50 yıl unutuldu, şimdi tarihi yeniden yazıyor! ‘Kuzey’den Güney’e bir bağlantı noktası’

Çorum’a bağlı Kalehisar köyünde bulunan Kalehisar ören alanında yapılan 2025 sezonu kazı çalışmaları son hızıyla devam ediyor. Tarihi kaynaklarda “Demirli Karahisar” adıyla geçen ve bünyesinde kale, surlar, medrese, kervansaray ve..

50 yıl unutuldu, şimdi tarihi yeniden yazıyor! ‘Kuzey’den Güney’e bir bağlantı noktası’
Yayınlanma: Güncelleme: 9 views

Çorum’a bağlı Kalehisar köyünde bulunan Kalehisar ören alanında yapılan 2025 sezonu kazı çalışmaları son hızıyla devam ediyor. Tarihi kaynaklarda “Demirli Karahisar” adıyla geçen ve bünyesinde kale, surlar, medrese, kervansaray ve hamam gibi anıtsal yapılar barındıran Kalehisar, Anadolu-Selçuklu döneminin en önemli kentlerinden biri olarak kabul ediliyor.

İlginizi Çekebilir

1966 yılından 2019’a kadar üzerinde kapsamlı bir çalışma yapılmayan kent Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sanat Tarihi bölümü öğretim üyesi ve aynı zamanda Sanat Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü olan Prof. Dr. Mustafa Kemal Şahin’in ve toplamda 15 kişiden oluşan ekibinin çalışmalarıyla yaklaşık 50 yıldır atıl durumda kalan ören yeri yeniden ele alınarak Kalehisar yerleşim alanının tarihi önemi tekrar gün yüzüne çıkarılmaya başlandı. Özellikle bölgede yapılan çalışmalar esnasında elde edilen seramik gibi çeşitli materyallerin mimarisi ve seramik üretim merkezi olması açısından Çorum’da ve ülkede büyük bir öneme sahip olduğu tespit edildi. Kalehisar, aynı zamanda Ahlat, Hasankeyf ve Kubadabad gibi önemli Selçuklu kentlerinde yürütülen kazılarla aynı önemde bir merkez olduğunu da bir kez daha yapılan çalışmalar ve araştırmalar neticesinde gözler önüne serdi.

“ÇORUM’UN GEREK ANADOLU-SELÇUKLU GEREKSE OSMANLI DÖNEMİ AÇISINDAN YETERİNCE BİLİNMEDİĞİNİ SÖYLEYEBİLİRİZ”

Çorum’un Orta Karadeniz Bölgesi’nde önemli bir merkez olmasına rağmen Selçuklu ve Osmanlı dönemleri açısından yeterince tanınmadığını ifade eden Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sanat Tarihi bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Şahin, ” Kalehisar bizim için çok önemli bir merkezdir. Anadolu-Selçuklu dönemi içerisinde burada kale, surlar, medrese, kervansaray ve hamam gibi günümüze kadar ulaşabilen yapılar bulunmaktadır. Bu nedenle Kalehisar, Anadolu-Selçuklu dönemi açısından en önemli kentlerimizden biridir. Biz de bu öneme dikkat çekerek çalışmalarımızı yoğunlaştırdık ve hem ülkemiz genelinde hem de Çorum özelinde Kalehisar’ın değerini aktarmaya gayret ediyoruz. Kalehisar, kaynaklarda ‘Demirli Karahisar’ veya ‘Kalehisar’ adıyla geçmekte ve önemli bir merkez olarak anılmaktadır. Yüzeyde görülen yapılar; surlar, medrese ve kervansaray, buranın büyük ve önemli bir kent olduğunu açıkça göstermektedir. Bununla birlikte yaptığımız jeofizik çalışmalar sonucunda yeni yapılar da tespit ettik. Böylece Kalehisar’ın hem bilinen hem de bilinmeyen yapılarıyla büyük bir yerleşim merkezi olduğunu ortaya koyduk. Çalışmalarımız halen devam etmektedir. Çorum, Orta Karadeniz Bölgesi içerisinde de önemli bir merkezdir. Ancak Çorum’un gerek Anadolu-Selçuklu gerekse Osmanlı dönemi açısından yeterince bilinmediğini söyleyebiliriz. Bu noktadan hareketle 2017 yılında başkanlığımda bir yüzey araştırması gerçekleştirdik ve Çorum’un bu yönüyle oldukça zengin bir merkez olduğunu tespit ettik. Kalehisar da bunun başında gelmektedir. 2019-2020 yıllarında yaptığımız yüzey araştırmalarında mevcut yapıları belgeledik, jeofizik çalışmalar yürüttük ve araştırmalarımızı daha da genişlettik. Ardından 2021 yılında Müze Başkanlığı bünyesinde kazılara başladık. 2022 yılından itibaren ise Cumhurbaşkanlığı onaylı kazılar kapsamında çalışmalarımız sürmektedir” dedi.

