Cevdet Yılmaz: Toplumun huzurunu koruyacaksak hukuk içinde olmamız lazım

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen ’21’inci Yüzyılda Türkiye’nin Bağımlılıkla Mücadele Seferberliği Paneli’ne katıldı. Başkanlık binasındaki panele Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın yanı sıra İletişim Başkanı Fahrettin Altun yer aldı…

Cevdet Yılmaz: Toplumun huzurunu koruyacaksak hukuk içinde olmamız lazım
Yayınlanma: Güncelleme: 6 views

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen ’21’inci Yüzyılda Türkiye’nin Bağımlılıkla Mücadele Seferberliği Paneli’ne katıldı. Başkanlık binasındaki panele Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın yanı sıra İletişim Başkanı Fahrettin Altun yer aldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, günümüzde bağımlılığın, fiziksel ve ruhsal sağlık problemlerinden ekonomik kayıplara kadar geniş bir yelpazede olumsuz sonuçlar doğurduğunu belirterek, “Aynı zamanda bireylerin aile ilişkilerini zayıflatmakta, toplumsal bağlarını koparmakta, toplumla bütünleşmelerini güçleştirmektedir. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi tarafından yayımlanan ve 2022 verilerini içeren 2024 uyuşturucu raporuna göre, dünya genelinde 292 milyon kişi maalesef uyuşturucu kullanmıştır. Bu rakam son 10 yılda uyuşturucu kullanımında dünya genelinde yüzde 20’lik bir artışın yaşandığını ve 15-64 yaş aralığındaki her 18 kişiden 1’inin bir şekilde uyuşturucuyla temas ettiğini gösteriyor. Veri sadece madde bağımlılığının bir çeşidine, uyuşturucu kullanımına ilişkin dünya genelindeki durumu gözler önüne seviyor. Alkol, tütün ve ilaç gibi bağımlılıklara, çağımızın hastalığı olan internet, alışveriş ve kumar gibi davranışsal bağımlılıkları da eklediğimizde tablonun vahameti ortaya çıkıyor” dedi.

‘ÇALIŞMALARIMIZI TÜM KAMU KURUMLARIYLA BİRLİKTE SÜRDÜRÜYORUZ’

Yılmaz, bağımlılıkla mücadele kapsamında yürütülen çalışmalara ilişkin, “Bağımlılıklarla mücadele konusunda verdiğimiz siyasi önemin bir yansıması olarak 2014 yılında kurulan Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulu, 2017 yılında kapsamı genişletilerek tütün, alkol ve davranışsal bağımlılıkları da içerecek şekilde Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kuruluna dönüştürülmüştür. 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne uyumlu hale getirilerek yeniden yapılandırılmıştır. Ve bu kapsamda çalışmalarımızı tüm kamu kurumlarıyla ve sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte sürdürüyoruz. Bu kapsamda hazırladığımız eylem planlarımızdan biri olan Uyuşturucu ile Mücadele Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı, ülkemizin uyuşturucu ile mücadeledeki yol haritasını belirlemektedir. Bu planın nihai amacı, toplumu her türlü uyarıcı ve uyuşturucu maddeden uzak tutmaktır. Bu doğrultuda arzın önlenmesi, talebin azaltılması, etkin iletişim, koordinasyon ve izleme ile kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi başlıkları altında 5 yıllık hedefler belirlenmiştir. Bağımlılık ile mücadele çalışmalarının temelini önleme çalışmaları oluşturmaktadır. İşin iki cephesi var, bir arz tarafı var bir de talep tarafı var. Arz tarafı dediğimiz; zehir tacirleri, çeteleri, topluma bir takım zararlı maddeleri yaymaları, gençlerimiz başta olmak üzere bunları çeşitli kesimlere ulaştırmaları. Polis, jandarmamız, adli makamlarımız, bunların görevi bu arz cephesiyle ilgilenmek, zehir tacirleriyle mücadele etmek ama işin bir de talep tarafı var. Talep tarafı çok daha geniş, işte bu önleyici dediğimiz, koruyucu dediğimiz mekanizmaların devreye girmesi gereken taraf. Bu tüm toplumun yapabileceği bir şey, üstesinden gelebileceği bir şey. Biz de bir taraftan tedavi ve rehabilitasyon süreçlerini güçlendirirken, diğer taraftan esas olarak bu talep tarafı üzerinde yoğunlaşmayı doğru buluyoruz” diye konuştu.

‘BAĞIMLILIĞA KARŞI SUNULAN HİZMETLER YAYGINLAŞTIRILDI’

81 ilde bağımlılıkla mücadele kapsamında danışmanlık, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerine erişimin artırıldığını ifade eden Yılmaz, “YEDAM, AMATEM ve ÇEMATEM’lerin kapasitesi güçlendirilmiştir. Tütün, alkol ve madde bağımlılığına karşı sunulan hizmetler yaygınlaştırılırken, vatandaşlarımızın temiz hava hakkını korumaya yönelik denetimler etkin bir şekilde sürdürülmektedir. Tedavi sürecini sadece arınma ile sınırlı bırakmayan ve psikososyal destekle sürdürülebilir iyileşmeyi hedefleyen Bahar Rehabilitasyon Modeli başarılı sonuçlar vermekte olup, yaygınlaştırılması için çalışmalar devam etmektedir. Diğer taraftan tütün, teknoloji ve kumar gibi davranışsal bağımlılıklara yönelik mücadelede tütün kontrolü ve davranışsal bağımlılıklar ile mücadele, ulusal strateji belgeleri ve eylem planları hayata geçirilmiş, böylece daha kapsamlı ve bütüncül bir mücadele yaklaşımı benimsenmiştir. Dijital okul yazarlığının artırılması ve teknolojinin bilinçli kullanımı amacıyla kapsamlı çalışmalar yürütülmüş, Milli Eğitim Bakanlığı’nın EBA platformu, İçişleri Bakanlığımızın SİBERAY projesi ve Yeşilay gibi kurumlar bu sürece aktif katkı sunmuşlardır” dedi.

