SON DAKİKA KABİNE TOPLANTISI KARARLARI: Cumhurbaşkanı Erdoğan: Fırsat penceresi aralanmıştır, bunu ziyan etmenin vebali ağır olacaktır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları şu şekilde: Aziz milletim, değerli basın mensupları, sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Sizlerle birlikte televizyon ekranları, radyo kanalları ve sosyal medya platformları vasıtasıyla..

SON DAKİKA KABİNE TOPLANTISI KARARLARI: Cumhurbaşkanı Erdoğan: Fırsat penceresi aralanmıştır, bunu ziyan etmenin vebali ağır olacaktır
Yayınlanma: Güncelleme: 10 views

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları şu şekilde: Aziz milletim, değerli basın mensupları, sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Sizlerle birlikte televizyon ekranları, radyo kanalları ve sosyal medya platformları vasıtasıyla bizleri takip eden tüm vatandaşlarıma saygılarımı gönderiyorum. Sözlerimin hemen başında, dün akşam saatlerinde Balıkesir Sındırgı ilçemizde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Enkazdan çıkarıldıktan sonra vefat eden bir vatandaşımıza Allah’tan rahmet, hastanelerde tedavileri süren 6 kardeşimize acil şifalar diliyorum. Depremin haberini alır almaz İçişleri Bakanımızı ve Sağlık Bakanımızı hiç vakit kaybetmeden ilçemize yönlendirdik. Kabinemizin tüm üyelerini teyakkuza geçirdik. Biz de yürütülen çalışmaları anbean takip ettik. Arama kurtarma çalışmaları tamamlandı. Hasar ve zarar tespit çalışmaları sürüyor. Bakan arkadaşlarımız kendi alanlarıyla ilgili bilgileri çok şeffaf bir şekilde kamuoyumuzla paylaştılar. Devletimizin tüm kurumları depremden etkilenen vatandaşlarımızın yanındadır.

İlginizi Çekebilir

‘EREN BÜLBÜL VE FERHAT GEDİK’İ RAHMETLE YAD EDİYORUM’

Yaşanan her deprem ve sarsıntıyla depreme hazırlık konusunun önemini tekrar hatırlıyoruz. Hükümetimizin kentsel dönüşüm başta olmak üzere yapı stokumuzun yenilenmesi noktasındaki gayretleri bilinmektedir. Ancak hep söylediğimiz gibi bu merkezi idarenin tek başına altından kalkabileceği bir yük değildir. İktidarı, muhalefeti, yerel yönetimleri ve elbette şehir sakinleriyle beraber el ele verip bu mücadeleyi seferberlik ruhuyla yürütmemiz şart. Bu konuda artık bir mutabakat oluşmalı. İdeolojik önyargılar terk edilmeli. Herkes elini taşın altına koymaktan kaçmamalıdır. Biz bunu sağlamak için her türlü iş birliğine açığız. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten muhafaza eylesin diyorum. Aziz milletim bugün henüz 15 yaşındayken şehit olan Eren Bülbül evladımız ile Jandarma Astsubay Ferhat Gedik’in şehadetlerinin 8. yıl dönümü. Vatan için, bayrak için toprağa düşen bu iki kahramanımızı bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.

Depremde en çok zarar gören kat! Balıkesir’deki 6.1’lik sarsıntı sonrası gündemde: Vatandaşlara uyarı

‘TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE BİR FIRSAT PENCERESİ ARALANMIŞTIR’

