Milliyet.com.tr / ÖZEL – İran ile İsrail arasında tırmanan çatışmalar, iki ülkenin askeri doktrinleri arasındaki temel farkların pratikte nasıl sonuçlar doğurduğunu da ortaya koydu. İsrail, teknolojik üstünlüğe dayalı yüksek hassasiyetli..
Milliyet.com.tr / ÖZEL – İran ile İsrail arasında tırmanan çatışmalar, iki ülkenin askeri doktrinleri arasındaki temel farkların pratikte nasıl sonuçlar doğurduğunu da ortaya koydu. İsrail, teknolojik üstünlüğe dayalı yüksek hassasiyetli hava saldırıları ve önleyici vuruş stratejisiyle öne çıkarken; İran daha çok insansız hava araçları ve uzun menzilli füze sistemleriyle yürüttüğü modellerle karşılık verdi.
İran’ın fırlattığı bazı gelişmiş füzeler, Demir Kubbe savunma sistemini aşarak Tel Aviv ve Hayfa’da yıkıma yol açtı. Bu durum, İsrail’in hava savunmasında ciddi bir zafiyetin işaretleri olarak değerlendirildi.
Savaşın askeri teknolojilerin ötesinde karar alma hızının, istihbarat kabiliyetlerinin ve sivil savunma altyapılarının ne kadar belirleyici olduğunu da gösterdi. Yaşanan gelişmeler, Orta Doğu’daki güvenlik doktrinlerinin yeniden masaya yatırılmasına yol açarken, olası yeni çatışmalarda doktrin farklılıklarının daha keskin sonuçlar doğurabileceğine dair de işaretler verdi.
Türkiye’nin İran-İsrail ve Ukrayna-Rusya savaşlarını yakından takip ederek bu çatışmalardan stratejik dersler çıkarması gerektiğine dikkat çekiliyor. Her iki savaşta da öne çıkan askeri taktik ve teknolojilerin ayrıntılı biçimde analiz edilmesini öneren Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, Türkiye’nin bu deneyimlerden yola çıkarak mevcut savunma doktrinini güncellemesi ve kendine özgü bir hibrit yöntem geliştirmesi gerektiğini belirtiyor.
FÜZE YAĞMURU MU, NOKTA ATIŞI MI?
Son 5 günde İran-İsrail savaşında askeri doktrinler konusunda kimden, ne gördük?
1 – ANA TAARRUZ YÖNTEMİ
İran: Uzun menzilli balistik füzeler + kamikaze dronlar
İsrail: Savaş uçakları + HİK (Havadan İhbar ve Kontrol) uçakları + tanker uçaklar + orta menzilli güdümlü mühimmatlar + büyük İHA’lar
2 – ERKEN İHBAR VE RADAR AĞI
İran: Sınırlı
İsrail: Katmanlı ve çok güçlü
3 – HAVA SAVUNMA YETENEĞİ
İran: Sınırlı
İsrail: Katmanlı ve çok güçlü
4 – BALİSTİK FÜZE SAVUNMASI
İran: Çok sınırlı
İsrail: Orta seviye
5 – ELEKTRONİK HARP KAPASİTESİ
İran: Çok sınırlı
İsrail: Güçlü
6 – İSTİHBARAT AĞI
İran: Çok sınırlı
İsrail: Çok güçlü ve yaygın
7 – ANA ÖZELLİKLER
İran: Basit, hızlı, ucuz sistemler
İsrail: Kompleks, pahalı ve uzun sürede inşa edilen sistemler
8 – SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
İran: Orta ve uzun vadede zor
İsrail: Orta vadede sürdürülebilir, uzun vadede zor
9 – ASKERİ BAŞARI DÜZEYİ
İran: Düşük
İsrail: Yüksek
10 – SİVİL KAYIPLAR
İran: Yüksek
İsrail: Sınırlı
11 – MÜTTEFİK VE DIŞ DESTEK İHTİYACI
İran: Sınırlı; daha çok vekil güçlere (milis, Hizbullah vb.) dayanıyor
İsrail: Yüksek; özellikle ABD desteği kritik
12 – LOJİSTİK VE TEDARİK ZİNCİRİ
İran: Çin’den yedek parça, Rusya’dan silah alabilir
İsrail: Müttefikleri var, daha hızlı tamamlayabilir
(Kara ve deniz kuvvetleri değerlendirme dışı bırakılmıştır)
SÜREÇ UZADIKÇA BU İŞ İSRAİL’İN LEHİNE OLABİLİR
Peki bu çatışmadan sonra, İsrail ve İran askeri doktrinlerinde ne tür değişiklikler gündeme gelebilir? İki ülkenin askeri yetenekleri karşılaştırıldığında, gelecekteki olası daha geniş çaplı çatışmalarda hangi taraf avantajlı gözüküyor? Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, Milliyet.com.tr‘ye değerlendirdi.
