CumhurbaÅŸkanı Yardımcısı Yılmaz, PKK’nın silah bırakma sürecini deÄŸerlendirdi: Kurumlarımız hassasiyetle takip edecekler

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TV100 televizyonu canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Manisa BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Ferdi Zeyrek’e Allah’tan rahmet dileyen Yılmaz, olay ile ilgili baÅŸlatılan soruÅŸturmaların sonucunun beklenmesi gerektiÄŸini belirtti.

Yılmaz, Ä°srail’in, Gazze’ye insani yardım ulaÅŸtırmak amacıyla yola çıkan Madleen adlı gemiye saldırısına iliÅŸkin, “Ä°srail iÅŸlediÄŸi suçlara bir yenisini daha ekledi. Tamamen hukuk dışı bir müdahale. Netanyahu yönetimi uzun süredir soykırım politikası izliyor zaten. Bir an önce Ä°srail’in bu insanlık dışı politikalardan vazgeçmesi, öncelikle ateÅŸkesin saÄŸlanması, Gazze baÅŸta olmak üzere Filistin halkına yardımların, desteklerin kesintisiz bir ÅŸekilde ulaÅŸması ve kalıcı bir istikrar için de BM kararları çerçevesinde iki devletli bir çözümün yoluna girilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin Ä°srail ile ticareti var mı?” sorusuna Yılmaz, “Türkiye içindeki kesimleri bir kenara bırakalım, Filistinlilere sorsunlar. Onlara en fazla sahip çıkan, en fazla yanlarında olan lider kim? En fazla yanlarında olan ülke kim? Bizzat Filistinlilere bunu sorsunlar. Cevabı onlardan en güzel ÅŸekilde alırlar diye düşünüyorum.” yanıtını verdi.

Yılmaz, “terör örgütü PKK’nın fesih ve silah bırakma sürecinde mekanizmanın nasıl iÅŸleyeceÄŸi, nasıl denetleneceÄŸine” iliÅŸkin soru üzerine ÅŸunları kaydetti:

“Ãœlkemizi terör belasından kurtarmak için büyük bir fırsat oluÅŸmuÅŸ durumda. Çok önemli bir döneme girmiÅŸ durumdayız. Ancak bu dönem hala devam eden bir süreç. Öncelikle bu kendini feshetme ve silahları bırakma kararının sahada gerçekleÅŸtiÄŸini görmemiz gerekiyor. Bunu da ilgili kurumlarımız hassasiyetle takip edecekler, izleyecekler. Tam bir takvim vermek kolay deÄŸil bu iÅŸlerde. En kısa sürede olması lazım. Bu süreçlere tabiri caizse çomak sokan çok olur. Yani ‘Türkiye’nin başı beladan kurtulmasın’, ‘terör devam etsin’ diye provokasyonlar yapanlar olabilir. Dolayısıyla bu konularda en önemli unsur, olabildiÄŸince kısa sürelerde bu süreçlerin tamamlanması.”

“DARBE ANAYASASI UTANCINDAN ÃœLKEMÄ°ZÄ°N KURTARILMASI LAZIM”

Yılmaz, yeni anayasanın vatandaşa getireceği katkı ve muhalefetin nasıl ikna edileceğine ilişkin soruya şu cevabı verdi:

“Mevcut anayasamız, bir darbe anayasası. 15 Temmuz’a kadar maalesef vesayetçi bir demokraside yaÅŸadı Türkiye. Dolayısıyla bu darbe anayasası utancından ülkemizin kurtarılması lazım. Bu sadece bir partinin meselesi deÄŸil, bütün partilerin meselesi. Türkiye Yüzyılı’nda sivil ve özgürlükçü bir anayasa yakışır. AK Parti olarak CumhurbaÅŸkanımız 11 kiÅŸilik bir komisyon kurdu. Kendi perspektifimizi burada ortaya koyacağız. DiÄŸer partilerin de yapacağı hazırlıklarla, ortaya koyacakları fikirlerle bir ortak akılla ve vicdanla oluÅŸacak bir süreçten bahsediyoruz. Buna Türkiye’nin ihtiyacı var. Bunu çeÅŸitli bahanelerle farklı yerlere çekmeye çalışanlar Türkiye’ye haksızlık yapıyor. Dolayısıyla dar siyasi tartışmalara bu çalışmalar feda edilmemeli.”

“Ekonomi programının yansımaları ve enflasyon hedeflerine” iliÅŸkin soru üzerine Yılmaz, “Geçen yıl mayıs ayında yüzde 75,5 olan yıllık enflasyon oranı, bu yılın mayıs ayı itibarıyla yüzde 35,4’e düştü. Bu uyguladığımız Orta Vadeli Program’ın baÅŸarılı sonuçlar verdiÄŸini açık bir ÅŸekilde gösteriyor. Önümüzdeki 6 aylık dönemde de bu eÄŸilimin devam etmesini bekliyoruz ve yıl sonu itibarıyla artık 20’li rakamları konuÅŸacak Türkiye enflasyonda.” yanıtını verdi.