Şehitlerimizin uğruna hayatlarını feda ettikleri mukaddes emanetlere sahip çıkmaya inşallah devam edeceğiz. Terörsüz Türkiye hedefimize mutlaka ulaşarak kahraman şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakarlıklarının boşa gitmediğini göstereceğiz. Geçen hafta bu hedefe giden yolda anlamlı bir adım daha atıldı. Muhalefet partilerinin de katılımıyla kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, milli iradenin tecelli merkezi olan meclisimizin süreci sahiplenmesi ve desteklemesi bakımından son derece kıymetliydi. Bu sahiplenmenin gerçekleşmesinden memnuniyet duyuyoruz. Komisyonun ilk iki toplantısında kararların oy birliğiyle alınması ise ümit verici bir başka gelişmeydi. Bu yapıcı yaklaşımın sürdürülmesini temenni ediyoruz. Bir günden beri bu konuda tavrımız gayet nettir. Milli meselelerde milli duruş sergilemesi siyaset kurumunun millete karşı görevidir. Türkiye hepimizin ortak yurdudur. Bu devlet Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Alevisi ve Sünnisiyle 86 milyonun her bir ferdinin devletidir. Her karışında bir şehidin yattığı bu topraklar bizim ebedi vatanımızdır. Siyasi görüşlerimiz, hayat tarzlarımız, kökenlerimiz, fikirlerimiz farklı olsa bile hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin asli sahipleriyiz, aynı evin fertleriyiz. Ne farklılıklarımız ne siyasi rekabetimiz ne de günlük tartışmalar bunun önüne geçemez, geçmemelidir. Hiçbirimiz buna izin vermemeliyiz. 86 milyonun bekasını, güvenliğini, huzurunu ve istikbalini ilgilendiren böyle bir meselenin çözümünde sorumluluk sahibi herkesin katkısını, desteğini, yol gösterici eleştirisini bu bakımdan ayrıca önemsiyoruz. Komisyon çalışmalarında mühim tercihinin çok iyi yapılması, süreci enfekte edecek söylemlerden uzak durulması şüphesiz çok mühimdir. Milletin yeşelen umutları ümit ederiz gündelik siyasetin mevzi kazanma hesaplarına kurban edilmez. Terörden kurtulmamız için Türkiye’nin önünde bir fırsat penceresi aralanmıştır. Bunu ziyan etmenin vebali ağır olacaktır. Komisyonun milletimizin beklentilerine uygun şekilde terörsüz Türkiye çabalarının başarısı için üzerine düşeni layıkıyla yapacağına inanıyorum. Gerek Cumhur İttifakı gerekse hükümet olarak bizler de komisyonun çalışmalarına her türlü desteği veriyoruz. Cuma günü Milli Savunma ve İçişleri Bakanımız ile Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımız komisyona kapsamlı sunum yaptılar. Üyeleri bilgilendirdiler, soruları açık yüreklilikle cevapladılar. Hep beraber akan kanı durduralım, acıyı, gözyaşını dindirelim, milletimize karşı mesuliyetimizi hakkıyla yerine getirelim istiyoruz. Milli Değenişme, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum.

İş insanı Halit Yukay’ı arama çalışmalarının 7. gününde son umut İzmir’den geldi

‘ÜLKEMİZİN AFRİKA’DAKİ YATIRIMLARI 67 MİLYON DOLARDAN 10 MİLYAR DOLARA ULAŞTI’

