Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarından öne çıkan satır başları şöyle; Aziz milletim ve değerli dava ve yol arkadaşlarım sizleri en kalbi duygularımla ve hasretle selamlıyorum. Sizlerin şahsında cennet vatanımızın 81 ilimizdeki tüm..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarından öne çıkan satır başları şöyle; Aziz milletim ve değerli dava ve yol arkadaşlarım sizleri en kalbi duygularımla ve hasretle selamlıyorum. Sizlerin şahsında cennet vatanımızın 81 ilimizdeki tüm vatandaşlarımıza selamlarımı gönderiyorum. Heyecanımızı ve sevincimizi paylaşan kardeşlerimizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
AK Parti bugün 24 yaşında. Bugün milletimizin sinesinden, yine aziz milletimizin iradesiyle doğan, kadrolarıyla, hizmetleriyle, eserleriyle, Türkiye’nin son çeyrek asrına damgasını vuran, gücünü ve cesaretini milletimizin kararlılığından alan AK Partimizin 24.kuruluş yıl dönümünü büyük bir iftiharla kutluyoruz.Bugün, ufuk ve istikametini milletimizin çizdiği Anadolu ihtilalinin 24.senesini coşkuyla idrak ediyoruz.
Bugün, mazlum ve mağdurların yoldaşı olan, düşenin elinden tutan, kimsesizlerin kimsesi, yaralı kalplerin merhemi olan AK Partimizin 25.yılına bir adım daha yaklaşıyoruz.
24.senemizin, yepyeni bir soluk getirdiğimiz Türk siyaseti için, ülkemiz, milletimiz, yurt dışındaki vatandaşlarımız için, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olsun diyorum.
Bu yola birlikte çıktığımız bugüne kadar gönül ve kader birliği yaptığımız her bir kardeşime teşekkür ediyorum. Partimizin kurucularına genel başkanlarımıza merkez kararı ve yönetim kurulu üyelerimize bakanlarımıza milletvekillerimize samimi şükranlarımı sunuyorum. Aynı şekilde il ilçe ve belde başkanlarımıza kadın kolları teşkilatımıza yönetim kurulu üyelerimize belediye başkanlarımıza belediye meclis üyelerimize il genel meclis üyelerimize mahalle ve köy temsilcilerimize sandık müşahitlerimize teşekkür ediyorum.
Velhasıl bu yola kalbiyle birlikte emeğini alın terini duasını ve desteğini koyan AK Parti ailesinin her bir ferdine buradan şahsım partim ve milletim adına şükranlarımı takdim ediyorum.
“ROZETLERİNİ TAKACAĞIMIZ BELEDİYE BAŞKANLARIMIZI TEBRİK EDİYORUM”
Türkiye Yüzyılı’nın inşası mücadelemize destek olmak amacıyla aramıza katılan tüm arkadaşlarımıza “Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.” diyor, hepsini muhabbetle bağrımıza basıyoruz. Birazdan rozetlerini takacağımız belediye başkanlarımızı canıgönülden tebrik ediyorum.
Dünden beri ahlaksızca, haysiyetsizce, her türlü insani değeri ayaklar altına alan hoyrat bir üslupla AK Parti ailesinin yeni üyelerine saldıranlara “Hadi oradan.” diyorum.
“KENDİ EVLERİNDEN GELEN PİS KOKULARI BASTIRMAK İÇİN HAYSİYET CELLATLIĞI YAPIYORLAR”
Pisliğin üzerinde oturmuşlar, sağa sola pislik atmaya çalışıyorlar. Kendi pisliklerini örtmek, kendi evlerinden gelen pis kokuları bastırmak için utanmadan haysiyet cellatlığı yapıyorlar. Edepten payı olmayan, bozuk bir ağız ve kızarmaz bir yüzden başka hiçbir sermayesi bulunmayan seviyesizlere evelallah pabuç bırakmayız.
Kültürümüzde “Kem söz sahibine aittir.”
