SURÄ°YE’DE NÄ°HAÄ° PLAN ÅžARA’YA SUNULDU, SEÇİM TARÄ°HÄ° BELLÄ° OLDU, DETAYLAR NE?

Parlamento üyelerinin üçte ikisi yerel seçim organları tarafından, geri kalan kısmı ise ülkenin geçici cumhurbaşkanı tarafından atanacak.

Yaklaşık 14 yıl süren iç savaşın ardından Aralık ayında uzun süredir iktidarda olan BeÅŸar Esad’ın devrilmesinden sonra, Ahmed Åžara liderliÄŸindeki yeni yönetim, mevcut yasama meclisini feshetti ve beÅŸ yıllık bir geçiÅŸ sürecini kapsayan geçici bir anayasal bildiri benimsedi.

Haziran ayında çıkarılan bir cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, yeni milletvekillerinin seçileceği yerel seçim organlarının oluşturulmasını denetlemek üzere 10 üyeli bir komite kuruldu.

210 SANDALYE’NÄ°N 70’Ä°NÄ° CUMHURBAÅžKANI ATAYACAK

Devlet haber ajansı SANA’nın Pazar günü aktardığına göre, komite baÅŸkanı Muhammed Taha el-Ahmed, süreci görüşmek üzere Åžaraa ile bir araya geldi ve görüşmenin ardından 210 sandalyeli yeni bir parlamentonun planlandığını açıkladı. Bu sandalyelerin 140’ı yerel organlarca seçilecek, 70’i ise cumhurbaÅŸkanı tarafından atanacak.

Ahmad’in sözlerine göre, “Halk Meclisi üyelerinin seçiminin 15-20 Eylül tarihleri arasında yapılması bekleniyor.” Ayrıca kadınların da bu süreçte temsil edileceÄŸi taahhüt edildi.

36 AY SÜREYLE GÖREV YAPACAK

CumhurbaÅŸkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, komite nihai seçim planını Cumartesi günü gerçekleÅŸtirilen bir toplantıda Åžara’ya sundu.

SANA’nın aktardığına göre, geçici sistemi düzenleyen kararname imzalandıktan sonraki üç hafta içinde yerel seçim organları oluÅŸturulacak.

Bunun ardından adaylık başvuruları açılacak. Adaylara kampanyalarını hazırlamaları için yaklaşık bir hafta süre tanınacak ve sonrasında tartışmalar (münazaralar) düzenlenecek.

Mart ayında kabul edilen anayasal bildiriye göre, meclis 36 ay süreli ve yenilenebilir bir yetkiyle görev yapacak.

Bildiri, kalıcı bir anayasa kabul edilip yeni seçimler yapılana kadar yasama yetkisinin parlamentoya verileceğini belirtiyordu.

Ancak bildirinin ilk açıklandığı dönemde, eleştirmenler bu düzenlemenin yetkiyi Şaraa’nın elinde topladığını ve ülkenin etnik ve dini çeşitliliğini yansıtmadığını savunmuştu.