Yılmaz, hangi göstergeye bakılırsa bakılsın Türkiye ekonomisinin istikrarını artırdığını, sağlıklı bir büyüme yapısını geliştirdiğini ve her geçen yıl hedeflerine daha fazla yaklaştığını vurguladı.

“REEL SEKTÖR BU ÃœLKENÄ°N ÃœRETÄ°M GÃœCÃœ”

Para politikasının yanı sıra arz yönlü politikalarla da enflasyonu düşürmeyi hedeflediklerini belirten Yılmaz, gıda üretimini artırmaya yönelik yoğun bir gayret gösterdiklerini, akıllı tarım uygulamaları, daha iyi bir destekleme sistemi, sulama yatırımlarının artırılması ve DAP, GAP gibi bölgesel kalkınma programlarının desteklenmesi gibi çok boyutlu çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

Hizmet enflasyonunu kırmak için sosyal konut projelerine önem verdiklerini dile getiren Yılmaz, daha satın alınabilir, iyi tasarlanmış, fonksiyonel, enerji verimliliği yüksek ve afetlere karşı dirençli konutlar üretmek istediklerini ifade etti.

Yılmaz, arzı artırarak kiraların da düşmesine katkı sağlanacağının altını çizdi.

Ekonomi programının ana çerçevesini, istikametini bozmadığı sürece selektif olarak birtakım hassas sektörlere, kesimlere dönük politikalar izlediklerini vurgulayan Yılmaz, “Reel sektör bu ülkenin üretim gücü, çok kıymetli ve onların taleplerini, beklentilerini programımızın ana çerçevesini bozmamak kaydıyla selektif tedbirlerle çözüyoruz. Bundan sonra da yeri geldikçe yine bu tür desteklerimiz, programlarımız devam edecektir.” diye konuÅŸtu.

“TÃœRKÄ°YE’NÄ°N LEHÄ°NE OLACAK STRATEJÄ°LER GELÄ°ÅžTÄ°RÄ°YORUZ”

Yılmaz, dünyada içe kapanmanın arttığı, ticaret rekabetinin yoğunlaştığı, korumacı eğilimlerin yükseldiği bir dönemin yaşandığını, bu dönemin kendine özgü belirsizlikler getirdiğini belirterek, bu süreci yakından takip ettiklerini, bu süreçte fırsatların da tehditlerin de bulunduğunu kaydetti.

ABD BaÅŸkanı Donald Trump’ın tarifelere yönelik açıklamalarının ardından dünya büyümesine iliÅŸkin beklentilerin aÅŸağıya yönlü revize edildiÄŸini anımsatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Emtia fiyatları düştü. Çünkü daha az ihtiyaç olacak diye bakıldı dünya piyasalarında. Emtia fiyatları düştü, petrol ve diÄŸer emtia… Biz de bunları ithal eden bir ülke olarak bundan istifade edeceÄŸiz örneÄŸin. Avrupa yarın Amerika’yla iyi, kötü uyumlu bir yaklaşım sergilerse Çin’e karşı örneÄŸin, Avrupa’yla gümrük birliÄŸi olan bir ülke olarak bu bizim lehimize bir sonuç doÄŸurur. Ama diÄŸer taraftan tehditler de var tabii. Çin, Amerikan pazarı kapandığı zaman diÄŸer pazarlara daha agresif bir ÅŸekilde girebilir. Bu da bizim pazarlarımızda rekabet ortamını olumsuz etkileyebilir. Yani artılarıyla eksileriyle bu süreci çok yakından takip ediyoruz ve Türkiye’nin lehine olacak stratejiler geliÅŸtiriyoruz.”

Yılmaz, Nüfus Politikaları Kurulu’nun ilk toplantısının geçen aylarda gerçekleÅŸtirildiÄŸini ve önemli kararların alındığını hatırlatarak, “Åžimdi yeni bir çalışma içindeyiz. 6 tane çalışma grubu oluÅŸturduk bu Nüfus Politikaları Kurulu altında. Mevzuat, ekonomik destekler, eÄŸitim, saÄŸlık, çalışma hayatı ve iletiÅŸim-kültürel boyutu olmak üzere. Bütün bu alanlarla ilgili her birinde bir koordinatör kurulumuz. DiÄŸer ilgili kurumlarla bir hazırlık yapıyor. Bu ayın sonu veya gelecek ayın başında diyelim toplanıp bütün bu çalışma gruplarının getirdiÄŸi teklifleri deÄŸerlendireceÄŸiz ve hükümetimizin gündemine, Sayın CumhurbaÅŸkanımıza arz edeceÄŸiz.” dedi.