Hakaretle karşısındakini küçülteceğini zanneden, sadece kendisini rezil ve rüsva eder. Edepten, adaptan, asgari nezaketten yoksun bir siyasi dilin ve siyasetçinin; ne ülkeye, ne millete, ne de genel başkanı olduğu partisine hiçbir faydası olmaz.
“İTİBAR SUİKASTLARI DÜZENLEYENLERİN ZORBALIKLARINA BOYUN EĞMEYİZ”
Bu şahıs sadece bizi değil, çok daha çirkin, çok daha hakaretamiz ifadelerle partisindeki insanları da hedef alıyor. Şantaj yapılan, tehdit edilen, uzaktan kumandayla kontrol edilen bir kişi varsa, o da bu zattan başkası değildir.
CHP Genel Başkanı artık siyasetin değil, hızla psikiyatri biliminin konusu hâline gelmektedir.
Bu zat şunu bilsin, anlasın ve hiçbir zaman unutmasın: Medya ve sosyal medyadaki tetikçileriyle itibar suikastları düzenleyenlerin zorbalıklarına bugüne kadar asla boyun eğmedik, bundan sonra da boyun eğmeyiz.
Beyefendi rahatsız olmuş. Varsın olsun, onu daha çok rahatsız edeceğiz. O, gırtlağına kadar battığı çamurda debelenip dururken biz işimize bakacağız.
Ak kadrolar olarak, bu seviyesiz ve sevimsiz siyasetin bizi çekmek istediği kapana hapsolmayacağız.
Kardeşlerim, kim ne derse desin AK Parti bugün düne göre daha güçlüdür, inşallah yarın daha güçlü olacaktır.
Burada şunu tüm kalbimle söylemek arzusundayım: AK Parti ailesi Türkiye’nin en büyük, en kuşatıcı, en renkli ailesidir. Bu kardeşlerimize kapımız da kollarımız da ardına kadar açıktır.
Bugün bir kez daha sizler gibi vefakâr yol arkadaşlarıyla yürüdüğümüz için, bizlere sizler gibi anlı ak, yüreği ak, çalışkan, cesur dava arkadaşları nasip ettiği için Cenab-ı Allah’a hamd ediyorum, şükrediyorum.
“AK PARTİ, MİLLETİN UMUDU OLARAK TÜRK SİYASETİNE BİR GÜNEŞ MİSALİ DOĞDU”
Kıymetli kardeşlerim, AK Partimizin AK neferleri… Bu zorlu mücadeleyi ilk başlattığımızda, Türkiye 28 Şubat müdahalesi ile girdiği dehlizde yönünü yitirmiş bir ülkeydi. Postmodern darbenin etkileri hem siyaset, hem eğitim, hem ekonomi hem de toplum zemininde tüm kesafetiyle hissediliyordu.
İş dünyamız, sanayicimiz, işçimiz derin bir hayal kırıklığı yaşıyordu. Demokrasimiz vesayetin ağır baskısı altında ezilmiş durumdaydı.
İşte böyle bir dönemde AK Parti, milletin umudu olarak Türk siyasetine bir güneş misali doğdu. Bundan tam 24 yıl önce, 14 Ağustos 2001’de “Bugün, Türk siyaset tarihine hizmete sevdalı insanların kurduğu AK Parti’nin doğum günü olarak geçecek.” dedik, böyle oldu.
O gün, halka ve Hakk’a hizmet için hep beraber uzun ince bir yola çıktık. Bu yolculukta refikimiz aziz milletimizdi.
“KARANLIK ODAKLARLA, HAŞHAŞİ ÇETELERİYLE İSTİKBAL YÜRÜYÜŞÜMÜZÜ AKAMETE UĞRATMAK İSTEDİLER”
Allah’a hamdolsun, o günden bugüne milletin yolundan, milletimizin çizdiği rotadan bir an bile ayrılmadık. Üzerimizde nice oyunlar oynandı. Partimize nice pusular, kumpaslar, tuzaklar kuruldu. Yolumuza taş koymak isteyenler oldu. Besleyip büyüttükleri tüm yılanlarını sırasıyla üzerimize saldılar.
