AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Türkiye Basın Federasyonu’nun ‘Anadolu Sohbetleri’ programında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Yayman, Gezi olaylarının planlayıcılarından olduğu gerekçesiyle tutuklanan menajer Ayşe Barım’ın yargılandığı davaya..
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Türkiye Basın Federasyonu’nun ‘Anadolu Sohbetleri’ programında basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Yayman, Gezi olaylarının planlayıcılarından olduğu gerekçesiyle tutuklanan menajer Ayşe Barım’ın yargılandığı davaya ilişkin, “Türkiye’de birbirine karıştırılan konulardan bir tanesi siyaset ve hukuktur. Bu, siyasetin konusu değildir, olamaz. Bu, hukukun bir konusudur. Türkiye’de bağımsız bir yargı vardır. Beğenirsiniz beğenmezsiniz; eleştirenler var, burası açık bir toplum, demokratik bir toplum. Herkes fikrini söyleyebilir. Türkiye bir anayasa, hukuk devletidir. Burada Ayşe Hanım’la ilgili olan mesele, bağımsız yargı tarafından takip edilmektedir ve burada gerçekler ortaya çıkacaktır. Burada, birtakım iddialar vardır. Bu dava bir günde sayın savcının kendiliğinden açmış olduğu bir dava değildir. Birtakım iddialar ve birtakım tanıklar vardır. Bu tanıkların ifadesine bağlı olarak yürütülmektedir. Biz AK Parti olarak asla kültürü ve sanatı bir siyaset alanı olarak görmedik. Kültür ve sanat, toplumu birleştiren bir güçtür. Milletimizin harcıdır” dedi.
‘TÜRKİYE YÜZYILI’NIN EN ÖNEMLİ PROJELERİNDEN’
‘Terörsüz Türkiye’nin, ‘Türkiye Yüzyılı’nın en önemli projelerinden biri olduğunu söyleyen Yayman, “Sayın Devlet Bahçeli’nin Meclis’teki el sıkışmasıyla başlayan ve Cumhurbaşkanımızın riyasetinde yürüyen bu süreç gerçekten çok değerlidir, çok önemlidir. Bir devlet politikası haline gelmiştir. Bu süreci diğer süreçlerden ayıran temel farklar vardır ve en temel fark ilk defa Sayın Devlet Bahçeli’nin bu konudaki kararlı tutumudur ve Cumhurbaşkanımızın bu sürece liderlik etmesidir. Bu çok önemlidir, değerlidir. Hep söylendi; bu bir ‘al-ver’ süreci değildir. Bu süreç, gerçekten Türkiye’yi küresel bir güç haline getirecek çok önemli bir adımdır, çok önemli bir gelişmedir, Türkiye’nin kardeşliğidir. Türkiye’nin birlik siyasetinin yükseltilmesidir” diye konuştu.
Yayman, yapay zekaya ‘2 trilyon dolar PKK terörüne harcanmasaydı Türkiye’de neler yapılabilirdi’ sorusunu sorarak, bir simülasyon çıkardıklarını söyledi. Yayman, “Eğer 2 trilyon dolar PKK terörüyle mücadeleye harcanmasaydı, Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir şu anda 25 bin dolar olur. Eğer bu para terörle mücadeleye harcanmasaydı 95 adet Akkuyu’daki nükleer santral gibi santral yapılabilirdi. 5 bin okul yapılabilirdi, 125 bin kilometre hızlı tren rayı döşenebilirdi ve 5 bin adet hastane yapılabilirdi. Tabii bu işin ekonomik boyutu. Verilen şehitlerimiz, hepsi gerçekten bu vatan için biz burada rahat bir biçimde konuşalım diye şehit oldular. Bu vesileyle bir mağarada arama tarama faaliyeti sırasında gaz zehirlenmesinden şehit olan kahraman Mehmetçiklerimize de bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.
Yayman, “Türkiye’de ret, inkar, asimilasyon politikaları sona ermiştir. Dolayısıyla ‘Kürt meselesi’ olarak ifade edilen mesele çözülmüştür. Artık PKK terör örgütünün silah bırakması gündemdedir ve böyle bir karar alınmıştır. Bu tarihi bir adımdır. Bu tarihi adımın yavaş yavaş ilerleyerek sonuç alacağına yüzde yüz inanıyorum” ifadelerini kullandı.
‘YARIN DEĞİL HEMEN ŞİMDİ YENİ ANAYASA’
Yeni anayasa çalışmalarına değinen Yayman, “Yarın değil hemen şimdi yeni anayasa. Çünkü Türkiye küresel bir güç haline gelecekse ve 21’inci asır ‘Türkiye Yüzyılı’na dönüşecekse bizim yeni anayasaya ihtiyacımız var. Demokratikleşme adımlarını zaten AK Parti yapmıştır. Bugün bireysel haklar anlamında, kolektif haklar anlamında, ‘evet şu düzenleme de yapılır’ denilen hiçbir adım kalmamıştır. Biz meseleyi bir etnik kimlik problemi olarak görmüyoruz. Biz meseleyi bir demokratikleşme projesi olarak görüyoruz. Bir hedef olarak görmüyoruz, bir süreç olarak görüyoruz. Kimseyi yargılamıyoruz, tarihe bakmıyoruz. Milletimizden aldığımız ilham ve referansla geleceğe doğru herkesin eşit vatandaşlık temelinde bir ve beraber olduğu, hiç kimsenin kimliğinden dolayı ötekileştirilmediği bir Türkiye hayalimiz vardır” dedi.
‘BU SÖZ, DARBE ÇAĞRISIDIR’
CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalarla ilgili konuşan Yayman, “Kurultayla ilgili şikayette bulunan kim? Kurultayla ilgili şikayette bulunan CHP’li. Gizli tanıklık yapanlar CHP’li. Kurultayla ilgili suç duyurusunda bulunan CHP’li. Kurultayla ilgili tüm iddiaları dile getirenler CHP’li, cevap verenler CHP’li. Belediyelerle ilgili yapılan bir süreç var. Niye daha önce olmadı da şimdi oldu arkadaşlar? Demek ki daha önce böyle bir şey yoktu, şimdi var. Gerçekten burada sözün bittiği yerdeyiz. Cumhuriyet’i kurmakla övünen Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve Sayın Genel Başkanı’nın sözleri yenilir yutulur değil. En son, ‘Ben sokağa çağırırım, Mısır’da nasıl olduysa olur’ sözünün akla, mantığa, siyaset bilgisine yaraşır bir hali var mıdır? Bu sözün nereye gideceği bellidir. Bu söz doğrudan bir darbe çağrısıdır. Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki iktidar oyunu, taht kavgası ve kim cumhurbaşkanı adayı olacak tartışması, bütün bu süreçleri başlatmış ve pandoranın kutusu açılmıştır. Bugün olan, bağımsız yargının önündedir. Türkiye hukuk devletidir. Bağımsız yargı vardır ve burada ak saç kara saç günün sonunda ortaya çıkacaktır” diye konuştu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.