Amerika’nın dahil olma seçeneğini düşünürsek, böyle bir durumun çok daha farklı olacağını söyleyen Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, ‘İran’ın gerçekten ona yardımcı olabilecek, elini taşının altına koyabilecek hiçbir müttefiki yok. Silah yardımı yapacak olan belki Rusya, yakıt veya bileşenlerde Çin olabilir ama ABD gibi savaşın içine dalabilecek hiçbir müttefiki yok. Öte yandan İsrail’e baktığınız zaman hem Amerika doğrudan dahil olabilir hem de İsrail’e doğru atılacak füzelerin veya dronların engellenmesinde İngiltere ile Fransa da yardımcı olabilir. Bunu açıkça da söylediler ki zaten daha önce de yaptılar. Süreç uzadıkça bu iş İsrail’in lehine olabilir.’ dedi.
İRAN BALİSTİK FÜZELERİNİ FIRLATAMAYABİLİR
Oğuz, ‘İsrail, İran hava sahasını henüz tam olarak kontrol altına alabilmiş değil. Ülkenin özellikle batısında daha aktifler ve orada daha hakimiyeti ele geçirmiş durumdalar ama orta ve doğu kesimlerinde bir hakimiyetleri yok. Ülkenin tüm hava sahasını kontrol altına alırlarsa bu durumda İran balistik füzelerini fırlatamayacak hale gelebilir veya çok cılız, birkaç tane atabilecek kadar azalabilir. Böyle bir durumda bu iş rejim değişikliğine bile gidebilir kısa süre içerisinde.’ ifadelerini kullandı.
İKİ FARKLI SAVAŞ! BİRİNDE BALİSTİK FÜZELER, DİĞERİNDE DRONLAR…
Oğuz sözlerini şöyle sürdürdü; Bu çatışmalar çok yeni olaylara gebe. Ama uzadıkça İsrail’in lehine olacaktır. Çünkü İsrail hem uluslararası desteği alabilecek hem de mühimmat desteği alabilecek. Oysa İran’da bu durum çok sınırlı durumda.
İki tarafın yenişemediği durumda, iki taraf da eksiklerini gidermeye çalışacaktır. Sadece onlar değil… Türkiye de bunları dikkate alıp kendi doktrinini yenilemeli. Sadece İran-İsrail savaşı değil, dikkatimiz buraya döndüğü için unuttuğumuz bir Ukrayna-Rusya savaşı var. Dolayısıyla doktrin olarak baktığınız zaman bunlar da tamamen farklı savaşlar. Birinde uçaklar ve balistik füzelerle birbirleriyle savaşıyorlar. Öbür tarafta ise bunlar neredeyse hiç yok, dronlar savaşıyor. Dünyada birbirine iki yakın bölgede tamamen iki farklı savaş yürütülüyor.