Karanlık odaklarla, haşhaşi çeteleriyle istikbal yürüyüşümüzü akamete uğratmak istediler.
Önce 17-25 Aralık darbe girişimiyle, ardından 15 Temmuz kanlı ihanetiyle bu ülkeyi yabancılara peşkeş çekmeye yeltendiler.
Bunların tamamını milletimizin kararlılığıyla, milletimizden aldığımız güçlü destekle aşmayı başardık. Dik durduk, surda gedik açtırmadık.
Şimdi bakınız, değerli kardeşlerim…
AK Partimizin kuruluş müjdesini milletimize verdiğimiz o tarihi toplantıda, Türk siyasetinde açtığımız yeni sayfayı şu sözlerle tarif etmiştik:
“TÜRKİYE’DE YENİ BİR DÖNEMİN KAPILARI ARALANDI”
Bu sayfa, diğer bütün sayfaların toplamıdır. Diğer bütün sayfaların bileşimidir. Diğer bütün sayfaların somut bir sonucudur. Bu sayfa, Türkiye Cumhuriyeti’nin güzel insanlarına, ülkemizin geleceği adına yepyeni ve güçlü bir umudun kazandırılmasını; Türk siyaset hayatına Adalet ve Kalkınma Partisi’nin katılımını müjdeliyor.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Evet, o toplantıdan itibaren Türkiye’de yeni bir dönemin kapıları aralandı. Bu ülkede, o gün müjdesini verdiğimiz gibi, hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Büyük bir gururla ifade etmek isterim ki, bundan 24 yıl önce Türkiye’de yeni bir başlangıç yaptık, yepyeni bir yol açtık. Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle, gençlerimizin sahip çıkmasıyla 14 Ağustos’tan bugüne kadar bize umut bağlayanların umutlarını boşa çıkarmadık; tam aksine o umutları çoğalttık, büyüttük, güçlendirdik.
Tarihi bir yatırım, hizmet, eser ve hizmet seferberliğiyle 81 vilayetimizin her metrekaresine mührümüzü vurduk. Müsaadenizle, çok özet bir şekilde burada bazı rakamlar var.
“DÜNYANIN 17’NCİ, AVRUPA’NIN 7’NCİ BÜYÜK EKONOMİSİYİZ”
Küsuratları bir kenara koyuyorum… Sağlığa 31 trilyon lira, gençlik ve spora 11,5 trilyon lira, aile ve sosyal hizmetlere 4 trilyon lira, adalete 10 trilyon lira, içişlerine 4 trilyon lira, AFAD bünyesinde olmak üzere 3 trilyon lira harcama yaptık.
Çalışma ve sosyal güvenliğe 1,5 trilyon lira, ulaştırmaya , kamu-özel projeleri dâhil, 10 trilyon lira, çevre ve şehirciliğe 15 trilyon lira, kültür ve turizme 1,5 trilyon lira, tarım ve ormana 7 trilyon lira, enerjiye 8 trilyon lira, savunma sanayine 374 milyar dolar, sanayi ve teknolojiye 1,5 trilyon liralık yatırım yaptık.
KOBİ’lerde 1 milyon 388 bin işletmeye 278 milyar liralık destek sağladık. Teşviklerimizle 19 trilyon liralık 126 bin yatırımın ve 4 milyon 58 bin nitelikli istihdamın önünü açtık.
Katma değerli alanlarda, 45 milyar dolarlık yatırım tutarına sahip 72 projeyi destekledik. Savunma projelerimizin bütçesi, 5,5 milyar dolardan bugün 100 milyar dolar büyüklüğe ulaştı.
2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatımızı, Temmuz ayında yıllık bazda 270 milyar dolara çıkardık. Uluslararası doğrudan yatırımların tutarı, 19 kattan fazla artışla 281 milyar dolara kadar yükseldi.
Merkez Bankamızın rezervleri bugün itibarıyla 175 milyar dolar ile rekor kırdı. 2024 yılı verilerine göre, dünyanın 17’nci; Avrupa’nın 7’nci büyük ekonomisiyiz.
