NEW YORK TIMES’IN GAZZE KAPAĞI İSRAİL’İ ÇILDIRTTI: ‘KANLI İFTİRA YAYIYORLAR’

Geçtiğimiz hafta ABD’nin önde gelen gazetelerindenNew York Times (NYT), 18 aylık Filistinli bebek Muhammed Zakaria el-Mutawaq’ın fotoğrafını manşetine taşıyarak Gazze’de yaşanan yıkıcı açlık krizini tüm dünyaya duyurdu. Annesinin kucağında, gözleri yarı kapalı, kemikleri belirgin hale gelmiş, neredeyse hiç kas gücü kalmamış halde görülen küçük Muhammed’in görüntüsü, abluka altındaki Gazze’de yaşanan insanlık trajedisinin sembolü haline geldi.

İSRAİL’DEN KARALAMA KAMPANYASI

NYT’nin bu kareyi dünya kamuoyuna sunmasındaki amaç, Gazze’de aylardır devam eden ablukanın siviller üzerindeki yıkıcı etkilerini gözler önüne sermekti. Ancak İsrail’den gelen tepkiler, yine gerçeğin üzerini örtmeye ve dikkatleri dağıtmaya yönelik bir karalama kampanyasına dönüştü.

‘KANLI İFTİRA YAYIYORLAR’

İsrail, NYT’nin haberini “İsrail karşıtı kampanyanın parçası” olarak değerlendirdi. Eski Başbakan Naftali Bennett, gazeteyi “kanlı iftira yaymakla” suçladı. İsrailli yetkililer, fotoğrafın gerçeği yansıtmadığını, Hamas’ın hasta çocukları “propaganda malzemesi” olarak kullandığını ileri sürdü.

Ancak bu sert açıklamaların aksine, NYT’nin düzeltmesi daha dikkatli bir çerçeve sundu. Gazete, Muhammed’in doğuştan gelen beyin ve kas gelişim sorunları olduğunu açıkladı. Fakat asıl mesele, bu çocukların zaten hassas olan sağlık durumlarının İsrail ablukası nedeniyle ölümcül bir hal almasıydı. NYT, bu trajedinin merkezinde yatan yetersiz beslenme krizine ve sağlık altyapısının çöküşüne dikkat çekti.

‘ABLUKA DESTEKLİ ÖLÜM’

Bağımsız araştırmacı David Collier’in Mayıs 2025 tarihli raporu, Muhammed’in cerebral palsy (beyin felci) ve oksijen yetersizliği gibi ciddi sorunları olduğunu doğruladı. Ancak aynı raporda, çocuğun doğumdan itibaren düzenli tıbbi destek alması gerektiği ve bu desteğin abluka nedeniyle sağlanamadığı da açıkça ifade edildi. Başka bir deyişle: Bu çocukların birçoğu uygun koşullarda hayatta kalabilirdi.

‘FELAKETİN ANATOMİSİ’

Uluslararası Kızıl Haç ve Dünya Sağlık Örgütü raporları da bu verileri destekledi. Yetkililere göre gerekli mama, ilaç, serum ve tedavi ekipmanlarının sistematik şekilde engellenmesi, elektrik kesintileri nedeniyle çalışan kuvöz, ventilatör gibi cihazların devre dışı kalması, doktor ve hemşire eksikliği, ambulansların vurulması ve sağlık çalışanlarının hedef alınması, her biri ayrı ayrı suç, bir araya geldiklerinde bir felaketin anatomisi.

BM: GAZZE’DE EN KÖTÜ AÇLIK SENARYOSU YAŞANIYOR

Birleşmiş Milletler destekli Gıda Güvenliği İzleme Kurumu (IPC), Gazze’de Mart-Mayıs 2025 döneminde “en kötü açlık senaryosunun” yaşandığını ve acil müdahale edilmezse çocuk ölümlerinin kitlesel bir hal alacağını açıkladı.

Bu dönemde Gazze’ye gıda ve ilaç girişleri neredeyse tamamen durdu. İsrail makamlarının engellemeleri, sınır kapılarında aylarca bekletilen yardım konvoyları, bombalanan fırınlar, vurulan un dağıtım merkezleri… Her biri açlık krizini bilinçli biçimde derinleştiren hamleler olarak kayıtlara geçti.