Değerli basın mensupları, Dün Cumhurbaşkanı olarak milletimize hizmet yolunda 11. yılımızı Allah’a hamdolsun alnımızın akıyla tamamladık. Bu vesileyle siyaset sahnesine ilk adım attığımız andan itibaren duasını, desteğini, vefasını bizden esirgemeyen aziz milletime teşekkür ediyorum. Türkiye’nin her metrekaresini eserlerle donatmamıza yardımcı olan her bir kardeşime de minnettarlığımı ifade ediyorum. Hem halkımızın hem de hakkın huzuruna görevini yapmış olmanın gönül rahatlığıyla çıkmanın derdindeyiz. İki günü birbirine eşit geçen ziyandadır buyruğunu kendimize şiar edinerek gece gündüz demeden çalışıyoruz. Ülkemizin neresinde yaşarsa yaşasın hizmetlerimizden istifade etmiş bir vatandaşımızın şöyle kalbinden koparak ettiği Allah ondan razı olsun duası bizim için en büyük şereftir, en büyük bahtiyarlıktır. Milletimizin güvenine ve hayır duasına mazhar olabilmek adına içeride ve dışarıda çok katmanlı bir mücadele içindeyiz. Değerli arkadaşlar, bu anlayışla son kabine toplantımızdan bu yana durmadan dinlenmeden koşturduk. 29 Temmuz’da yüksek düzeyli stratejik iş birliği konseyi 5. toplantısı münasebetiyle Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev ve heyetini Ankara’da misafir ettik. Ziyaret vesilesiyle farklı alanlarda toplam 20 anlaşma imzaladık. Ticaret hedefimiz olan 15 milyar dolara ulaşmakta kararlıyız. Buradan değerli kardeşim Tokayev’e bir kez daha selamlarımı iletiyor. Kendisini ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti tekrar belirtiyorum. 20 yıldır titizlikle hayata geçirdiğimiz Afrika açılımı ve Türkiye Afrika ortaklık politikalarımızın meyvelerini çeşitli alanlarda topluyoruz. Örneğin 2002 yılında kıtada 12 büyük elçiliğimiz varken bugün bu sayı 44’e yükseldi. Ankara’daki Afrika büyük elçiliklerinin sayısı ise 38’e ulaştı. 2002 yılında 4,3 milyar dolar olan ticaret hacmimiz tam 9 kap artışla 2024 yılı sonu itibariyle 36,6 milyar dolara çıktı. Türk müteahhitleri Afrika’da toplam 97 milyar dolar değerinde 2031 proje üstlendi. Ülkemizin Afrika’daki yatırımları 67 milyon dolardan 10 milyar dolara ulaştı. Geçmişinde sömürgecilik utancı bulunmayan bir ülke olarak kazan kazan anlayışına dayalı bir iş birliği modelinin mümkün olduğunu tüm dünyaya gösterdik. Kıtaya beyaz adamın gözünden bakan içimizdeki sömürgeleştirilmiş kafalara rağmen bütün bunları başardık. Şimdi bunu karşılıklı ziyaretlerle bir üst aşamaya taşıyoruz. Gabon Cumhurbaşkanı Sayın Nigama’nın 31 Temmuz’daki ziyaretiyle Senegal Başbakanı Sayın Ousmane Sonko’nun 7 Ağustos tarihli ziyareti aynı iradeyi Afrikalı kardeşlerimizin de paylaştığını ziyaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Birleşmiş Milletler’in ciddi bir reforma ihtiyacı duyduğu aşikardır

‘GAZZE’DEKİ VAHŞETİ DURDURMAK İÇİN NE GEREKİYORSA YAPIYORUZ’

