Londra’ya canlı yüz tanıma kameraları: Distopya endişeleri artıyor, sistem nasıl çalışıyor?

Derleyen: Pınar Tarcan Solak Croydon, hem Londra’da hem de demokratik dünyada ilk kez sürekli olarak canlı yüz tanıma (LFR) sistemlerinin kurulduğu yer olacak. İngiliz Metro’nun haberine göre bu kameralar, yaya bölgelerindeki lambalara veya binalara monte edilecek ve kısa bir süre önce Whitgift Merkezi önünde bıçaklanarak öldürülen Elianne Andam’ın hayatını kaybettiği yerin yakınında bulunacak.

CANLI YÜZ TANIMA (LFR) NEDİR?

Metropolitan Polisi, Canlı Yüz Tanıma (LFR) teknolojisini suçları önlemek, suçluları tespit etmek ve aranan kişileri yakalamak için kullandığını söylüyor. Kameraların bulunduğu bir bölgeden geçen kişilerin görüntüleri anlık olarak LFR sistemine aktarılıyor ve önceden belirlenmiş bir suçlu listesiyle karşılaştırılıyor.

Teknoloji, polis teşkilatına göre ayrıca kimliği hakkında bilgi veremeyen kişilerin tespit edilmesine de yardımcı olabiliyor.

İLK OLARAK 2017 ŞAMPİYONLAR LİGİ’NDE KULLANILDI

LFR genellikle büyük etkinliklerde veya kalabalık bölgelerde kullanılıyor. İngiltere ve Galler’de ilk olarak 2017 UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde Cardiff’te kullanıldı.

Met Polisi, bu teknolojiyi suçu önlemek ve suçluları tespit etmek için kullanarak, özellikle ciddi şiddet olaylarına karışmış kişileri hedef almayı amaçlıyor ancak İngiltere’de pek çok hak grubu bu adımı “distopik bir kabusun ilk aşaması” olarak değerlendirmesine rağmen, Londra’da kalıcı yüz tanıma kameraları kurulmaya başlandı.

• DİSTOPYA NEDİR? Yunanca’dan gelen distopya kelimesi çoğunlukla ütopik yani ideal bir toplumun tam tersini tanımlamak için kullanılıyor.

Distopik bilim kurgu dizisi The Black Mirror’ın ‘Tüm Geçmişin’ bölümünden bir sahne.

LFR TEKNOLİSİNE YÖNELİK ENDİŞELER

‘Big Brother Watch’ isimli gözetim karşıtı grup, bu konuda iyimser değil. Big Brother Watch, Croydon’a sık sık gelerek polislerin teknolojiyi nasıl kullandığını izliyor. Ancak habere göre şu ana kadar gördükleri, umut verici olmaktan uzak.

Big Brother Watch’tan Madeleine Stone, Metro gazetesine yaptığı açıklamada yasal çerçevenin bu teknolojiye yetişmesi gerektiğini belirtiyor. Çünkü yüz tanıma kameralarının kullanımına ilişkin herhangi bir yasa bulunmuyor.

Stone, “Polisler bu teknolojiyle istediklerini yapabiliyorlar. Herkes hata yapabilir ama algoritma hata yaptığında ne olacak? O zaman kim sorumlu olacak?” diye soruyor.

Yüz tanıma kameralarının, sadece suçluların değil, barışçıl protestocuların ve akıl sağlığı gözetim listelerinde yer alan bireylerin de yanlış tespit edilmesine neden olduğu bildiriliyor. Stone, “Biz, bu teknolojiyi kalıcı olarak kullanan ilk demokratik ülkeyiz. Gözetim devleti olmaya giden karanlık bir yolda ilerliyoruz,” dedi.