“SÃœRECÄ° SÄ°YASAL ALANA ÇEKMEYÄ° DOÄžRU BULMUYORUM”

“Ekrem Ä°mamoÄŸlu’nun tutuklanmasıyla baÅŸlayan operasyonlar Ä°stanbul’dan Adana’nın Seyhan ve Ceyhan Belediyelerine uzadı. Cumhuriyet Halk Partisi lideri Özgür Özel’in de haftalık mitinglerle Türkiye’de siyasetin fitilini birazcık daha ateÅŸlendiÄŸi bir sürecin de yaÅŸandığı sonuçlar getirdi bu operasyonlar. Siz bu süreçleri nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?” sorusuna Yılmaz ÅŸu yanıtı verdi:

“Bir yolsuzluk operasyonuyla karşı karşıyayız. Bunun sonucu tabii bir yargı süreci. Yargı sürecini hep birlikte takip edeceÄŸiz. Sonucunu hep birlikte göreceÄŸiz. Ama ÅŸunun altını çizmemiz lazım. Hiç kimsenin suç iÅŸleme özgürlüğü yok bu ülkede. Makamınız, mevkiniz ne olursa olsun, hiç kimsenin böyle bir imtiyazı yok. Suç iÅŸleme özgürlüğü yok. Herkesin de hukuk içinde, hukuk çerçevesinde kendisini savunma hakkı var, kendisini müdafaa etme hakkı var. Hukuk dediÄŸimiz böyle bir süreç. Dolayısıyla hep birlikte bu süreci takip etmemiz lazım. Bu süreci siyasal alana çekmeyi de doÄŸru bulmuyorum.

Bir defa şöyle bir ÅŸey oldu geçtiÄŸimiz dönemde. Ortada bir seçim yokken. Yani seçimler 2028’de biliyorsunuz. Üç yıl var daha seçimlere. Birdenbire Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı kendisini CumhurbaÅŸkanı adayı ilan etti. Åžehir ÅŸehir dolaÅŸmaya baÅŸladı. Ortada bir seçim yok. Ön seçim Türkiye’de görülmüş bir ÅŸey deÄŸil. Niye böyle davranıldı? ‘Ä°ÅŸte ben aday oldum da başıma bunlar geldi’ demek için mi acaba? Yani bu soruyu sormamız lazım. Bu gelen sürece kendisince böyle bir öngörüyle, bir adaylık pozisyonuna girip ‘ben aday oldum diye bunlar yaÅŸandı’ gibi bir algı oluÅŸturuldu. Bu kesinlikle yanlış bir durum. Suçlu mudur, suçsuz mudur buna karar verecek olan bağımsız yargıdır. Yargının kararını eleÅŸtirebilirsiniz, beÄŸenmeyebilirsiniz ama hiç kimsenin yargıyı tehdit etme, yargıyı tanımam deme ayrıcalığı da yok doÄŸrusu. Yargıya hakaret etme özgürlüğü de yok.”

“İÇ KAVGALARINI TOPLUMSAL ALANA YANSITMAMALARI LAZIM”

Yılmaz, yargı süreci devam CHP kurultayına ilişkin soruyu ise şöyle cevapladı:

“CHP’nin kendi içinde bir tartışma. Bir AK Parti’li deÄŸil ki ÅŸikayet eden. CHP’nin kendi içinde ve nihayetinde bir yargı süreci. Yargının vereceÄŸi kararı beklemek durumundayız. Hukuka uygun olan, olmayan nedir, ne deÄŸildir en iyi takdir edecek olan sonuçta bağımsız yargı. Fakat her halükarda ÅŸunun da altını çizmemiz lazım. Bir kapatma davasından filan da bahsetmiyoruz. Ä°ki alternatif var. Ya yargı diyecek ki ‘yani sorun yok’. Bu mevcut yönetim devam etsin diyecek. Veya ne diyecek? ‘Yine CHP teÅŸkilatları geçici bir yönetim oluÅŸturacak. CHP teÅŸkilatları, CHP delegesi, CHP’liler kendi idari pozisyonlarına yeniden isimler belirleyecekler.’ Yani böyle bir dünyanın sonu gibi bir tablo çizilmesini de ben doÄŸru bulmuyorum açıkçası. Her halükarda CHP’nin kendi içinde çözeceÄŸi bir mesele olacak diye bakıyorum. Ama yargı kararını bilemem. O yargının takdiri, onu hep birlikte bekleyip göreceÄŸiz. Yalnız tekrar altını çizmek istiyorum. CHP’nin kendi içindeki kavgaları toplumsal alana yansıtmaması lazım.”