Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Çelik Kubbe değişim değil bir devrim

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz katıldığı Habertürk yayınından açıklamalarda bulundu. Yılmaz’ın açıklamaları özetle şöyle: Şu anda dünyanın tartışması bu yana kaydı. Türkiye bu sürece çok önceden başlamış oldu. Son 22 yılda..

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Çelik Kubbe değişim değil bir devrim
Yayınlanma: Güncelleme: 16 views

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz katıldığı Habertürk yayınından açıklamalarda bulundu. Yılmaz’ın açıklamaları özetle şöyle: Şu anda dünyanın tartışması bu yana kaydı. Türkiye bu sürece çok önceden başlamış oldu. Son 22 yılda savunma sanayi alanında bir devrim yaşandı. Artık ihracatçı hale geldik. Geçmişte parasını ödediğimiz halde alamadığımız ürünleri şimdi biz başkalarına ihraç eder hale geldik. Çelik kubbede işin özü çok katmanlı entegre bir hava savunma sistemi. Değişik sistemlerin entegre çalıştığı ve etkili bir savunma sistemi. Savunma sanayi aynı zamanda ekonominin de çok önemli parçası. Ekonomik katma değeri büyütüyor, ihracat ve istihdam oluşturuyor. Savunma sanayimiz geliştikçe Türkiye katma değeri daha yüksek bir ekonomi inşa edecek. Bu teknolojiler sivil endüstrilere de sirayet ediyor. Her bakımdan savunma sanayiinde aldığımız mesafe önemlidir. Bugün 100 milyar dolar üzerinde proje portföyümüz var. En son Kaan’la ilgili Endonezya’nın ortaklığı çok önemli proje. Çelik kubbe başarıları taçlandıran çok önemli proje ve inisiyatif.

İlginizi Çekebilir

“ÇATIŞMA DEĞİL BARIŞI DESTEKLİYORUZ”

Dünyada güvenlik boyutu her şeyin üstüne çıkmış durumda. Bir taraftan AB 800 milyar Avroluk bütçe ayırdı. Almanya, bütçe açığının bir kısıt olmadığını kabul etti. Savunma sözkonusu olduğunda bu kural geçerli değil gibi kararlar alındı. Bütün dünyada savunma sistemi harcamalarının arttığı bir dönemden geçiyoruz. Biz Türkiye olarak tabii ki çatışmadan değil barıştan yana bir ülkeyiz. Bir taraftan etkin bir diplomatik gücü kullanan bir ülke diğer taraftan caydırıcı bir güç oluyoruz. İkisini aynı anda hayata geçiriyoruz. Bize düşen her türlü olasılığa hazır olmak ve caydırıcı güç olmak. Bu yönde çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz.

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE ÇOK ÖNEMLİ BİR GİRİŞİM”

Terörsüz Türkiye’de işin önemini Türkiye Yüzyılı oluşturuyor. Bölgemizde birçok gelişmeler yaşıyoruz. Ortadoğu, çevremiz jeopolitik gerilimlerin arttığı dönemden geçiyor. Hem kendi iç huzurumuz, kalkınmamız, gelişmemiz için hem de bölgemiz üzerinde oynanmaya çalışılan oyunların boşa çıkarılması çerçevesinde terörsüz Türkiye girişimi çok önemli. Sayın Bahçeli’nin girişimi önemliydi. Örgütte silahların yakılması başlandı. Şu anda bir komisyon oluşmuş durumda. Bir parti girmedi, diğer bütün partiler orada. Bugüne kadar da gerçekten Allah nazardan saklasın gayet iyi gidiyor. Terörden 40 yıldan fazla çok çektik biz. Büyük mücadele verdi Türkiye ve başarılı oldu aslında. İçeride büyük oranda huzur güven ortamı zaten sağlanmıştı. Terörsüz Türkiye aslında terörsüz bölge demektir. Suriye önemli dönemden geçiyor. Zalim bir rejim gitti şimdi yeni bir Suriye şekilleniyor. Suriye’de yaşayan Arap, Kürt, Türkmen, Dürzi, Nusayri kim varsa bütün bunları kapsayan bir yönetim anlayışı, herkesin kendini bulduğu yönetim anlayışı bir taraftan da Suriye’nin birliği, beraberliği, parçalanmaması. Türkiye doğru bir yerde duruyor. Farklı grupların olduğu Suriye değil devlet otoritesinin her tarafa hakim olduğu Suriye olmalı. Herkesin haklardan, özgürlüklerden istifade ettiği bir Suriye istiyoruz. Suriye’nin istikrarına, gelişimine destek oluyoruz. Suriye’de istikrarı istemeyen güçler var. Başta İsrail olmak üzere. Cumhurbaşkanımızın Ahlat’taki mesajı çok önemli. Bu bölgede kalıcı olması mümkün olmayan uluslararası güçlerin telkinlerine uyanlar kaybetmeye mahkum olacaklardır.