Bununla birlikte İsrail ise hala “Gazze’de açlık yok” söylemini sürdürüyor. Ancak aynı İsrail, gelen uluslararası baskılar üzerine yardımların girişine “sınırlı ölçüde” izin verdiğini açıkladı. Bu çelişki bile, yerel kaynaklara göre İsrail’in gerçeği inkar eden pozisyonunu gözler önüne seriyor.

EVİNDEN DIŞARI BİLE ÇIKMAMIŞTI

Öte yandan sosyal medyada İsrail yanlısı hesaplar tarafından yayılan bir diğer iddia da Muhammed’in babası Zakaria Ayoub el-Mutawaq’ın “yiyecek ararken hayatını kaybettiği” yönündeydi. Ancak bu bilginin tamamen yanlış olduğu ortaya çıktı. Zakaria el-Mutawaq, Ekim 2024’te İsrail’in düzenlediği askeri bir hava saldırısında yaşamını yitirmişti. Olay, sivillerin yoğunlukla yaşadığı bir bölgede gerçekleşmişti. O sırada yiyecek değil, evinden dışarı bile çıkmamıştı. Bu tür manipülatif iddialar, yaşanan felaketin sorumluluğunu Gazze halkına yüklemeye çalışan propagandanın bir parçası olarak değerlendiriliyor.

TEDAVİ OLAMIYORLAR

5 yaşındaki Osama al-Rakab’ın hikayesi de bölgedeki trajediyi gözler önüne seriyor. Genetik bir rahatsızlığı bulunan Osama, uzun süren diplomatik çabalar ve uluslararası baskı sonrası İsrail’in özel izniyle Gazze dışına çıkarılarak tedavi edilebildi. Bu istisnai durum, aslında sistemin nasıl çalışmadığını gösteriyor. Zira yüzlerce hasta çocuk benzer izni alamadığı için basit tedavilerle önlenebilecek hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor.

TEL AVİV HÜKÜMETİNE TEPKİ

Dikkat çekici bir tepki ise İsrail’in içinden geldi. Ülkenin önde gelen gazetelerinden Haaretz’in yazarı Gideon Levy, hükümetin inkar politikasını sert biçimde eleştirdi. Levy, “Gazze’de yaşanan açlık ve ölümleri inkar etmek, Holokost’u inkar etmekle eşdeğerdir” diyerek tarihin tekerrür etmesine dikkat çekti.

GAZZE AÇLIKTAN ÖLÜYOR

İsrail’in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı kuşatması altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su, ilaç, tıbbi gereçler ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor. Başta çocuklar olmak üzere, Gazze Şeridi’nde açlık nedeniyle ölümler artıyor.

İsrail’in kıtlığı dayattığı Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023’ten bu yana açlık nedeniyle 88’i çocuk 147 kişi hayatını kaybetti. Yerel ve uluslararası çevreler İsrail’in “açlığı ve susuzluğu silah olarak” kullandığını belirtiyor.

Sivil altyapıyı da tahrip ederek Gazze’nin yüzde 88’ini yıkan İsrail ordusu, sürgün emirleriyle yerinden ettiği Filistinlileri sık sık barındıkları bölgelerde hedef alıyor.

Nüfusu yaklaşık 2.3 milyon olan Gazze’de İsrail saldırıları ve sürgün emirleriyle yerinden edilenlerin sayısının 2 milyona ulaştığı, çok sayıda kişinin defalarca yerinden edildiği belirtiliyor.

Temel malzemelerden yoksun bir şekilde yerinden edilen Filistinliler, derme çatma çadırlarda veya aşırı kalabalıklar içinde hijyen malzemelerinin eksikliğinde lavaboların bile yetersiz olduğu, bulaşıcı hastalıkların yayıldığı okullarda hayatta kalmaya çalışıyor.

İsrail ordusu ise günlük düzenlediği saldırılarla yerinden edilenlerin çadırlarını ve barındığı sivil noktaları bombalıyor. İsrail’in Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten bu yana düzenlediği saldırılarda en az 60 bin 138 Filistinli hayatını kaybetti, 146 bin 269 kişi de yaralandı.