Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘İstanbul 2025 Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı ile bugün İstanbul’da başladı. 27 -29 Haziran tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezinde gerçekleştirilecek olan forum, Türkiye..
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘İstanbul 2025 Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı ile bugün İstanbul’da başladı. 27 -29 Haziran tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezinde gerçekleştirilecek olan forum, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, 70 ülkeden ulaştırma bakanları, uluslararası kuruluş ve finans kurumu temsilcileri, özel sektör liderleri ile sektör uzmanları katılımlarıyla gerçekleştiriliyor. Dünya Bankası’nın desteğiyle düzenlenen forumun hedefleri arasında Sınır ötesi koordinasyon, dijitalleşme, altyapı yatırımları, transit taşımacılık süreçlerine uyum sağlamak ve Orta Koridor gibi stratejik güzergahlarda iş birliğini güçlendirmek gibi konular yer alıyor.
Forumun açılışını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarından öne çıkan satır başları şöyle; Hepinizin malumu küresel ekonomide insan ve mal dolaşımını sağlayan lojistiğin önemi her geçen gün artıyor.
Ekonomik bakımdan toplam 51 trilyon doları aşan gayri safi yurt işi hasılaya sahip bir coğrafyanın tam merkezinde yer alıyorsunuz. Forumun bir uluslararası toplantıdan öte, Türkiye’nin ulaştırma vizyonu ve liderlik kapasitesini tüm dünyaya gösteren önemli bir platform olacağına yürekten inanıyorum.
Ulaştırma Bakanlığımız başta olmak üzere forumun düzenlenmesinde emeği geçenlere dünyanın dört bir yanından gelerek foruma katkı verecek siz değerli dostlarımıza şimdiden teşekkür ediyorum.
Değerli misafirler, hepinizin malumu, küresel ekonomide insan ve mal dolaşımını sağlayan lojistik hatların önemi her geçen gün daha da artıyor. Bunun en açık örneğini Covid salgını döneminde hep beraber yaşadık.
Bölgemizde son dönemde yaşanan gerilimler Hürmüz Boğazı’nda hava sahalarında ortaya çıkan belirsizlikler yeni ve güvenli ulaştırma güzergahlarının ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı.
“ULAŞTIRMADA DESTAN YAZDIK”
Tarihte olduğu gibi günümüzde de ulaşım imkanlarını geliştiren ülkeler toplumlarının sadece refahına katkıda bulunmuyor aynı zamanda kültürel ve bilimsel gelişimlerini de ilerletiyor. Türkiye’nin özellikle son 22 yıldır kara, hava ve deniz yollarına ilave olarak iletişim ve enerji hatlarına yaptığı büyük yatırımların gerisindeki en temel motivasyon işte bu yaklaşımdır.
Yol medeniyettir dedik. Ve bu alanda gerçekten büyük bir yatırım seferberliğini başlattık. İktidarlarımız döneminde ulaştırma ve haberleşme altyapısına yaklaşık 300 milyar dolarlık yatırım yaptık destan yazdık.
Bu yatırımların 177 milyar dolarlık kısmı karayollarına, 64 milyar doları demir yollarına, 25 milyar doları havayollarına, 4 milyar doları deniz, 25 milyar doları ise haberleşme altyapısına harcandı.
Bu yatırımların üretime etkisi ise 1 trilyon 65 milyar dolara tekabül ediyor. Ulaştırma yatırımlarımız sayesinde istihdamda da ciddi artışlar sağladık. Sanayiden ihracata turizmden lojistik hizmetlerine kadar birçok sektör bu yatırımlar yaptık.
“6 BİN 101 KİLOMETRE OLAN BÖLÜNMÜŞ YOL MESAFESİ, 29 BİN 742 KİLOMETREYE ÇIKTI”
6 bin 101 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafemiz 29 bin 742 kilometreye çıktı. Sadece 6 ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlı iken bugün bu sayı 77’ye yükseldi. 1714 kilometre olan otoyol uzunluğumuz 3796 kilometreyi buldu.