Gabon’la 8, Senegal’le 4 olmak üzere toplam 12 anlaşma imzalandı. 1 Ağustos Cuma günü İtalya Başbakanı Sayın Meloni ile Libya Başbakanı Sayın Dibeybe’i İstanbul’da misafir ettik. Üçlü işbirliği zirvemizde her üç ülkeyi ilgilendiren konuları ele aldık. Hafta sonu Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir telefon görüşmesi yaparak İsrail’in Gazze’ye yönelik yeni işgal planlarını değerlendirdik. Türkiye’nin bu konudaki kararlı duruşunu Sayın Abbas’a ifade ettim. Netanyahu ve katliam şebekesinin siyasi ömürlerini uzatmak uğruna, bölgemizi daha büyük felaketlere sürüklemelerine izin vermeyeceğiz. Konsey Dönem Başkanı sıfatıyla İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanlarını olağanüstü toplantıya çağırdık. Gazze’deki vahşeti durdurmak, açlıktan kırılan Gazzeli kardeşlerimize insani yardımları kesintisiz ulaştırmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Gazze’ye umut ışığı olabilmek için devletimizin tüm imkanlarını, tüm diplomatik kapasitemizi seferber etmiş durumdayız. Şunu aziz milletimin bilmesini isterim. Terör Devleti İsrail’in Filistinli kardeşlerimize yönelik vahşeti, barbarlığı, kıyımı, işkencesi, zulmü karşısında en net tepkiyi veren ülke Türkiye’dir. Sivil toplum kuruluşlarımız, vakıflarımız, derneklerimiz başta olmak üzere milletimiz de Gazze halkını asla yalnız bırakmıyor. Buna 50 bin genç arkadaşımızın katıldığı Türkiye Gençlik Vakfı Yaz Okulları finali programında bizzat şahit olduk. Gözleri ümitle, sevgiyle, imanla ışıldayan genç kardeşlerimin varlığı bize hem umut verdi hem de bizleri çok farklı dünyalara götürdü. Vicdanıyla, ahlakıyla, ufkuyla, özgüveniyle ve tabii ki başarılarıyla kıvanç kaynağımız olan bir gençlik maşallah kükremişsel misali gümbür gümbür geliyor. Hem TÜGVA’daki genç arkadaşlarıma hem de Cumartesi günü temiz yürekleriyle Gazzeli Müslümanlar için Beyazıt’tan Ayasofya’ya yürüyen on binlerce kardeşime buradan şükranlarımı sunuyorum. Rabbim Gazze’nin huzura, barışa, özgürlüğüne kavuştuğu o güzel günleri görmeyi bizlere nasip eylesin diyorum. Değerli basın mensupları, Cumartesi günü ayrıca Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev kardeşimle bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. 30 yıllık işgalin ardından Karabağ’ın özgürleşmesiyle birlikte bölgemizde zaten yeni bir dönem başlamıştı. 8 Ağustos tarihinde Washington’da varılan mutabakat Güney Kafkasya’da kalıcı barışın tesisine giden o yolda tarihi bir adım oldu. Azerbaycan’a yönelik kısıtlamaların artık gündemden düşen olması da sevindiricidir. Bütün bunlardan duyduğumuz memnuniyeti İlham kardeşime ifade etti. Türkiye olarak her zaman yanlarında olacağımızı vurguladım. Bugün de aynı konuyu Ermenistan Başbakanı Sayın Paşinyan ile görüştük. Barış ortamının tesisiyle birlikte bölgemizde kara ve demir yollarının ihyası, sınır kapılarının açılması ve ticaretin serbest akışının mümkün hale gelecek olması bölgeti tüm ülkelerin menfaatine olacaktır. Yarın Gürcistan Cumhurbaşkanı Sayın Kavelaşvili’yi Ankara’da ağırlayacağız.

‘ENFLASYON 14 AYDIR ARALIKSIZ DÜŞÜYOR’

Balkanlardan Kafkasya’ya, Afrika’dan Orta Asya’ya, bu coğrafyada sulü sükûnün hakim olması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Hazır milletim, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz için, kritik önemdeki Yüksek Askeri Şura’mızın 2025 yılışlık toplantısını 5 Ağustos Salı günü başarıyla icra ettik. Şura kararlarıyla bir üst rütbeye terfi eden, görev süreleri uzatılan yeni görev yerlerine atanan subaylarımızı tekrar tebrik ediyorum. Emekliye sevk edilen subaylarımıza da devletimize yaptıkları hizmetler için teşekkürlerimi iletiyorum. Bu sene 40. yaşını kutlayan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, DEİK’in 38. olağan genel kurulunda iç dünyamızla bir araya geldik. Uluslararası Arkeoloji Sempozyumu ve Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi Vezilesi ile arkeologlarımızı külliyemizde misafir ettik. Bundan 65 yıl önce ülkemizden kaçırılan ve yoğun uğraşlar neticesinde ana vatanına tekrar geçirdiğimiz Marcus Aurelius bronz heykeli arkeolojinin altın çağı sergisinde burada sergilenmeye başlandı. Gençlerimiz başta olmak üzere arkeolojiye ilgi duyan tüm vatandaşlarımı millet kütüphanemizdeki sergilerimizi ziyaret etmeye çağırıyorum.

