Betül Topaklı / Milliyet.com.tr –Türkiye’de her yıl temmuz sonu ile ağustos ortası arasında etkili olan, Afrika kökenli sıcak hava dalgası ‘Eyyam-ı Bahur’bu yıl da kendini gösterdi. Birçok kentte termometreler 41-42..
Betül Topaklı / Milliyet.com.tr –Türkiye’de her yıl temmuz sonu ile ağustos ortası arasında etkili olan, Afrika kökenli sıcak hava dalgası ‘Eyyam-ı Bahur’bu yıl da kendini gösterdi. Birçok kentte termometreler 41-42 dereceyi görürken, bazı illerde sıcaklık 50 derecenin üzerine çıkarak yeni rekorlar kırıldı. Haliç Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Meteoroloji Uzmanı Ahmet Köse, ‘Eyyam-ı Bahur’un yaz mevsiminin en sıcak ve boğucu günlerini ifade ettiğini belirterek şunları söyledi:
“Atalarımız, tarladaki ürünlerin olgunlaşması için çok yüksek sıcaklıklara ihtiyaç olduğunu fark etmiş. Temmuz sonu ile ağustos ortasında yaşanan bu sıcak dönemi de ‘Eyyam-ı Bahur’ olarak adlandırmışlar. Bu dönemde hava sıcaklıkları 40-42 derecelere ulaşırken, vücut ısımız 36,5 dereceye kadar çıkıyor. Eskiden bu günlerde hayvanlar bile otlatılmaz, gölgede tutulurdu. Bizim de günümüzde benzer önlemleri artırmamız gerekiyor.”
Ahmet Köse, şehirlerde beton ve asfalt yüzeylerin sıcaklığı daha da artırdığını, asfaltın 60 dereceye kadar ısınabildiğini vurguladı. Avrupa’dan da çarpıcı bir örnek veren Meteoroloji Uzmanı Köse, “23 Haziran – 3 Temmuz arasında Avrupa’nın 12 büyük kentinde sıcaklıklar mevsim normallerinin sadece 1-4 derece üzerine çıktı. Bu dönemde 2 bin 300 kişi hayatını kaybetti. Ölümlerin 1500’ü, yani yüzde 88’i, 65 yaş ve üzerindekilerden oluştu. Sıcak havaya bağlı sebeplerle yaşamlarını yitirdiler” dedi.
YENİDEN MEVSİM NORMALLERİNİN ÜZERİNE ÇIKACAK AMA…
Ahmet Köse, sıcak hava dalgası sırasında özellikle yaşlılar, hamileler, çocuklar ve kronik hastalığı olan kişilerin mümkünse dışarı çıkmaması gerektiğini, çıkmak zorunda kalanların ise 15 dakikadan uzun süre güneş altında kalmamaları gerektiğini hatırlattı.
ARTIK ‘AĞUSTOS’UN YARISI YAZ, YARISI SONBAHAR’ DEĞİL
Söz konusu sıcaklıkların ikinci dalgası ise 10 Ağustos’tan sonra bekleniyor. Ancak şu anki verilere göre, temmuz ayındaki kadar boğucu olmayacak gibi görünüyor. Bizi bunaltan sıcaklıkların gittiğini söyleyen Meteoroloji Uzmanı Ahmet Köse, “‘Eyyam-ı Bahur‘un ikinci yarısında sıcaklıklar mevsim normallerinin 3-4 derece üzerinde seyredecek. Sonrasında pik sıcaklıklar etkisini kaybedecek. Eski İstanbullular, ‘Ağustos’un yarısı yaz, yarısı sonbahar’ derdi. Yapılan bilimsel çalışmalar ve 2000’den sonra Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün ölçümleri ise artık yaz değerlerinin eylül ayının 20’sine kadar uzadığını gösteriyor. Yani eylüle kadar yaz havası devam ediyor. İstanbul çevresinde ise insanlar neredeyse ekim ortasına kadar denize girebilirken bu durum, batı kesimlerde kasım sonuna kadar uzayabiliyor. Bu durum turizm açısından kıymetli olsa da orman yangınları açısından da risk teşkil ediyor” açıklamasını yaptı.
‘EKİM AYINDA YAĞIŞ AZ OLURSA SU KITLIĞI YAYILABİLİR’
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 3 aylık uzun vadeli tahminlerine göre, ağustos ayında sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyredeceğini açıklayan Meteoroloji Uzmanı Ahmet Köse, “Yağışlar ise mevsim normalleri civarında olacak. Eylül ayında sadece doğu bölgelerinde sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde olacak. Ekim ayında ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde olacak, yağışlar mevsim normalleri civarında kalacak ancak İzmir ile Mersin arasında mevsim normallerinin biraz altında seyredecek” bilgilerini paylaştı.
SICAKTA VÜCUDU RAHATLATAN ÖNERİLER
Küresel ısınmaya bağlı iklim krizinin etkisiyle artan sıcaklıklarda, vücudumuzu rahatlatmanın önemine değinen Doktor Diyetisyen Olcay Barış, beslenirken sağlığımızı korumak için şu tavsiyelerde bulundu:
1- Sıvı ve elektrolit dengenizi koruyun
Sıcak havalarda terlemeyle birlikte su ve mineral kaybı artar. Günlük su tüketiminizi artırın ve elektrolit dengenizi korumak için maden suyuna yer verin. Özellikle kg başına 30-35 ml su ve günde 1 adet maden suyutüketimi vücudunuzun sıvı-mineral dengesini sağlamaya yardımcı olur.
2- Mevsiminde sebze ve meyve tüketin
Mevsiminde yetişen sebze ve meyveler hem besin değeri yüksek, hem lif açısından zengin hem de çevre dostudur. Özellikle salatalar, sebze yemekleri ve zeytinyağlılar bu dönemde sofranızda mutlaka bulunmalı.
3- Bitkisel bazlı beslenmeyi öne çıkarın
İklim krizine karşı en etkili adımlardan biri et ve hayvansal ürün tüketimini azaltmaktır. Kırmızı et yerine baklagiller, tam tahıllar, sebzeler ve bitkisel protein kaynaklarını (mercimek, nohut, fasulye) daha çok tüketin. Bu hem karbon ayak izinizi azaltır hem de sıcak havalarda daha hafif hissetmenizi sağlar.
4- Sürdürülebilir sağlıklı pişirme yöntemleri seçin
Kızartmalar yerine haşlama, buharda, fırında pişirme veya ızgara gibi düşük yağlı yöntemleri kullanın. Soğuk salatalar, zeytinyağlı sebzeyemekleri ve soğuk çorbalar (örneğin: ayran aşı çorbası) sıcaklıklarla baş etmenizi kolaylaştıracaktır.
5- Hafif öğünler tercih edin
Ağır ve kızartılmış yemekler, hem sindirim sistemini yorar hem de vücut ısısını artırır. Bunun yerine yaşam şeklinize uygun hafif ve dengeli beslenin. Hem sağlığımız hem de gezegenimizin geleceği için bitkisel ağırlıklı, yeterli sıvı tüketimini içeren ve mevsiminde üretilmiş besinleri içeren hafif bir beslenme modeli, bu sıcaklarda sağlığımızı korumak için en etkili adımlardan biridir.