BM görevlileri Suriye’de iz ararken görüntülenmişti. AP (Arşiv) Suriye’de devrik Esad rejiminin ardından Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve 23 kişilik kabinesi, ülkenin kalkınması için çalışmalara başladı. Bölgede Esad rejimi kalıntılarını..
Suriye’de devrik Esad rejiminin ardından Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve 23 kişilik kabinesi, ülkenin kalkınması için çalışmalara başladı. Bölgede Esad rejimi kalıntılarını temizleme çalışmaları devam ederken, ABD basınında korkunç bir iddia yer aldı. New York Times gazetesinin haberinde, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) Suriye’de 100’ün üzerinde kimyasal silah tesisi olduğundan şüphelendiğini bildirdi.
Gazeteye göre bu tesislerin, Esad rejimi altında kimyasal silahların geliştirilmesi ve araştırılması amacıyla kullanıldığı düşünülürken, bazı tesislerin, mağaralarda veya zor tespit edilebilen yerlerde gizlenmiş olabileceği belirtiliyor. Gazete, kimyasal silah stoklarının Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (CWC) ile yasaklanan sarin gazı ile klor ve hardal gazı gibi maddeleri içerebileceğine dikkat çekiyor.
ESAD KABUL ETMİŞTİ
Suriye’de Esad hükümeti, Şam yakınlarında yüzlerce kişinin ölümüne yol açan bir saldırı düzenlemekle suçlanmasının ardından 2013 yılında kimyasal silah stoklarını teslim etmeyi kabul etmişti. Ancak geniş bir kesim tarafından Esad hükümetinin bazı silahları sakladığı ve sonraki yıllarda tekrar kullandığı savunulmuştu.
2015 yılında İran, nükleer programını düzenlemek karşılığında uluslararası yaptırımların hafifletilmesini içeren tarihi bir anlaşma yaptı. Bu anlaşma ABD, Fransa, Almanya, İngiltere, Çin ve Rusya ile imzalanmıştı. Ancak Trump, 2018’de ilk başkanlık döneminde ABD’yi tek taraflı olarak bu anlaşmadan çekerek Tahran’a yönelik ağır yaptırımları yeniden yürürlüğe koydu. Bu karar, Avrupa ülkelerinin karşı çıkmasına rağmen alındı.
TRUMP DÖNEMİ
Trump, ikinci döneminde İran ile “doğrulanmış bir nükleer barış anlaşması” yapılması çağrısında bulundu ve “İran’ın nükleer silaha sahip olamayacağını” söyledi. İran ise nükleer programının tamamen barışçıl amaçlar taşıdığını ve atom silahı geliştirme niyeti olmadığını savunuyor.
Buna rağmen, “maksimum baskı” politikasını tekrar devreye soktu ve Washington, İran ham petrolünü Çin’e sevk etmekle suçlanan kişi ve kuruluşlara mali yaptırımlar uygulandığını duyurdu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.