Erdoğan: Çelik Kubbe’yi envantere alıyoruz, bağımsızlığımızın yeni safhasındayız

“SURİYE’Yİ KARIŞTIRMAZLARSA TOPARLANACAKTIR”

Suriye’de bir devletin yeniden inşası ikincinsi de altyapının ve ekonominin inşası. Suriye halkı girişimci bir halk. Tarihten gelen bir zenginliği, farklılıkları var. Liman ülkesi, dünyaya açık bir medeniyet. İnanıyorum ki, Suriye’yi birileri karıştırmaya çalışmazlarsa çok kısa sürede toparlayacaktır. Oradaki ekonomik fırsatlar birçok ülkenin yatırımına vesile olacaktır.

“SURİYE’NİN BİRLİĞİNDEN YANAYIZ”

Türkiye olarak bizim politikamız açık ve net, toprak bütünlüğü ve birliğinden yanayız. Bütün gayretimizle Suriye ve halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Suriye’de yaşanan farklı etnik gruplara ve mezheplere saygılıyız. Suriye’deki gelişmeler belli bir zaman alacak. Bu kadar büyük yıkımdan sonra yeniden inşa kolay değil. Anayasa çalışmalarını çok önemsiyorum. Yakında seçim yapacaklar. Daha güçlü meşruiyet ve kapsayıcılık ortaya koyacaklarına inanıyorum. Herkesin huzur içinde yaşayacağı ortam bizim arzumuz. Biz bu politikamızı etkili bir şekilde hayata geçirmeye devam edeceğiz. Türkiye toprak bütünlüğünden yana, Şara’nın temsil ettiği merkezi hükümetin tüm ülkeye hakim olmasından yana. Sorunun çözümü burada. Devlet güçlendikçe, topraklarına hakim oldukça atmosfer değişecektir. Doğal kaynakları Suriye’nin imarına harcanmaya başlanacaktır. Bundan da herkes karlı çıkacaktır.

ASELSAN’dan gövde gösterisi: 47 araçlık hava savunma sistemi TSK’ya teslim edildi

SÜREÇ KOMİSYONU NE AŞAMADA?

Meclis’te olmayan hiçbir şey gizli olmuyor. Gizli kapaklı bir çalışma olduğunu düşünmüyorum doğrusu. Bugün Barolar Birliği vardı. Yarın önceki dönem Meclis Başkanları dinlenecek. Yoğun bir çalışma var. Birlik ve beraberlik içinde gidiyor. Böyle de devam etsin. Bu bir beka meselesi. Dar siyasi hesaplara feda edilmemeli. Terörden kalıcı şekilde kurtulup, kalkınmamızı ve demokrasimizi daha ileriye taşımalıyız. Terörün doğrudan zararları var, ekonomik, sosyal vs. Bir de dolaylı zararı var. Ekonomik, yatırım ortamını maalesef zehirliyor. Kalkınmanın önünde büyük bir set oluşturuyor. Ekonomik dille alternatif maliyet oluşturuyor. Bunlardan kurtulmuş olarak Türkiye, kalkınma sürecini çok daha güçlü şekilde devam ettirecek. Terör örgütü kendisini feshettiğini açıkladı. Burada nasıl düzenleme yapmak gerekir? Komisyon bunları ortaya koyacak. Ne kadar erken biterse o kadar iyi olacak. Bu inisiyatifi Türkiye’nin terörsüz hale gelmesini sabote etmeye çalışan çeşitli güçler var. Bu işlerin bir an önce yapılması daha doğrusu. Tabii ki takdir Meclisimizin.

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

Sayın Meclis Başkanımız Kurtulmuş bütün partileri dolaştı. Bir darbe anayasası ile yönetiliyoruz. Türkiye bu ayıptan kurtulsun istiyoruz . Bütün partilerin yeni bir anayasa teklifi olduğunu görüyoruz. Biz sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bir ekip oluşturduk, sürekli toplanıyor, iç çalışmalarımızı yapıyoruz. Ama bu bizim tek başımıza yapabileceğimiz bir şey değil. Meclis irade ortaya koyduğunda biz parti olarak hazırlıklı olarak katkıda bulunacağız. Bu süreç bir müzakere süreci. Sadece geçmiş bir darbe yasasından kurtulmak değil tabiri caizse yeni nesil bir anayasa. Türkiye’nin geleceği için nasıl bir anayasaya ihtiyacımız var diye sormak lazım. Daha sade, iç tutarlılığı olan anayasa arayışımız var. Muhalefete çağrıda bulunuyoruz. Gelin hep birlikte yapalım diyoruz. Bunu yaptığımızda uluslararası prestijimizin de yükseleceğine inanıyorum.