Gençler, 2025 yılı sonu itibarıyla kişi başına düşen millî gelirin 17 bin doları aşmasını bekliyoruz. Dışişlerinde 163 olan dış temsilcilik sayımızı 263’e ulaştırarak temsil ağımızı güçlendirdik.
Dünyanın en kapsamlı, en kuşatıcı sosyal güvenlik sistemini ülkemize kazandırdık. Bugün, 2,9 milyon vatandaşımızın ayağına evde sağlık hizmeti götürüyoruz. Toplamda 37.127 yataklı 25 şehir hastanemizi tamamlayıp hizmete sunduk. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 4 trilyon 970 milyar lira tutarında ödeme yaptık.
Asrın felaketinin yaralarını sarmak için şimdiye kadar yaklaşık 75 milyar dolar kaynak kullandık. Daha saymaya kalksak değil, saatler, günler alacak nice yatırım, hizmet, eser ve destekle Türkiye’nin çehresini değiştirdik.
Şunu bugün bir kez daha altını çizerek söylemek isterim: Elde ettiğimiz bütün başarıların sahibi aziz milletimizdir. Ne yaptıysak öncelikle onların güçlü desteğiyle yaptık. Elbette bu başarı sizin eserinizdir. 24 yıllık hikâye sizin hikâyenizdir. Birlik ve kardeşliğin Türkiye’sinde sizin de alın teriniz var.
Ülkemizin bu günlere gelmesinde, şu salondaki her bir kardeşimin katkısı, emeği, fedakârlığı ve mücadelesi var. Her birinize çabalarınızdan ve gayretlerinizden dolayı yürekten teşekkür ediyorum.
Aziz kardeşlerim, kıymetli yol ve dava arkadaşlarım… AK Parti, kurulduğu günden bu yana bir siyasi parti olmanın yanında aynı zamanda bir okul olmuştur. 14 Ağustos 2001’den itibaren hem parti kadrolarımızı hem de hükümetlerimiz döneminde bürokrasideki kadroları sürekli yeniledik.
“AK PARTİ, İNSAN ÖĞÜTEN BİR DEĞİRMEN ASLA DEĞİLDİR”
Türkiye’nin en iyi, en tecrübeli, en bilgili ve birikimli kadrolarıyla mücehhezdir. AK Parti’yi Türkiye’nin en büyük partisi yapan, işte bu yetişmiş, işte bu liyakatli insan kaynağına sahip olmasıdır.
Bu dinamik, bu hareketli yapıyı muhalefet partilerinde asla göremezsiniz. Partimiz içinde lise yıllarından, üniversite yıllarından itibaren siyaset yapmaya başlayan bir genç, aslında siyasete istikamet çizme ve devlet yönetme idealiyle bu yola girmektedir. O yol daima açıktır. Ağabeylerinin, ablalarının yanında pişen gençlerimiz bugün bakanlık kadrolarımızda, milletvekili olarak, belediye başkanları olarak, genel merkez kadrolarımızda kendilerine yer buluyor; çok önemli hizmetlere imza atıyor.
AK Parti, insan öğüten bir değirmen asla değildir, değerli arkadaşlarım. Bizde emeklilik yoktur. Bizde kenara çekilmek, inzivaya çekilmek yoktur.
Soluklanmaları için bir süreliğine dinlenmeye aldığımız arkadaşlarımızla bağımızı asla koparmaz, irtibatımızı kesmez, vefamızı hiçbir zaman eksik etmeyiz.
Her yaştaki arkadaşımız bizimle yol yürümeye devam ettiği müddetçe, elbette biz de onun bilgisinden, tecrübesinden, görgüsünden istifade etmeyi sürdürürüz. Bu hâliyle bakıldığında AK Parti, Türkiye’nin birikimidir, hazinesidir.
Şunu da özellikle vurgulamak durumundayım: AK Parti ile birlikte ülkemizde siyaset, asli misyonuna kavuşmuştur.
Türkiye; iç politikada, dış politikada, ekonomide, güvenlikte yıllarca birikmiş, zamanla kronikleşmiş sorunlarını çözebileceğini ve böyle bir kapasiteye sahip olduğunu tüm dünyaya göstermiştir.
