25 Temmuz 1946’da Marshall Adaları’nda gerçekleştirilen sualtı Baker nükleer patlamasından kaynaklanan mantar şeklinde bulut. History/Universal Images 1950’ler ve 60’larda ABD’nin Utah eyaletindeki, Salt Lake’de büyüyen Mary Dickson, nükleer savaş durumunda..
25 Temmuz 1946’da Marshall Adaları’nda gerçekleştirilen sualtı Baker nükleer patlamasından kaynaklanan mantar şeklinde bulut. History/Universal Images
1950’ler ve 60’larda ABD’nin Utah eyaletindeki, Salt Lake’de büyüyen Mary Dickson, nükleer savaş durumunda “eğil ve korun” talimatı verilen milyonlarca Amerikalı okul çocuğundan biriydi.
CNN International’a konuşan Dickson, “Şunu düşünüyordum: Bu bizi bir bombadan kurtarmaz” dedi. O dönemde Dickson, ABD’nin Nevada’daki yeni nükleer silah stoklarını test ettiği sırada komşu eyalette nükleer silahların patlatıldığını bilmiyordu. O sıralar çocuk olan Dickson, atmosferik testlerden yayılan radyoaktif serpintinin çoğu zaman taşındığı rüzgar yönünde yaşıyordu.
Dickson, CNN’e tiroid kanserine yakalandığını, ablasının 40’lı yaşlarında lupus hastalığından vefat ettiğini, küçük kız kardeşine yakın zamanda bağırsak kanseri teşhisi konulduğunu ve vücudunun diğer bölgelerine yayıldığını, yeğenlerinin de sağlık sorunları yaşadığını söyledi.
Dickson, çocukluk mahallesindeki beş blokluk alanda 54 kişinin kanser, otoimmün hastalıklar, doğum kusurları veya düşüklerle mücadele ettiğini saydığını söylüyor.
Bikinililer, Temmuz 1946’da Bikini atolünde ABD ordusunun nükleer deneme patlamaları olan “Operation Crossroads”öncesinde adalarını tahliye etmek zorunda kalmıştı. AP (Arşiv)
Kanserlerinin nedeninin tam olarak bilinmediğini, çünkü doğrudan sorumluluğu belirlemenin zor olduğunu, ancak tıbbi toplulukta radyasyon maruziyetinin, maruz kalma düzeyine bağlı olarak kanser riskini artırdığının genel olarak kabul edildiğini belirtiyor.
CNN’in haberine göre ABD Çevre Koruma Ajansı, radyasyona maruz kalan grupları takip eden çalışmalara dayanarak, “Radyasyon maruziyeti kansere yakalanma şansını artırır ve doz arttıkça risk de artar: Doz ne kadar yüksekse, risk o kadar büyük olur” diyor.
‘RÜZGAR YÖNÜNDEKİLER’
Habere göre Nevada test sahasını çevreleyen eyaletlerde, yani Arizona, Nevada, Utah, Oregon, Washington Eyaleti ve Idaho’da yaşayan ve radyasyona maruz kalanlar toplu olarak “rüzgar yönündekiler” olarak bilinmeye başladı.
ABD’deki nükleer silah testlerinden sağ kurtulanlar için savunuculuk yapan Dickson, “Kaç arkadaşımın kanserinin geri geldiğini sayamıyorum… Psikolojik hasar geçmiyor. Hayatınızın geri kalanını her yumru, her ağrı için ‘geri mi geldi’ diye endişelenerek geçiriyorsunuz. Soğuk Savaş bizim için hiç bitmedi. Hala onun etkileriyle yaşıyoruz” diyor.
NÜKLEER ÇAĞ 80 YIL ÖNCE BAŞLADI
Nükleer çağ, 80 yıl önce, İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru ABD’nin Japonya’nın Hiroşima ve Nagasaki şehirlerine iki atom bombası atmasıyla başladı. Bombalar anında yaklaşık 110 bin kişiyi öldürdü ve Soğuk Savaş dönemi silah yarışını harekete geçirdi. Bu yarışta ABD, Sovyetler Birliği, İngiltere, Fransa ve Çin, giderek daha güçlü nükleer silahlar geliştirmek için çabaladı.
1945 ile 1996 yılları arasında 2 binden fazla test yapıldı. Her birinin dünya güvenliğini ya destekleyen ya da tehdit eden kendi nükleer caydırıcılıklarını oluşturduğu öne sürüldü.
NÜKLEER TESTLER NASLI YAPILDI?
Habere göre, ABD, nükleer testlerini çoğunlukla Nevada ve Pasifik Okyanusu’nun ortasındaki Marshall Adaları’nda yaptı. Sovyetler Birliği Kazakistan ve Arktik Okyanusu’ndaki Novaya Zemlya takımadalarında;İngiltere, Avustralya ve eskiden Christmas Adası olarak bilinen Kiritimati adasında;Fransa, Cezayir ve Fransız Polinezyası’nda; Çin ise batı Sincan eyaletindeki uzak bir çöl bölgesi olan Lop Nur’da test yaptı.
ABD Savunma Bakanlığı’ndan bir sözcü, CNN’in konuyla ilgili görüş talebi üzerine, bakanlığın “nükleer test gazileriyle çalışmaya ve endişelerini dinlemeye kararlı olduğunu” ve “tıbbi kayıtlarla ilgili çözülmemiş sorular üzerine çalışma” yapıldığını söyledi.
Japonya’da nükleer silahların yıkıcı kullanımından 80 yıl sonra ve yer üstü testlerin en yoğun döneminden on yıllar sonra, dünyanın nükleer hesaplaşması henüz bitmedi.