‘TURİZM ALANINDA TÜM ZAMANLARIN GELİR REKORU KIRILDI’

Turizm alanında da önceki hafta müjdeli haberler aldık. 2025 yılının ilk 6 ayında 25,8 milyar dolarla tüm zamanların gelir rekoru kırıldı. Bu geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %7,6 artış anlamına geliyor. Bu senenin ilk 6 ayında 26 milyon 389 bin ziyaretçiyi ülkemizde ağırladık. 2025 yılı ilk 6 ayında yabancı turist gecelik harcaması %10 artışla 121 dolara çıktı. 2025 yıl sonu hedefimiz olan 64 milyar dolar turizm gelirine emin adımlarla ilerliyoruz. Şunu da memnuniyetle belirtmek durumundayım. Enflasyon 14 aydır aralıksız düşüyor. Temmuz ayında hem yıllık enflasyon hem de gıda enflasyonu son 44 ayın en düşük seviyesini gördü. Temel mallarda enflasyon %20,7’ye indi. Enflasyonun direncini artıran kiralarda da düşüş başladı. Ancak halen arzu ettiğimiz seviyede değil. Deprem bölgesindeki çalışmalar tamamlandıkça konut arzını artırmaya dönük projelerimiz daha da hızlanacak. Sanayi üretimimiz de hamdolsun iyi gidiyor. Reel sektöre kulak verdik. KOBİ tanımını değiştirdik. Artık daha fazla işletme KOBİ desteklerinden yararlanabilecek. Merkez Bankası rezervlerimizde Mayıs’tan bu yana hızla artıyor. Ana muhalefetin Türkiye ekonomisini baltalamaya yönelik tüm çabalarına rağmen güçlü rezervlerimiz 169 milyar dolara çıktı. Yine muhalefetin kışkırtmalarına rağmen kamu işçilerimizde yürütülen görüşmeler de uzlaşıyla sonuçlandı. Önemli iyileştirmeler içeren protokolün kamu işçilerimiz ve çalışma hayatımız için tekrar hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Aziz Milletim, basınımızın değerli mensupları, burada özetin, özeti olarak anlattığım başlıklara bakmak bile ülkemizin asıl gündeminin ne kadar dikkat gerektirdiğini anlamak için yeterlidir.

devletimiz burada da milletin hakkını yiyen haramzadelere acımamış hepsini kulaklarından tutup adalete teslim etmiştir.

‘ELLERİNE ALMIŞLAR BİR İFTİRA FIRÇASI ÖNLERİNE GELENE KARA ÇALIYORLAR’