Ülkemizin kazanç hanesine yazdırdığımız en büyük başarılarımızdan biri, hiç şüphesiz siyasette diyalog ve uzlaşı kültürünü güçlendirmektir.
“KOMİSYONUNİLK ÜÇ TOPLANTISI OLDUKÇA VERİMLİ BİR İKLİMDE GERÇEKLEŞTİ”
Milletimizin arasına örülen bu duvarı yıkalım, ezeli ve ebedi kardeşliğimizi perçinleyelim, istikbali beraberce inşa edelim istiyoruz.
Cumhur İttifakı olarak birlikte başlattığımız bir devlet politikası olarak yine beraberce yürüttüğümüz Terörsüz Türkiye sürecinde kısa sürede çok önemli mesafe alındı.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi komisyonuyla meclisimizin de en geniş bir katılımla sürece dahil olması sağlandı. ilk üç toplantı oldukça verimli bir iklimde gerçekleşti. Temennimiz bu yapıcı atmosferin korunmasıdır.
Cumhur İttifakı çözümden ve diyalogdan yana olduğunu, sürecin başarısı için halisane bir yaklaşım içinde olduğunu ortaya koymuştur. Gönül ister ki diğer partiler de aynı şekilde hareket etsin.
Şunu burada bir kez daha ifade ediyorum: Türkiye’nin istikbal yürüyüşünde bir dönüm noktasını temsil eden bu hayırlı sürece katkı veren herkes, ismini tarihe yazdıracaktır.
Komisyon çalışmalarını maksimalist ve popülist taleplerle yokuşa sürmenin vebali ise çok ağır olacaktır. Her kim, siyasi çıkarları uğruna bunu yaparsa açık söylüyorum; ne bu millet onun yüzüne bakar, ne de gelecek nesiller onu affeder.
Sırtında yumurta küfesi olmayanların, sorumluluk taşımayanların, bizim ilk günden beri sürdürdüğümüz dikkatli, itinalı fakat bir o kadar da kararlı tavrımızı anlamakta zorlandıklarını görüyoruz.
Bir defa şunun bilinmesini isterim: Yapıcı eleştiriye elbette kulak tıkamayız. Ama yıkıcı eleştiriye, yalana, tahrike, algı operasyonlarına da eyvallah etmeyiz. Yıkım ekibinin bize yüklenmelerine güler geçeriz.
Ama bizi övdüklerinde, “Nerede yanlış yaptık acaba?” diye kendimizi sorguya çekeriz. Bakın, biz burada çok hassas bir süreç yönetiyoruz. Biz; Türk’üyle, Kürt’üyle, Arab’ıyla 86 milyonun emanetini taşıyoruz. Ve o emanete iğne ucu kadar dahi olsa leke bulaştırmamaya gayret ediyoruz.
“ŞEHİT AİLELERİMİZ VE KAHRAMAN GAZİLERİMİZ, BİZİM BU RİSKE NİÇİN GİRDİĞİMİZİN FARKINDADIR”
Aziz milletimiz, asırlardan süzülüp gelen Anadolu irfanıyla, o engin basireti ve sağduyusuyla bizim ne yapmaya çalıştığımızın çok net farkındadır.
Şehit ailelerimiz ve kahraman gazilerimiz, bizim bu riske niçin girdiğimizin farkındadır. Muarızlarımız ve hasımlarımız da terörsüz Türkiye’nin ne demek olduğunun aynı şekilde farkındadır.
Burada tekrar ediyorum: Türkiye, en kronik sorununu çözmek için tarihi bir fırsat yakalamıştır. Bunun heba edilmesine göz yummayacağız.
AK Parti olarak, tam kadro vakar içinde, omuzlarımızdaki ağır yükün bilinciyle; milletimizin beklentilerine ve partimizin büyüklüğüne yaraşır biçimde, aydınlık yarınlara kapı aralayan bu süreci inşallah özenle yöneteceğiz.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.