Faiz kararı piyasaları nasıl etkileyecek? Ekonomistlerden dikkat çeken değerlendirme

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Başkan Yaşar Fatih Karahan başkanlığında toplandı. Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 46’da sabit tutulmasına karar verdi. Ayrıca Kurul, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 49’da, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 44,5’te sabit tuttu. Peki bu karar piyasaları nasıl etkileyecek? İşte detaylar…

‘SIKI PARA POLİTİKASI DURUŞU DEVAM EDECEK’

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Develi şu ifadeleri kullandı: “Beklenti jeopolitik risklerden dolayı belirsizlik ortamında faizin sabit tutulması noktasındaydı. Mayıs ayı enflasyonunun düşük gelmesi ‘acaba’ sorusunu gündeme getirdi. TCMB faizi değiştirmedi.

Merkez Bankası ‘enflasyon güdümlü’ diyor bu önemli bir kavram. Enflasyondaki gelişmelere göre biz politika faizi kararlarını vereceğiz dedi. Faizi sabit tuttu iletişim dilinde bir gevşeme sinyalleri yok. Sıkı para politikası duruşunun devam edeceğini söyleyebiliriz.

‘TCMB, ENFLASYONDAKİ SEYRE BAKACAĞIZ DİYOR’

Merkez Bankası ‘Gerektiği zaman gerektiği ölçüde biz daha fazla sıkılaşma yaparız, enflasyondaki seyre bakacağız’ diyor.

FAİZ İNDİRİMİ NASIL OLUR?

İndirim süreci nasıl olacak? Enflasyon aylık bazda yüzde 1.50’nin altına düştüğü sürece Temmuz, ağustosta biz yavaş yavaş faiz indirimlerini konuşmaya başlayacağız. İçeride faiz indirimi sürecini etkileyen yegane unsur enflasyondaki aylık seyirdir.

STRATEJİST CÜNEYT PAKSOY: MERKEZ BANKASI PİYASA ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİ KUVVETLENDİRİYOR

Stratejist Cüneyt Paksoy konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Son beklenti anketinde piyasa beklentisi Merkez Bankası’na yakınlaştı, sene sonu hedefler itibarıyla. Bu önemli. Bunu Merkez Bankası takip ediyor. Son gelen iyi verinin haziran ayında da devam edeceğini, petrol fiyatlarında ekstrem hareketler normal bir denge içinde kalırsa dezenflasyon sürecinin devam edebileceğini satır arasında belirtiyor. Temmuz ve sonrası için bir manevra alanı oluşursa bunu kullanabileceğini söylüyor.

Potansiyel riskler olduğunda gelişmelere bağlı olarak karşı yönde de yani yukarı yönlü de adım atabilirim diyerek Merkez Bankası otoritesinin piyasa üzerindeki etkisini kuvvetlendiriyor. Bence burası çok önemli.

Şunu net olarak söyleyeyim. Merkez Bankası gerekeni gerektiğinde yaparak kendi kredibilitesini koruyor. CDS ve rezerv noktasında bu mutlaka karşılık bulacaktır. Benim bir anlamda da baktığım gösterge tahvil ve uzun vadeli tahvildir. Orada en son piyasa dinamiklerine baktığımda Merkez Bankası’nın kontrollü gidişine tahvil tarafının cevap verdiğini görüyoruz. Borsanın cevap vermesi biraz zaman alacaktır.

PETROL FİYATLARI HAKKINDA

Aslında Merkez Bankası şuna bakıyor, genel resme bakıyor. Ne zaman petrol yükseldi, niçin yükseldi, ne zaman dengede kaldı? Mutlaka kendi veri seti içinde bakıyor. Pandemide 15 dolara inen bir Brent petrol görmüştük. Sonra Rusya-Ukrayna savaşı büyük bir değişken olarak petrol fiyatları üzerinde etki yapmış ve 135 dolara çıkan petrol fiyatı görmüştük. Sonra kademeli bir normalleşme petrol fiyatlarını aşağı çekmişti.

Denge fiyatı 70-85 dolar içine gelmişti. Merkez Bankası enflasyon raporlarında bizim beklentimiz 80 dolar civarında bir petrol demişti. Sonra gelişmelere bağlı olarak Merkez Bankası petrol tarafındaki beklentisini güncelledi. 70-80 dolar bandı içerisinde petrol fiyatını makul gören bir Merkez Bankası profiline döndü.

An itibarıyla 77 dolarları test ettik. Merkez Bankası eğer petrol fiyatları 82 dolar 87 dolar ve üzerine gitme potansiyeli gösterirse bu mutlaka enflasyon üzerinde baskı oluşturacak. O baskıyı da takip edeceğini belirtiyor. Petrol fiyatlarının dış basında 100 dolarları görebileceğine dair raporlar okuduk. Kendi bakışıma göre bu ne ABD’nin ne Avrupa’nın işine gelir. Petrol fiyatlarında bir denge aranacaktır. Merkez Bankası o dengeyi kullanacaktır.”