Ömer Çelik’in konuşmalarından satır başları şöyle; Suriye devleti, Türkiye’den güvenlik konusunda destek istediğinde; Suriye devleti, Türkiye’den güvenlik konusunda iş birliğinin geliştirilmesine dönük bir yaklaşım beklediğinde, buna hemen cevap verilmişti. İlginizi..
Ömer Çelik’in konuşmalarından satır başları şöyle; Suriye devleti, Türkiye’den güvenlik konusunda destek istediğinde; Suriye devleti, Türkiye’den güvenlik konusunda iş birliğinin geliştirilmesine dönük bir yaklaşım beklediğinde, buna hemen cevap verilmişti.
Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda, Millî Savunma Bakanlığımız bu destekle ilgili olarak hazırlıkların tamamlandığını ve faaliyete geçileceğini ifade etmişti.
O zaman bazı muhalefet odakları çıkmıştı; “Bu işler sadece bir güvenlik yaklaşımıyla olmaz, bunun daha büyük bir çerçevede ele alınması lazım.” demişlerdi.
Hâlbuki biz meseleyi sadece güvenliğe indirgemediğimizi, güvenliğin esas olduğunu ama diğer alanların da arkasından geleceğini ifade etmiştik.İşte bugünkü doğal gaz boru hattının hayata geçmesi, bunu net bir şekilde ortaya koymuş oldu.
“ÖZGÜR ÖZEL KİMSE TARAFINDAN CİDDİYE ALINMAZ”
Değerli arkadaşlarımız, arkadaşlarım;
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in giderek savrulan bir biçimde, giderek zeminsiz ve dayanaksız bir şekilde, Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında sürekli olarak eleştiri adı altında yaptığı vahim hatalar ve yanlışlar devam ediyor. Yine Filistin konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın hassasiyetini sorgulamaya kalkmış.
Bakın, şu net bir durumdur: Bugün bütün dünyada, bütün dinlerden, bütün etnik topluluklardan, bütün milletlerden, Filistin konusundaki hassasiyetle ilgili bir insanlık cephesi oluşmuş durumda ve bu insanlık cephesinin bütün üyeleri, Filistin konusunda en net konuşan, en gür şekilde konuşan, en sağlam adımları atan liderin, Cumhurbaşkanımız olduğu gerçektir. Özel’in Filistin hassasiyetini sorgulamasına dönük söylediklerinin hiçbir dayanağı yoktur. Hiçbir zemini yoktur.
Kimse tarafından da ciddiye alınan bir şey değildir.Dünyanın her tarafında, Filistin için bir araya gelmiş insanlar tarafından Özgür Özel’in sözleri ciddiye alınmaz.Yine aynı şekilde şunu söylemek isterim ve bu son derece net bir şeydir: Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanımızın Filistin hassasiyetini sorgulamaya dönük sözleri, Filistin’de, Gazze’de herhangi bir yerde duyulduğu anda; bütün Filistinliler, bütün Gazzeliler bunu İsrail propagandasının bir parçası olarak düşünürler.
Zeminsiz, dayanaksız eleştiri külliyatını; eleştiri adı altında koyduğu, ortaya koyduğu bu vahim hatalar külliyatını devam ettirmesi, tabii kendisi açısından bakıldığında büyük bir siyasi yanlış birikimi oluyor.
“CHP’NİN BU ÇİZGİYE ÇEKİLMESİ, KÖKLÜ BİR PARTİ AÇISINDAN SON DERECE VAHİMDİR”
Nihayetinde Türkiye’nin içindeki bir muhalefet partisinin, Filistin konusunda İsrail propaganda makinesinin parçası olarak algılanabilecek şekilde bu şekilde konuşması son derece yanlış bir durumdur.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu çizgiye düşmesi, bu çizgiye çekilmesi, Cumhuriyet Halk Partisi gibi köklü bir parti açısından da son derece vahimdir. Yine bütün diğer dış politika meselelerinde de sürekli olarak yanlış yapmaya devam ediyorlar. Daha önce de Filistin meselesiyle ilgili olarak Bogota Bildirisi’yle ilgili aynı yanlışı yaptılar.
Halbuki Sayın Özgür Özel’in hesaplaşması gereken konu şudur:
Birleşmiş Milletler’in meşru kabul ettiği ve Türkiye’nin de dostu olan Libya’daki hükümet, Birleşmiş Milletler tarafından da meşru hükümet kabul edilen hükümet, Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirirken, onu eleştiren ve Türkiye’ye silah çeken unsurları destekleyen açıklama yapanlar Cumhuriyet Halk Partisi’nin siyasetçileriydi.
Türkiye’nin en önemli tezlerinden biri olan Mavi Vatan tezi konusunda, Mavi Vatan’ı reddeden, Mavi Vatan’a doğrudan, omurgasından saldıran konuşmalar ve açıklamalar, Sayın Özgür Özel’in yakın ekibi tarafından yapılmıştır.
