ABD Dışişleri Bakanı Rubio: Umarım yarın haberler ateşkes konusunda anlaştıklarını söyler

Rubio, NATO DışiÅŸleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı kapsamında bulunduÄŸu Antalya’da basın mensuplarına Rusya-Ukrayna, Gazze ve Suriye gündemine yönelik konuÅŸtu. Türkiye’nin ev sahipliÄŸinde Rusya-Ukrayna arasında Ä°stanbul’da düzenlenecek barış müzakerelerine yönelik konuÅŸan Rubio, ABD heyetinin, Ukrayna’dan üst düzey bir heyetle görüşeceÄŸini ve Rusya-Ukrayna müzakerelerine katılacağını kaydederek ateÅŸkesin önemini vurguladı.

ABD BaÅŸkanı Donald Trump’ın bu savaşı bitirmek için sabırsızlandığını ileri süren Rubio, “DeÄŸerlendirmeme göre, BaÅŸkan (Trump) ve Putin bu konu üzerinde doÄŸrudan etkileÅŸime girene kadar burada bir atılım yaÅŸayamayacağımızı düşünüyorum.” dedi. Somut bir ilerleme olmadığı takdirde ABD’nin arabuluculuktan çekilme ihtimaline yönelik Rubio, ÅŸunları kaydetti:

“Açıkçası Trump ve Putin, yüz yüze oturup ileriye dönük niyetlerinin ne olduÄŸunu belirleyene kadar burada bir atılım yapacağımıza inanmıyorum. Burada bir atılım yapmamızın tek yolu, Trump’ın Putin ile yüz yüze oturup, bir kez ve herkes için, barışa giden bir yol olup olmadığını ve varsa bunun ne olduÄŸunu belirlemesi.”

Rus tarafının gönderdiÄŸi heyetin seviyesinin, müzakerelerin “kesinlikle büyük bir atılımla sonuçlandıracak bir gösterge” olmadığını savunan Rubio, “Umarım yanılıyorumdur. Umarım yarın haberler ateÅŸkes konusunda anlaÅŸtıklarını söyler.” dedi.

Suriye’de dönüşüm

Rubio, Suriye’de barış ve istikrar saÄŸlanması için destek sunmaya hazır olduklarını açıklayarak, “Barışçıl ve istikrarlı bir Suriye, bölge için son yılların en büyük olumlu geliÅŸmelerinden biri olur.” dedi.

Suriye’deki mevcut yönetimin, çok kültürlü ve farklı toplumsal unsurların bir arada yaÅŸayabileceÄŸi bir toplum inÅŸa etmeyi hedefleyen ulusal bir hareket yürüttüğünü ifade eden Rubio, bu sürecin uzun ve zorlu olacağını belirterek “BaÅŸarılı olması halinde bölge üzerinde dönüştürücü bir etkisi olacak.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Rubio, Şam yönetiminin İsrail dahil olmak üzere komşu ülkelerle barış içinde yaşamayı istediğini ve terör unsurlarını ülkeden çıkarmayı amaçladığını aktardı.

Suriye’deki yeni yönetimin ülke topraklarında kimyasal silahların depolanmasını istemediÄŸine iÅŸaret eden Rubio, Suriye’nin bu silahların güvenli ÅŸekilde tespit ve imha edilmesi için ABD’den destek istediÄŸini, Washington yönetiminin de bu desteÄŸi vermeye hazır olduÄŸunu belirtti.

Türkiye gibi bölgesel ortaklar

Suriye’nin farklı inançlara ve geçmiÅŸlere sahip insanların uzun zamandır bir arada yaÅŸadığı bir ülke olduÄŸunu kaydeden Rubio, “bölgeyi istikrarsızlaÅŸtıracak acımasız savaÅŸ” yerine “büyük bir dönüşüme” vurgu yaptı.

Rubio, şunları söyledi:

“Bunu (dönüşümü) gerçekleÅŸtirmek sahadaki liderlere kalacak ve onlar da bazı önemli zorluklarla karşı karşıya. Hiç şüphe yok. Ä°yi haber ÅŸu ki, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve BAE gibi katkıda bulunmaya istekli bölgesel ortaklar var.”

Yaptırımların kaldırılmasının etkilerinin hissedileceğini kaydeden Rubio, bunun da temel hizmetleri sağlayabilecek bir yönetimin tesis edilmesi sayesinde ülkede yeniden inşa çalışmalarına katkı sunacağını bildirdi.

Sezar Yasası

Rubio, Kongre üyelerinin Sezar Yasası’ndaki muafiyet yetkisini kullanılması için çaÄŸrı yaptığını aktararak, Trump’ın ilk adım olarak muafiyet kullanmayı planladığını ve bunun 180 günde bir yenilenmesi gerektiÄŸini ifade etti.

Yeterli ilerleme kaydedilirse, Kongre’den yaptırımların tamamen kaldırmasını talep edebileceklerini belirten Rubio, “Henüz o noktada deÄŸiliz, bu adım ÅŸu aÅŸamada erken olur. Öncelikle, yabancı ortakların yaptırım riski olmadan Suriye’ye yardım göndermesine imkan tanıyacak ilk muafiyetle baÅŸlamak istiyoruz.” diye konuÅŸtu.

Alternatif planlara “açığız” masajı

Ä°srail BaÅŸbakanı Binyamin Netanyahu ile görüştüğünü kaydeden Rubio, Washington yönetiminin, Gazze’deki insani durumun gidiÅŸatından endiÅŸe duyduÄŸunu bildirdi.

Gazze halkının çektiÄŸi acılara karşı duyarsız olmadıklarını ve çatışmanın kalıcı bir ÅŸekilde sona ermesini istediklerini kaydeden Rubio, “Hamas teslim olursa (çatışmalar) hemen sona erer.” ifadesini kullandı.

Gazze Åžeridi’ndeki duruma deÄŸinen Rubio, bölge halkının “Hamas yönetiminde olduÄŸundan daha iyi bir geleceÄŸi” hak ettiÄŸini ileri sürerek bölge halkının insani durumun gidiÅŸatından rahatsız olduÄŸunu aktardı.

ABD’nin desteklediÄŸi ve “Hamas tarafından saptırılmayan ve çalınmayan bir yardım ulaÅŸtırma planına” yönelik eleÅŸtiriler duyduÄŸunu kaydeden Rubio, baÅŸkalarının “daha iyi bir alternatif planlarına” açık olduklarını belirtti.

Hamas’ın “barışçıl bir grup” olmadığını savunan Rubio, “Onlar bir terörist grup. Bunlar savaÅŸla hiçbir ilgisi olmayan masum insanları kaçıran, tecavüz eden, katleden bir grup ve var oldukları ve etrafta oldukları sürece barış olmayacak.” dedi.

Rubio, Hamas’ın 7 Ekim’de kasıtlı olarak korkunç suçlar iÅŸlediÄŸini ve yeni çatışmayı tetiklediÄŸini kaydetti.

Siyasi deÄŸil “ruhani” lider

Papa’nın siyasi bir lider gibi deÄŸerlendirilmesine karşı çıkan Rubio, Papa’nın sadece Katolik Kilisesi’nin “ruhani lideri” olduÄŸunu vurguladı.

Rubio, Katolik sosyal öğretilerinin göçmenlere şefkatle yaklaşmayı öngördüğünü ancak kitlesel göç ve açlığın insan kaçakçılığına ve suç oranlarının artmasına yol açtığını ifade etti.