve bu beyan üzerinden ilgili kurum ve kuruluşlar kimler ise haklarında suç duyurusunda bulunacağımı da beyan etmek isterim” dedi.
AZAD BARIŞ SORUSU
Azad Barış ile görüşmeleri sorulan Ekrem İmamoğlu Azad Barış’ı tanıdığını söyleyerek, “Azad Barış’la irtibat kurduğum yaklaşık 7 yıl içerisinde sohbet ya da toplantıların hemen hemen tamamında DEM partili bir kısım Milletvekillerinin de olduğu buluşmalar yaptım. Azad Bey bu toplantıların tümünde tam eğitimini bilmemekle beraber sosyolog, siyaset bilimce ve toplumsal, siyasi araştırmalar yapan bir kurumu üzerinden değerlendirmeler yapmak ve siyasi açılımlarını paylaşmak adına DEM partili Milletvekilleri ile gelerek bizim de masamızda bulunan bazı arkadaşlarımızla birlikte siyasi değerlendirmelerini dinlediğimiz muhtelif toplantılar yaptık” dedi.
“AZAD BARIŞ İLE İLİŞKİM BU ÇERÇEVEDEDİ”
Bahsedilen toplantılarda da karşılıklı fikir alışverişinde bulunulduğunu anlatan İmamoğlu, “Benzer siyasi periyotlarda başka siyasi partiler ve onlara ağırlıklı hizmet eden düşünce kuruluşu, siyasi analiz kurumları ve uzmanlar ile çok farklı buluşmaları yapmış bir kişiyim. Azad Barış ile olan ilişkilim bu çerçevededir. Teknik ve siyasi analiz görüşmeleri ve ağırlıkla farklı seçmen gruplarının eğilimleri ilgili görüşmelerdir. HTS ve Baz kayıtlarının birlikte alınması bu toplantılarla ilgili sayıyı temsil etmemektedir. Zira bahsi geçen bir kısım adreslerde aynı anda birçok siyasi toplantıları yapmış olduğumuz için ben başta katılımcılarla adresin başka bir bölümünde toplantı halinde olabilirim” dedi.
“DERİN ÜZÜNTÜ İLE KARŞILIYORUM”
Gizli tanıkların verdiği ifadeler sorulan İmamoğlu, “Gizli tanık uygulamasını da beyanlarını da kabul etmiyorum. Uydurma kumpas içerikli ve yalan ifadelerdir. Tanık ifadeleri şiddetle reddediyorum. Tümü ile yalan iftira, uydurma, bahsi geçen insanların namusuna şerefine haysiyetine hakaret içeren seviyesi çok düşük cümlelerle doludur. Yüce Türk yargısının böyle bir gizli tanık yöntemini tercih ederek 3 kez tarihi oy rekorlarıyla İstanbul’da seçim kazanmış, 16 milyon İstanbullunun belediye başkanını bunlarla muhatap etmesini derin üzüntü ile karşılıyor ve kınıyorum.” Diye cevap verdi.
“SAVCILIK GİZLİ TANIK DİNLEMEK YERİNE BİLGİ TEMİN EDEBİLİR”
“BİMTAŞ isimli şirkete alınan 21 personelin terör örgütleri ile iltisaklı bilgilerinin bulunduğu ve bu konuda açıklaması soruldu. İmamoğlu bu soruya, “Bu konuda daha önce hakkımda yürütülen ve savcılığını dönemin İçişleri Bakanının yaptığı bakanlık tarafından gönderilen müfettişlerce soruşturmalar yapılıp herhangi bir dava açılmamıştır. Gizli tanık dinlemek yerine bu soruşturma dosyasını hazırlayan savcılık gerekli bilgileri ilgili yerlerden temin edebilir” şeklinde cevap verdi.
“TARİHE KARA BİR LEKE OLARAK GEÇECEK”
İmamoğlu ifadesinde ayrıca şunları söyledi. “4 gündür nezarette bulunan bir kişi olarak yürütülen soruşturmaların içinin boş, ahlak sınırlarını aşan uydurma sorularla dolu en güçlü dayanağını gizli tanıkları bağlamış göz altına 3-5 gün kala MASAK raporlarıyla doldurulmuş, tarihe kara bir leke olarak geçecek süreç yaşatılmıştır. Bu süreç Türkiye’nin itibarını zedelemiştir. Hukuk ve Adalet duygularını vatandaş nezdinde yerle bir etmiştir. Ekonomisini alt üst etmiştir. Gençlerin umudunu perişan etmiştir. Elbette bu süreci yöneten insanlar ve yöneticisinin, yüce yaradan huzurunda hem de bu dünyada hukuk önünde hesap vereceği günler yakındır.”
“CESARETİMİN TARİFİNİ DAHİ YAPAMAM”
“Göz altına alınmadan oluşturulan uydurma altı soruşturma 30 yıla yakın hapis cezası istemi iptal edilen 31 yıllık diploma sadece göz altından bir gün önce açılan kreşleri kapatmaya yönelik şahsıma tebliğ edilen soruşturma. Ben ülkemiz için büyük tehdit haline gelen sürecin milletimiz tarafından anlaşılması için elimden geleni yapacağım. Dünden bu güne milyon kat milletimizin gücünü arkamda daha fazla hissediyorum. Cesaretimin tarifini dahi yapamam. Bugün vermiş olduğum ifade de görüyorum ki beni ve arkadaşlarımı akla hayale gelmeyecek suçlama ve iftiralarla bir yol tercihi yapılmaktadır. Hak yemem, Hakkımı da yedirmeme prensibimi milletimiz çok iyi bilir.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.