“KALEHİSAR, MİMARİSİ VE SERAMİK ÜRETİM MERKEZİ OLMASI AÇISINDAN ÇORUM’DA VE ÜLKEMİZ GENELİNDE BÜYÜK BİR ÖNEME SAHİPTİR”

Kalehisar bölgesinin özellikle yapı mimari yönünden ayrı bir özelliği olmasına dikkat çeken Şahin, ” Kalehisar, mimarisi ve seramik üretim merkezi olması açısından Çorum’da ve ülkemiz genelinde büyük bir öneme sahiptir. 1965-1966 yıllarında İstanbul Üniversitesi’nden rahmetli Oktay Hocamız da Kalehisar’ın önemine dikkat çekmiştir. Ancak 1966 yılından 2019 yılına kadar burası adeta atıl kalmış, yıllar boyunca üzerinde çalışma yapılmamıştır. Bu nedenle biz, Kalehisar’ı tekrar ele aldık ve dikkatleri buraya çekmeye çalıştık. Arkeolojik açıdan da Kalehisar’da hem Selçuklu hem de Osmanlı dönemi arkeolojisi yapılmaktadır. Bu yönüyle arkeolojik çalışmaların kapsamını genişletiyor ve arkeolojinin kavramsal boyutuna da dikkat çekmek istiyoruz. Kalehisar, bu bakımdan Ahlat, Hasankeyf ve Kubadabad gibi önemli Selçuklu kentlerinde yürütülen kazılarla aynı önemde bir merkezdir. Şu anda ekibimizde yaklaşık 15 kişi yer almakta ve çalışmalar multidisipliner bir anlayışla sürdürülmektedir. Arkeoloji, disiplinler arası bir yaklaşımı zorunlu kıldığı için biz de farklı alanların katkısıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Kalehisar ören yerinde yaklaşık beş yılda önemli bir yol aldık ve bundan sonra da çalışmalarımızın aynı şekilde ilerleyeceğine inanıyoruz” diye konuştu.

“İNSANLARIN PALEODEMOGRAFİK, BİYOARKEOLOJİK VE DİĞER AÇILARDAN BİLGİLERİNİ AÇIĞA ÇIKARMAYA ÇALIŞIYORUM”

Hacettepe Biyoarkeoloji uzmanı Prof. Dr. Serpil Eroğlu Çelebi, ” Yaklaşık 3 sezondur bu kazıya katılıyorum. Kazı yapmış olduğumuz yerde farklı alanlarda çıkan insan iskeletlerinin Biyoarkeolojik çalışmasını yapıyorum. Kemikleri bu alanda bulduktan sonra laboratuvarda değerlendirip bu insanların Paleodemografik, Biyoarkeolojik ve diğer açılardan bilgilerini açığa çıkarmaya çalışıyorum” ifadesinde bulundu.

“BURADA YAPMIŞ OLDUĞUMUZ KAZI ALANINDAKİ HAYVAN KEMİKLERİNİN ZOOARKEOLOJİK İNCELEMESİNİ YAPIYORUZ”

Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi olan Prof. Dr. Erkut Kara, “Burada yapmış olduğumuz kazı alanındaki hayvan kemiklerinin Zooarkeolojik incelemesini yapıyoruz. Bu yapmış olduğumuz incelemelerdeki amacımız daha çok burada yaşamış geçmiş dönemdeki toplumun ne tür heyecanları beslediklerini, tükettiklerini veya hangi amaçla kullandıklarını. Süs eşyası gibi ürünler veya evde kullanılan bir takım aletler yapılabiliyor. Bunların dağılımını, hayvan türlerinin dağılımını genel olarak araştırıyoruz” şeklinde konuştu.

“ÖZELLİKLE KALEHİSAR’IN KUZEY’DEN GÜNEY’E BİR BAĞLANTI NOKTASI OLARAK DÜŞÜNÜYORUZ”

Yozgat Bozok Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğrt. Üyesi Betül Özcan Balkır, ” 2024 yılı Kalehisar kazı sezonunun başlamasıyla birlikte Mustafa Şahin hocama eşlik etmekteyim. Burada Anadolu-Selçuklu Arkeolojisi çalışıyoruz. Özellikle Kalehisar’ın Kuzey’den Güney’e bir bağlantı noktası olarak düşünüyoruz. Bu bağlamda çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürmekteyiz” ifadelerine yer verdi.

Ön muhasebeci olarak çalıştığı şirketin pilotu oldu: Yapamazsın diyenler şimdi özür diliyor

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.