“İLK 4 MADDEYLE İLGİLİ SIKINTIMIZ YOK”

İlk 4 madde ile ilgili sayın Cumhurbaşkanımız da açıklama yaptı. ‘Gündemimizde bunları değiştirmek diye bir husus yok’ dedi. İlk 4 maddeyle ilgili bir tartışmamız yok. Komisyon tartışmaları ile anayasa tartışmalarını ayırmak lazım. Anayasa farklı, süreç komisyonu farklı. Anayasa dediğimiz konuyu kendi mecrasında tartışmak doğru olur. MHP en fazla çalışan partilmerden biri oldu. Diğer partilere de tavsiyemiz kendi mutfaklarında çalışıp bir araya gelinmelidir. Sivil toplumun, üniversitelerin de katkılarıyla yeni anayasa yapmayı başarailirsek büyük bir başarı olur.

“AVRUPA İLE ORTAK ÇIKARLARIMIZ VAR”

Yeni bir küresel ortam oluştu. Eski liberal küresel düzen zayıflamış durumda. Uluslararası hukuk diye bir şey kalmadı. İsrail’in yaptıkları ortada. Yeni bir ortamdayız. Güvenlik endişeleri tüm dünyada artmış durumda. Bu ortamda Türkiye AB ilişkilerinde yeni bir alan açılmış gibi görülüyor. Biz bunu sadece güvenlik eksenli ortaklık olarak göremeyiz elbette. Güvenlik tabii ki çok önemli. Ama bunun ötesinde ekonomik ilişkilerimiz de çok kıymetli. Gümrük Birliği modernizasyonu, vize serbestisi ve kolaylaştırması gibi konular var. Objektif ortak çıkarlarımız var. Birlik üyesi bazı ülkeler Türkiye karşıtı politikaları AB üzerinden yansıtmaya çalışıyorlar. Yeni ortamda inşallah bunları aşarız. Biz pozitif gündemden yanayız. Ukrayna-Rusya vesilesiyle yakın bir pozisyon oluşmuş durumda. Sayın Cumhurbaşkanımızını temsilen liderler düzeyinde birkaç gönüllüler toplantısına katıldım. İnşallah bu gelişmeler yeni perspektife yol açar. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi iki tarafın da lehinedir. ABD, Avrupa ile anlaşma yaptı. Hala Çin, Uzakdoğu ile anlaşmalar sağlanmış değil. Bu konuyu yakından takip ediyoruz. Bize uygulanan tarifeler en düşük nispetlerde. Türkiye yeni süreçte büyük fırsatlarla karşı karşıya. Bir vize serbestisi var bir de vize kolaylığı var. Şimdi kolaylıkla ilgili bazı adımlar atılacak. Bu karar alındı ama tam anlamıyla uygulamaya geçtiğini söyleyemeyiz. Özellikle iş dünyasına dönük daha rahatlatıcı adımlar atılacak. Komisyon bu kararı vardı.

RUSYA-UKRAYNA İLİŞKİLERİ

Zelensk ile Putin İstanbul’da görüşebilir, neden olmasın? Sayın Cumhurbaşkanımız etkili iletişimle süreci dirayetli bir şekilde yönetti. Ukrayna’nın hukuki pozisyonunu kabul ederek diğer taraftan sayın Putin’le son derece olumlu şekilde süreci yönetti. İki tarafla da güven ilişkisi içerisinde konuşabilen bir lider olarak önemli bir noktada. Tahıl anlaşmasından esir değişimine kadar somut sonuçlar elde edildi. Türkiye her zaman bir alternatiftir çözüm için.

NETANYAHU’NUN 1915 SÖZLERİ

Netanyahu’nun ifadeleri talihsiz ve yok hükmünde. Ne tarihi ne de hukuki gerçekliğe tekabül ediyor. Netanyahu’nun Gazze’deki Filistinlilere dönük açık ve net soykırımı hesap vermesi gereken bir konu. Nitekim uluslararası mahkemede yargılanıyor soykırımdan dolayı. Bu ifadelerle Türkiye’nin gür bir sesle Filistin davasını sahiplenmesine karşı tepki olarak ortaya koyuyor. Biz gür bir sesle bütün diplomatik platformlarda Filistin halkını dile getirmeye devam edeceğiz. Netanyahu boş ve geçersiz iddialar ortaya koymak yerine bir an önce yapması gereken şey ateşkesi sağlamak, Gazze’ye insani yardımların kesintisiz ulaşmasını sağlamak, iki devletli yapıyla siyasi çözüm üretmek. Bunları gölgelemek için sarf ettiği sözlerin hiçbir geçerliliği yok.

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.