Karayolu tünel sayımız 83’den 513’e tünel uzunluğumuz 50 kilometreden 790 kilometreye ulaştı. Köprü ve viyadük uzunluğumuzu 311 km’den 799 km’ye yükselttik.
Osman Gazi, Yavuz Sultan Selim, Adıyaman Elazığ Ağın, Hasankeyf 2, 1915 Çanakkale köprülerini ülkemize kazandırdık.
İstanbul-İzmir Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu, Menemen-Ali Ağa-Çandarlı Otoyolu, Ankara-Niğde Otoyolu, Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu gibi devasa yol projelerini hayata geçirdik.
Türkiye’yi hızlı trenle biz tanıştırdık. Toplam 2251 kilometre uzunluğunda hızlı tren ağı inşa ettik. 2002 yılında 10.948 kilometre olan demir yolu ağımızı 13.919 kilometreye 2.505 kilometre olan sinyalli hat uzunluğunu 8.046 kilometre 2.122 kilometre olan elektrikli hat uzunluğunu ise 7.274 kilometreye çıkardık.
Hava yollarında 26’dan devraldığımız hava limanı sayımızı 58’e ulaştırdık. Yurt dışı uçuş noktası 60’tan aldık. Toplam 353’e getirdik. İstanbul havalimanımız Türkiye’nin vizyon projesi olarak göz dolduruyor. Yılın ilk 5 ayında 32 milyona yaklaşan yolcu sayısıyla kendi rekorunu kırdı.
Bir diğer çarpıcı rakam şudur; 2002 yılında ülkemizdeki toplam araç sayısı sekiz buçuk milyon civarındayken şehirler arasındaki ortalama hızımız saatte kırk kilometre.
Bugün ülkemizdeki araç sayısı otuz iki milyonu geçmesine rağmen ortalama seyahatimiz doksan kilometreye çıkmış oldu. Yani ulaştırmaya dair her başlıkta kelimenin tam manasıyla destan yazdık.
“YAVUZ SULTAN SELİM KÖPRÜSÜ’NÜ SABOTE ETMEK İÇİN SOKAK OLAYLARI DAHİL HER YOLU DENEDİLER”
Kıymetli dostlar, tabi burada şu acı gerçeği de vurgulamak mecburiyetindeyim.
Hükümet olarak bütün bu yatırımları yaparken, ülkemizdeki muhalefet ve marjinal örgütlerimiz, İstanbul Boğazı’na üçüncü bir gerdanlık olarak gururla taktığımız Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü sabote etmek için sokak olayları dahil her yolu denediler.
İstanbul Havalimanı ile ilgili akla ziyan bir sürü iftiradırlar. Gün oldu, yol mu yiyeceğiz dediler. Gün oldu, bunlar külliyen israf dediler. Gün oldu, yeni yol yaparak trafik sorunu çözülmez dediler. Gün oldu, projeleri durdurmak için mahkeme kapılarında nöbet tuttular.
Ne de bizim iş yapmamızı hizmet üretmemizi vatandaşımızı hak ettiği eserlerle buluşturmamızı istediler. İdeolojik konfor alanlarının dışına çıkmaya hiçbir zaman yanaşmadılar. Ama biz bunlara aldırmadık. Muhalefetin takoz siyasetine hiçbir zaman teslim olmadık. Engellere takılmadan projelerimizi kararlılıkla hayata geçirdik.
Hemen hepsi kıvanç kaynağımız pek çok eseri, yatırımı, vizyon projesini hamdolsun ülkemizin kazançhanesine başarıyla yazdırdık.
“İKİ BÜYÜK PROJENİN STRATEJİK ANLAM KAZANDIĞINI GÖRÜYORUZ”
Değerli dostlar, vatandaşlarımızla birlikte ülke ve komşuları, bölgeleri birbirine bağlayacak barış ve işbirliği yolları, koridorları, rotaları tesis ediyoruz. Bu noktada iki büyük projenin stratejik anlam kazandığını görüyoruz. Bunlardan ilki Orta Koridor’dur.