Bu konuşmalar yapıldığı zaman, Mavi Vatan’a bu saldırı Cumhuriyet Halk Partisi’nden geldiği zaman, o zaman da ifade ettik: “Bakın,” dedik, “Yunanistan’daki gazetelerin manşetleri Mavi Vatan’a saldıran bu CHP’li siyasetçiyi övüyor.”
Yine aynı şekilde, sınırımızın dibinde herhangi bir terör devletçiği kurulmasın diye Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı gibi yaptığımız kara harekâtlarının eleştirisi Meclis’te yine Cumhuriyet Halk Partili siyasetçilerden geldi.
Hatırlayınız, can Azerbaycan kendi öz toprağı olan Karabağ için mücadele ederken, Türkiye Karabağ’a cihatçıları gönderiyor diyerekten yalan siyasetiyle iftira atan; hem can Azerbaycan’ın mücadelesine gölge düşürmeye çalışan hem Türkiye’nin desteğine gölge düşürmeye çalışan açıklama, yine bir Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilinden geldi.
“ÖZGÜR ÖZEL’İN DIŞ POLİTİKA KONUSUNDA İRADEYİ ELEŞTİRECEK BİR KAPASİTESİ YOKTUR”
Dolayısıyla Sayın Özgür Özel’in, herhangi bir şekilde Cumhurbaşkanımızın Filistin hassasiyetini ve dış politika konusunda ortaya koyduğu iradeyi eleştirecek böyle bir kapasitesi yoktur. Tam tersine, kendi partisindeki bu savrulmayı ve bu içler acısı durumu düzeltmekle uğraşmalı ve bununla yüzleşmeli.
Yine, Cumhurbaşkanımızın siyasi kararlarını alırken bazı odaklardan, bazı ülkelerden, bazı siyasi kişiliklerden korktuğunu ifade ediyor. Yani bu, aslında Özgür Özel’in geldiği noktayı göstermesi açısından son derece trajik bir yaklaşımdır.
Burada, Cumhurbaşkanımızın şimdiye kadar siyasi kararlarını alırken, dünyada kim ne derse desin, bu kararın doğruluğu ve bu kararın ilkeli olması etrafında siyasi iradesini şekillendirdiği, bütün dünyada kabul edilen bir şey.
Zaten o sebeple, uzun yıllar boyunca “Türkiye Batı’dan kopuyor.” denildi, “Türkiye yön değiştiriyor.” denildi, “Türkiye’de eksen kayması var.” denildi Türkiye’nin üzerine baskı kurmak için.
Türkiye dış politikada bir takım eksen kaymalarına uğruyor diye yıllarca bu propagandalar yapıldı. Ama Cumhurbaşkanımız, burada doğru kararların ve ilkeli kararların alınması ve uygulanması konusunda hiçbir zaman taviz vermedi.
Dolayısıyla burada bakılacaksa, korkmaktan, çekinmekten, teslimiyetçilikten bahsedilecekse, Özgür Özel’e tavsiyemiz; biraz evvel bahsettiğim, Cumhuriyet Halk Partili siyasetçilerin Türkiye’nin tezlerine karşı başka devletlerin tezlerini, hem can Azerbaycan konusunda, Karabağ konusunda, hem Doğu Akdeniz konusunda, hem Mavi Vatan konusunda, hem de Libya konusunda, hem de askerî harekâtlar konusunda, niye bu şekilde ele aldığıdır?
Hangi teslimiyetçiliğin, hangi korkunun neticesi olarak bütün bu söylemler, Özgür Özel’in ekibi tarafından Türkiye karşıtı odakları sevindirecek şekilde ortaya konulmaktadır?
Dolayısıyla Özgür Özel’in değerlendirmesi gereken konu budur. Bunlara da bakıldığında, hem Filistinli kardeşlerimiz yıllardan beri ve Filistin’in önde gelen liderleri net bir şekilde bunu ifade ederler:
En güçlü destek, en zor zamanlarda en net destek, hiç kesilmemiş destek; Başbakanlığı döneminde ve Cumhurbaşkanlığı döneminde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Filistin davasına verilmiştir.
“CUMHURBAŞKANIMIZ ‘FİLİSTİN DAVASI TÜRKİYE’NİN MİLLÎ DAVASIDIR’ DİYEREK NET TUTUMUNU ORTAYA KOYMUŞTUR”
Sayın Cumhurbaşkanımız, “Filistin davası Türkiye’nin millî davasıdır.” diyerek bu cümleyi ilk defa Türk siyasi tarihinde kurarak, aslında insanlıkla ilgili olan bu davanın Türkiye’nin bir millî davası olarak ele alınması konusunda net tutumunu ortaya koydu.
Ondan sonra da, defalarca açıklandığı üzere, bir sürü adım atıldı, bir sürü eylem planı gerçekleştirildi ve bu irade bu şekilde söyleniyor. Gitsin Özgür Özel, Filistin’in ya da herhangi bir Filistinlinin önünde bu cümleleri zikretsin, alacağı cevabı görecektir.
Biz burada, Sayın Cumhurbaşkanımızın Filistin konusundaki iradesine bir kere daha şükranlarımızı sunuyoruz.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.