SON DAKİKA HABERLERİ: ABD-RUSYA NÜKLEER GERİLİMİ: GERİ SAYIM BAŞLADI: SON 5 GÜN!

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya’ya bir ültimatom verdi: Eğer 8 Ağustos Cuma gününe kadar bir ateşkese varılmazsa, Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımlar içeren bir paket yürürlüğe konulacak.

Ertesi gün Rusya eski devlet başkanı ve Güvenlik Konseyi başkan yardımcısı Dmitry Medvedev, sosyal medyada yaptığı paylaşımda Trump’ın tehdidini ‘savaşa giden bir adım’ olarak nitelendirdi. Trump’ın ‘Rusya ile ültimatom oyunu’ oynadığını yazdı.

Trump ise Truth Social’daki bir paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “Kelimeler çok önemlidir ve çoğu zaman istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Umarım bu onlardan biri olmaz” ve iki Amerikan ‘nükleer denizaltısının’ ‘uygun bölgelere’ yeniden konuşlandırılması emrini verdiğini duyurdu.

BU DENİZALTILAR HAKKINDA NE BİLİYORUZ?

Trump, nükleer motorlu denizaltılardan mı yoksa nükleer başlık taşıyanlardan mı bahsettiğini belirtmedi. Ayrıca, denizaltıların nerelere gönderileceğini de açıklamadı; bu da ABD askeri protokolüne uygun.

KİMİN DAHA FAZLA NÜKLEER GÜCÜ VAR: ABD Mİ RUSYA MI?

ABD ve Rusya, dünyadaki toplam nükleer cephaneliğin yaklaşık yüzde 87’sine sahip. Bu iki rakip ülke, konuşlandırılmış veya operasyonel kullanıma hazır nükleer başlıkların yüzde 83’ünü kontrol ediyor.

Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu’nun raporuna göre, Soğuk Savaş sonrası ciddi azaltmalara rağmen, küresel nükleer silah seviyeleri hala ‘çok yüksek.’ Ocak 2025 itibarıyla sadece 9 ülkenin toplamda yaklaşık 12 bin 241 nükleer savaş başlığına sahip olduğu tahmin ediliyor.

Silah Kontrol Derneği’ne göre 2025 itibarıyla ABD 1419, Rusya ise 1549 stratejik başlığı çeşitli bombardıman uçakları ve füzeler üzerinde konuşlandırmış durumda.

ABD, ilk nükleer test patlamasını Temmuz 1945’te yaptı. Ertesi ay Hiroşima ve Nagazaki’ye iki atom bombası attı. Sovyetler Birliği ise dört yıl sonra ilk testini gerçekleştirdi.

ABD’DE 71 NÜKLEER DENİZALTI VAR

2025 itibarıyla ABD Donanması 71 adet nükleer güçle çalışan denizaltıya sahip. Bu sayı onu dünyanın en büyük denizaltı filosu yapıyor. Bu filoda 14 Ohio sınıfı balistik füze denizaltısı (SSBN), 4 adet Tomahawk füzeleriyle donatılmış Ohio sınıfı güdümlü füze denizaltısı (SSGN) ve yaklaşık 53 adet hızlı saldırı denizaltısı bulunuyor.

Ohio sınıfı balistik füze denizaltısı (SSBN)

RUSYA’DA NÜKLEER DENİZALTI SAYISI

Karşılaştırıldığında, Rus Donanması 30’dan az nükleer güçle çalışan denizaltıya sahip. Bunlar arasında yaklaşık 10 stratejik SSBN (modern Borei ve eski Delta IV sınıfları) yer alıyor.

Borei Sınıfı, Rus dördüncü nesil nükleer tahrikli füze denizaltısı. Denizaltı, balistik füze Bulava’ya uyumlu olacak şekilde yeniden tasarlandı.

Ayrıca bazı stratejik füze taşıyan kruvazörler ve çok amaçlı görevler için donatılmış yaklaşık 6 Akula sınıfı saldırı denizaltısı da mevcut. Rusya, yeni nesil Yasen-M sınıfı denizaltılarla filosunu modernleştirmeye çalışıyor.

RUSYA’DAN TRUMP’A TEPKİ VAR MI?

Ne Kremlin ne de Medvedev, Trump’ın nükleer denizaltıları hareket ettirme kararına henüz kamuoyuna açık bir yanıt vermedi.

Ancak Rus parlamentosunun üst düzey üyelerinden Viktor Vodolatsky, Rusya’nın “dünyadaki denizlerde ABD’den çok daha fazla nükleer denizaltıya sahip olduğunu” iddia etti ve ABD denizaltılarının “uzun süredir kontrol altında olduğunu”, dolayısıyla özel bir tepkiye gerek olmadığını belirtti.

Geçtiğimiz ay Trump, Putin’den ‘hayal kırıklığına uğradığını’ söylemişti. BBC’ye verdiği bir röportajda, “Harika bir konuşma yapacağız. ‘Bu iyi, neredeyse anlaştık’ diyeceğim, sonra gidip Kiev’de bir binayı vuracak” demişti.

PUTİN’DEN ‘HAYAL KIRIKLIĞI’NA YANIT!

Cuma günü Putin, bu sözlere dolaylı bir yanıt vererek şunları söyledi: “Birinin yaşadığı hayal kırıklıkları, genellikle yüksek beklentilerden kaynaklanır. Bu, genel geçer bir kuraldır.”

Kiev ile bir ateşkes konusunda ise Putin, “kalıcı ve istikrarlı bir barış” istediğini söyledi, ancak bunu hızlandırmak için herhangi bir adım atılacağına dair bir işaret vermedi.

BU ADIM GERİLİMİ ARTIRIR MI?

2017 yılında, Trump başkanlık görevindeki ilk döneminde, iki nükleer denizaltıyı Kore Yarımadası’na gönderdiğini açıklamıştı. Bu hamle gerilimi azaltmış ve sonrasında Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile bir görüşme gerçekleştirilmişti.

Ancak bu son hamlenin Putin ile yeni bir görüşmeye yol açıp açmayacağı henüz belli değil.

Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu’ndaki Nükleer Bilgi Projesi direktörü Hans M. Kristensen, Al Jazeera’yE yaptığı açıklamada, Trump’ın bu adımını “retorik düzeyde ve potansiyel olarak gerilimi tırmandırıcı” olarak değerlendirdi.

Kristensen, ABD’nin bu aşamada nükleer tehdide dair imada bulunmasının yersiz olduğunu söyledi:

“Zorluklara rağmen, ABD-Rusya ilişkileri nükleer silahların doğrudan rol oynadığı bir seviyede değil. Onlar yalnızca arka planda caydırıcı unsur olarak varlar,” diyerek ekledi: “Rusya, çok fazla nükleer tehditte bulunduğu için Batı artık bu tehditleri sadece söz olarak görmeye başladı.”