Çin’den Avrupa’ya kadar uzanan ve 21 ülkeyi demir yolu ağıyla birbirine bağlayan orta koridor, deniz yoluna kıyasla iki kat daha hızlı, hava yoluna göre ise yaklaşık dört kat daha ekonomik taşıma imkanı sunuyor.
Adeta tarihi ipek yolunu yeniden hizmete almıştır. Bu muazzam projenin daha da geliştirilmesini gerek ikili gerek Türk Devletleri Teşkilatı gibi platformlarda ele almaya devam ediyoruz.
Tüm bu girişimlerimizin yanı sıra Orta Koridor’u Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuşak ve yol girişimiyle uyumlaştırmaya yönelik çalışmalarımız sürüyor.
Bu güzergah Avrupa ve Asya’yı güvenli bir şekilde birbirine bağlayacak. Süveyş üzerinden yapılan taşımalar ortalama 35 gün, Ümit Burnu’ndan yapılan taşımalar yaklaşık 45 gün sürerken Orta Koridor’da yatırımlarımız tamamlandığında bu süre 15 günün altına inecek.
Orta Koridor’un demir yolu üzerinden ticaret hacmi potansiyeli 75 milyar dolar seviyesinde. Ülkemizdeki yıllık taşıma kapasitesi ise 6,5 milyon ton civarında. Mevcut yatırımlarımızla yıllık 6,5 milyon ton taşıma hacmi hedefliyoruz.
Orta Koridor için yapımına devam ettiğimiz ve planladığımız projelerimizi hayata geçirdiğimizde toplam 114 milyar dolarlık üretim etkisi ve yıllık ortalama 144 bin kişiye istihdam sağlayacağımızı öngörüyoruz.
“KALKINMA YOLUNUN ÜRETİME ETKİSİ 50 MİLYAR DOLARI AŞACAK”
Bir başka önem verdiğimiz proje ise kalkınma yoludur. Ticari bir tasavvur olmanın ötesinde bir barış projesi olan kalkınma yolu kuzey-güney ekseninde coğrafyaları birbirine bağlarken komşumuz Irak’ı merkez alan konumuyla bölgesel istikrar ve refahın anahtarıdır. Avrupa’ya açılması hedefleniyor. Kalkınma yolunun on yıllık projeksiyonla üretime etkisi elli milyar doları aşacak. İstihdama etkisinin ise yıllık ortalama altmış üç bin kişiyi bulması hesaplanıyor.
Kalkınma yoluyla jeopolitik imkanlarımızı tüm bölgemizin faydalanacağı kapsamlı bir ekonomik avantaja dönüştüreceğiz. Projenin en büyük kazananı bizimle ve komşumuz Irak’la birlikte bölgemizdeki bütün kardeş ülkeler olacak.
Değerli katılımcılar çevremizdeki tüm ülkelerle ilişkilerimizi kazan kazan anlayışı temelinde ilerletirken aramızda gönül köprüleri kurmaya da önem veriyoruz.
Barış ve huzurun tüm dünyaya egemen olmasının ancak insanlığın bir bütün halinde kalkınmasıyla mümkün olacağına inanıyoruz. İşte bu nedenle artık Türkiye’nin sadece jeopolitik konumundan değil, jeostratejik güven adası olma özelliğinden de söz ediyoruz.
Bu iddiamızın altını ise ulaştırma yatırımlarımızla, insani yardımlarımızla, girişimci dış politikamızla, dünyada takdir toplayan vicdanlı duruşumuzla ve bölge halklarının refahına yaptığımız katkılarla dolduruyoruz.
Rabbim yolumuzu, bahtımızı, açık etsin. Bu düşüncelerle ülkemiz için bölgemiz için kritik önemdeki küresel ulaştırma koridorları formunda sizlerle beraber olmaktan duyduğu memnuniyeti tekraren ifade etmek istiyorum. Sağ olun, var olun, kalın sağlıcakla.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.