Üst kıtanın merkezinde yer alan Türkiye, farklı cephelerde gelecek asrını şekillendirecek çok Çetim bir mücadele yürütmektedir. Biz buna Türkiye Yüzyılı’nın inşası mücadelesi diyoruz. Bir kere daha şunu açık ve net söylemek isterim. Türkiye’nin yükselişine Allah’ın izniyle kimse engel olamayacaktır. Ülkemizin çeşitli ayak oyunlarıyla denklem dışına itilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Tabi burada şu acı gerçeği de üzülerek ifade etmek mecburiyetindeyim. Bu zorlu yolculukta karşımıza sadece dışarıdaki düşmanlarımız dikilmiyor. Onlarla birlikte içerideki uzantıları ve taşeronlarıyla da mücadele ediyoruz. 2002 yılında AK Parti’nin iktidara gelmesiyle rant muslukları kesilen, imtiyazlarını kaybeden, uzun yıllar sonra halkla eşitlenen çevreler, tam bir gözü dönmüşlükle kaybettiklerinin rövanşını alma hırsıyla hükümetimiz üzerinden devlete ve milletimizin kurumlarına saldırmaktadır. Bakınız daha önce de farklı vesilelerle söyledim. Şahsımız dahil hiç kimse eleştirilemez değildir. Yapıcı eleştirilere hiçbir zaman kulaklarımızı tıkamadık. Tam tersine bunları dikkatle değerlendirdik. Hatta ülkeye ve millete hayrı dokunan eleştirilerin gereğini hiçbir komplekse kapılmadan yaptık. Ama eleştiri bahanesiyle ülkemiz içinde 5. kol faaliyeti yürütülmesine de rıza göstermedik. Bizim değişmez ilkemiz şudur. Milletimize karşı su gibi berrak, toprak gibi mütevazıyız. Ancak devletin itibarını, milletin kazanımlarını hedef alan hadsizlere had bildirmeyi de kırk yetime kaftan giydirmekten evla görürüz. Siyasi hayatımız bütünüyle daima bu hassasiyetle hareket ederek geçti. Bundan sonra da çizgimizi duruşumuzu inşallah bozmayacağız. Aziz milletim, değerli kardeşlerim, son haftalarda yaşanan tartışmalar, Türkiye’nin halen en büyük sorununun siyasi rekabeti yıkım siyasetine çeviren, hükümeti yıpratmak için devletin kurumlarını itibarsız hale getirmeyi meşru gelen çarpık muhalefet anlayışı olduğunu bir kez daha teyit etmiştir. Biliyorsunuz önce LGS sonuçları üzerinden İmam Hatip okullarına yönelik bir linç kampanyası yürüttüler. Bursa’daki bir okulumuzun duvarına astığı tebrik mesajını çarpıtarak sınav üzerinde şüphe oluşturmaya çalıştılar. Yüz binlerce gencimizin umutlarıyla, hayalleriyle, tertemiz duygularıyla oynadılar. İddiaların hepsinin yalan olduğu ortaya çıkınca erdemli davranıp özür dilemek yerine hiçbir şey olmamış gibi sessizce köşelerine çekildiler. Daha sonra Manavgat’taki rüşvet skandalını atlamak için emniyet ve yargı mensuplarımıza kumpas iftirası attılar. Madem kumpas var elinizdeki 32 saatlik video kaydı ile beraber gidin mahkemeye başvurun. Bunu söyledik. Burada da hemen geri vitese taktılar. Dikkatinizi çekiyorum. Bu yıpratma savaşında hedef yalnızca hükümetimiz değildi. Aynı zamanda çocuklarımızdı. Aynı zamanda gençlerimizdi. Aynı zamanda devletimizdi. Milletimizin hayatını kolaylaştıran hizmetlerimizdi. Şimdi aynı koroyu yargıya intikal etmiş bir soruşturma dosyasının başına düşmüş halde yine sahnede görüyoruz. Basın etiğiymiş. Gazetecilik ilkeleriymiş. Siyasi mesuliyet duygusuymuş. İnsanların onuruymuş. Devlet kurumlarının itibarı Türkiye’nin kazanımlarıymış. Bunların hiçbiri umurlarında dahi değil. Ellerine almışlar bir iftira fırçası önlerine gelene kara çalıyorlar. Oysa ortada çok açık bir gerçek var. O da soruşturma konusu suçu bundan bir sene önce tespit eden de şikayet eden de yargıya intikal ettirip şüphelilerin yakalanmasını sağlayan da devletimizin ilgili kurumlarıdır. Soruşturma kapsamında 220 şüpheliye yönelik adli işlem başlatılmış ve 199 şüpheli hakkında kamu davası açılmıştır. İki dalga olarak yürütülen operasyonlarda 37 kişi tutuklanmış ve 150 kişi hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Tıpkı İstanbul merkezli yolsuzluk ve sahtekarlık soruşturmasında olduğu gibi devletimiz burada da milletin hakkını yiyen haramzadelere acımamış hepsini kulaklarından tutup adalete teslim etmiştir.