TÜRKİYE İÇİN BİR FIRSAT
Bu Türkiye için aslında bir fırsattır. Tabii ki savaş olmasını sevmiyoruz ama kendi çıkarlarımızı koruyabilmek için bunları fırsat olarak görüp, buradaki pozitif yanları kendi bünyemize monte edebilmeliyiz. Dolayısıyla aynı şekilde İsrail ve İran da askeri doktrinlerin de eksik taraflarını görüp değişikliklere gideceklerdir. Örneğin İsrail, hipersonik füzeleri engelleyemiyor. Bundan sonra hipersonik füzeleri engelleyebilmek için onlar üzerinde sıkı bir şekilde çalışacaktır ve ABD’de ona yardım edecektir. Baktığınız zaman Iron Dome’dan (Demir Kubbe) David Sling’e (Davut Sapanı) Arrow-2, Arrow-3’e bunların hepsi tamamen ABD kurumlarının yardımlarıyla geliştirilmiş sistemlerdir. Buradan çıkacak şeyle sadece İsrail değil, ABD’de de kendini güncelleyecek. Özellikle hava ve füze konusunda.
Diğer taraftan baktığınız zaman İran çok fazla görünmese de Şahid-131, Şahid-136 gibi dronlar da saldırmaya devam ediyor. Ama onların hepsi çok ilkel dronlar olduğu için Rusya ve Ukrayna gibi bu alanda gelişmemiş ülkelerde işe yarıyor.
İRAN’IN ÇOK SINIRLI BİR KAPASİTESİ VAR
İran üzerinde ilk seferde başarılı olamayıp birkaç kere deneyip başarılı olduğu bazı suikastlar veya bazı noktaları defalarca vurmasını gerektiren şeyler var. İsrail oraya yönelik de konvansyonel yöntemlerini değiştirecektir. İran’a baktığınız zaman, aslında çok sınırlı bir kapasitesi olduğu görülüyor. Zaten bunu biliyorlardı, bunun üzerine yatırım yapıyorlardı ama İran’ın balistik füze atabilmesi kendi hava sahasını kontrol edebilmesiyle doğrudan bağlantılı. Hava sahasını kontrolünü komple kaybettiği anda artık balistik füze de atamaz hale geliyor. İran da bunu gördü.
HAVADAN DESTEK VEREMEDİĞİNİZ ZAMAN KARADA DA GÜCÜNÜZ OLSA DAHİ İLERLEYEMİYORSUNUZ
Belki uçakları ikinci plana alabilirler ama hava savunmasını çok güçlendirmesi gerektiğini gördü. Neden? Bunun için dönüp Rusya-Ukrayna savaşına bakmamız lazım. Eğer kuvvetler hava savunma açısından birbirine denkse havada uçak uçuramıyorlar. Bunu Ukrayna ve Rusya’da görüyoruz. En başlarda ne kadar hava unsurları uçuyordu, havadan bombardımanlar oluyordu. Artık günümüzde savaşlar küçücük dronlarla yapılıyor. Çünkü havadan destek veremediğiniz zaman karada gücünüz olsa dahi ilerleyemiyorsunuz. Birbirine eş savunmalarınız olursa da o zaman havada uçak tutamıyorsunuz. Bu sadece hava savunmayla da değil elektronik harp de bunun bir parçası.
İRAN’DA ÇÖKEN İSTİHBARAT
İsrail, İran topraklarında her şeyi yapabilirken İran’ın İsrail hakkında hiçbir istihbaratı yok. Bu çok önemli bir kabiliyet artışı olarak çıktı. Savaş sadece silahların önemini değil, istihbaratın önemini çok daha fazla gösterdi. Her şeyi eli koymuş gibi biliyor. Zamanını, yerini, ne şekilde olacağını… Bu da tabi İran’da rejimden memnun olmayanlar İsrail’e yardımcı oluyor. Sadece o ülkedeki Mossad operatörlerinin başarısı değil bu. Oradaki iş birlikçileri… Hem gönüllü olabilir, hem tehditle olabilir, hem de rüşvetle olabilir. İran bu açıdan da güçsüz olduğu için istihbarat olarak da çöktüğünü görüyoruz.
İran’da ilk çöken tamamen askeri sistemler değil, çöken istihbarattır. İstihbaratın çökmesi, askeri tedbirlerin daha hızlı çökmesine sebep oluyor. Bu savaşta belki de incelenmesi gereken birinci öncelik istihbaratın önemi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.