‘DEMOKRATİK MEŞRUİYET İÇİNDE HAREKET ETMEMİZ LAZIM’

Yılmaz, son günlerde yargı süreçleriyle ilgili sokaklarda hukuka aykırı birtakım eylem ve söylemlerin yaşandığını belirterek, “Demokratik protesto hakkı, eleştiri hakkı, hukuk içinde protesto hakkı elbette bir haktır. Onunla ilgili hiçbir sorunumuz yok. Ama bu hakkı bir perde olarak kullanıp, sokakları terörize etmeye, insanlara hakaret etmeye, şiddet ortamı oluşturmaya, toplumu kutuplaştırmaya, bir gerilim oluşturmaya gayret ediyorsanız; bunun da demokrasiyle, hukuk devletiyle, hakla bir alakası olmadığını görmemiz gerekir. Bu noktada birtakım siyasi partilerin kendi iç kavgalarını, gerilimlerini toplumsal gerilime aktararak, bundan kurtulma çabalarının beyhude bir çapa olduğunu da belirtmek isterim. Bu tür ortamlar, bölgemizi düşündüğünüz zaman hem küresel düzeydeki güç mücadelelerini hem de içinde bulunduğumuz bölgenin jeopolitik şartlarını düşündüğünüzde maalesef bu tür hadiselere dış birtakım müdahalelerin de yapıldığını görüyoruz. Gerek medya kanalıyla algı oluşturma yoluyla gerekse fiilen sokaklarda provokatif eylemler anlamında dış birtakım müdahalelerin de yapılmasına zemin hazırlandığını görüyoruz. Bunları toplum olarak hangi görüşten olursak olalım, hangi partiyi destekliyor olursak olalım, hiç önemli değil ama bu toplumun huzurunu, güvenini koruyacaksak meşruiyetten yana olmamız lazım, hukuk içinde olmamız lazım, demokratik meşruiyet içinde hareket etmemiz lazım” diye konuştu.

ALTUN: BAĞIMLILIKLA MÜCADELE BEKA MESELESİDİR

İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise Türkiye’de 2000’li yılların başından beri devletin tüm imkan ve kabiliyetleriyle bağımlılığa karşı büyük bir mücadele verdiğini kaydederek, “21’inci Yüzyılda Türkiye’nin Bağımlılıklarla Mücadele Seferberliği’ adlı bu kitap, 23 yılda hayata geçirdiğimiz yoğun çalışmaları ve uyguladığımız politikaları, kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Devletimizin faaliyetlerinin bir nevi envanterini ortaya koyan bu eserimizde; bağımlılıklarla mücadele politikamız, mevzuatlar, strateji belgeleri, eylem planları ve idari yapılar çerçevesinde değerlendiriliyor. Tüm bağımlılık türlerine dair Türkiye olarak ürettiğimiz çözümlere yer veriliyor. Rehabilitasyon, iletişim faaliyetleri ve bilimsel alandaki çalışmalar çerçevesinde bireyden başlayıp aileye ve toplumun tüm kesimlerine yayılan seferberliğimiz anlatılıyor. Şuna inanıyoruz; bağımlılıkla mücadele, bir beka meselesidir” dedi.

‘SOKAK ŞİDDETİNE ZEMİN HAZIRLAMAK SORUMSUZLUKTUR’

Ayrıca dijital mecralara fazla maruz kalmanın bireylerin sistematik dezenformasyon ve yanıltma kampanyalarına daha fazla maruz kalmaları anlamına geldiğini belirten Altun, son günlerde İstanbul merkezli olarak başlayan yolsuzluk soruşturması özelinde bu durumun net bir örneğini gördüklerini söyledi. Altun, “Yargı sürecini siyasallaştırmaya, yürüyen bir davayı politik bir çekişmenin konusu haline getirmeye, ortadaki vahim iddialara cevap vermek yerine Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef göstermeye, hükümetimizi suçlamaya yönelik, kötü niyetli bir çabayla karşılaşıyoruz. Çok açık ve net bir şekilde söylemek gerekirse; yürüyen hukuki bir süreci akamete uğratmak ve siyasi rant elde etmek amacıyla vandalizme, sokak şiddetine zemin hazırlamak en hafif tabiriyle sorumsuzluktur, kamu düzenini bozmaktır, toplumsal huzur ve barış ortamını zedelemektir” diye konuştu.

‘BİR KISMI YURT DIŞI KAYNAKLI’

Son dönemdeki dezenformatif kaynaklarının bir kısmının yurt dışı kaynaklı olduğunu söyleyen Altun, İletişim Başkanlığı olarak bilgi kirliliğine karşı çalışmalarını sürdüreceklerini, aynı zamanda vatandaşlardan da güvenilir kaynaklardan bilgi edinmeleri, sosyal medyada karşılaştıkları içerikleri sorgulayıcı bir bilinçle değerlendirmeleri ve fitneye hizmet eden hiçbir yapının sözcülüğünü yapmamalarını beklediklerini söyledi. (DHA)

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.