‘TÜRKİYE’NİN RÜŞVETÇİLERLE, SUÇ ÖRGÜTLERİYLE, MİLLETİN MALINA ÇÖKEN SİYASİ TEFECİLERLE MÜCADELESİNİ SULANDIRAMAZSINIZ’

Şunu açık ve net ifade ediyorum. Otuz yıl sonra İstanbul’da yakayı ele verenlerin konumları ve ünvanlarına nasıl bakılmadıysa, bu dosyada da kimsenin gözünün yaşına bakılmadı. Daha önemlisi, suç örgütü üyelerini atlamak için kimse sokağa çıkmadı. Protesto eylemi düzenlemedi. Milli markaları boykot çağrısı yapmadı. Batılı medya kuruluşlarına ezilip bükülerek kimse şikayette bulunmadı. Hele hele tehdit ederek, hakaret ederek kimse mahkemeler üzerinde baskı kurmaya çalışmadı. Yani her şey kanuna, nizama ve hukuk devleti ilkelerine uygun yürütüldü. Şunu herkesin, özellikle de bağıran, çağıran ve tetikçileri vasıtasıyla devlet kurumlarına saldıran hadsizlerin bilmesini istiyorum. Ne yaparsanız yapın, Türkiye’nin rüşvetçilerle, suç örgütleriyle, milletin malına çöken siyasi tefecilerle mücadelesini sulandıramazsınız. Kendinizi ve suç ortaklarınızı temize çıkarmak için gençlerimizi, masum çocuklarımızı kullanmaktan artık vazgeçin. Biraz dürüst olun, biraz ilkeli olun. Ekmeğini yediğiniz devletinize karşı asgari seviyede de olsa mesuliyet duygusuyla hareket edin. Tekrar söylüyorum, her kim milletin hakkına giriyor, malına mülküne el uzatıyorsa yakasına yapışmaya devam edeceğiz. Türkiye, unutmayın, bir hukuk devletidir. Yasalarımızda hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, sahtekarlık yapanların cezası bellidir. Kim olursa olsun bunlar gerektiği cezaları alacaklardır. Biz de anayasamızın verdiği yetki ve sorumluluklar çerçevesinde bunun sonuna kadar takipçisi olacağız. Değerli kardeşlerim, aziz milletim, dijitalleşmenin artmasıyla birlikte her geçen gün yeni tehdit ve tehlikeler ortaya çıkmaktadır. Bunların en başında da bağımlılık türlerine yenilerinin eklenmesi vardır. Ekran bağımlılığı, siber zorbalık derken son dönemde sanal bahis, şans oyunları, kumar bağımlılığı da ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. Maalesef erişim kolaylığı ve internetin denetim zorluğu bu illetin giderek yaygınlaşmasına sebep oluyor. Yeşilay’ımızın son verileri çevrimiçi, kumar ve bahis bağımlılığının diğer bağımlılık türlerinin önüne geçtiğini gösteriyor. Suç örgütlerinin de ciddi miktarda buradan nemalandığını görüyoruz. Hükümet olarak ocakları söndüren, aileleri parçalayan, milli bünyemizi içerden çökerten bu sorunun üzerine kararlılıkla gidiyoruz. Meselenin güvenlik boyutunda emniyet ve istihbarat dilimlerimizin yanı sıra yargımız ve MASAK başkanlığımız titizlikle çalışıyor. Sosyal ve sağlık boyutuyla ilgili olarak da Cumhurbaşkanı yardımcımızın riyasetinde kapsamlı bir eylem planı hazırlanıyor. Hiçbir boşluk bırakmadan sorunu çok yönlü bir şekilde ele alıyoruz. Daha fazla can yanmadan devlet, sivil toplum, siyaset el ele vererek bu illetin önünü kesmemiz gerekiyor. Temennimiz dijital suçlarla ilgili attığımız her adıma özgürlük bahanesiyle karşı çıkanların en azından yasa dışı sanal kumar ve bahis musibetiyle mücadelede aynı yanlışa düşmemelidir. Aksi takdirde Allah korusun bunun bedelini toplumca hep beraber öderiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.