Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr – Orta Doğu 7 Ekim saldırılarından bugüne kadarki süreçte, İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayarak birçok saldırı gerçekleştirdiğine şahitlik edildi. İsrail, bu saldırıların çoğunda çevresinde bulunan..
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr – Orta Doğu 7 Ekim saldırılarından bugüne kadarki süreçte, İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayarak birçok saldırı gerçekleştirdiğine şahitlik edildi. İsrail, bu saldırıların çoğunda çevresinde bulunan ülkelerin egemenliğini hiçe saydı ve onların zayıflığından faydalanarak hava ihlalleri gerçekleştirdi. Bu olayın son örneği, geçen 13 Haziran’da başlayan İran’a yönelik saldırılar oldu. İran ve İsrail arasında şu an için bir ateşkes sağlanmış olsa da durumun geleceğinin ne olacağı henüz bilinmiyor. Bununla birlikte, İsrail’in sadece günümüzde değil, geçmişte de bu tarz eylemleri sıklıkla yaptığı biliniyor. Hatta öyle ki İsrail, bir dönem Pakistan’a bile saldırmayı planladığı ancak daha sonra bu saldırıdan vazgeçtiği iddia ediliyor.
Pakistanlı nükleer bilimci Dr. Abdul Kadir Han -9 Ocak 2010’da Rawalpindi Yüksek Mahkemesi’nde düzenlenen bir tören sırasında dua ediyor-
HİNDİSTAN YARDIMIYLA PAKİSTAN’A SALDIRMAYI PLANLADI
Pakistan’ın nükleer programının mimarı, nükleer fizikçi bilim insanı Abdul Kadir Han, 2021 yılında 85 yaşında hayatını kaybettiğinde geride, nükleer silaha sahip bir Pakistan bıraktı. Han, Pakistan’ın nükleer silah sahibi olması için yapılan çalışmalardaki katkıları sebebiyle ulusal kahraman olarak görülüyor ve “Pakistan’ın nükleer silah teknolojisinin babası” olarak anılıyor. 1936 yılında doğan ve 2021 yılında hayatını kaybeden nükleer bilimci, Güney Asya ülkesinin nükleer bomba geliştirmesinde herkesten daha fazla sorumluydu. Hatta bu sorumluluk, Eski CIA Direktörü George Tenet’in onun hakkında “en az Usame bin Ladin kadar tehlikeli” olduğunu söylemesine, eski Mossad Başkanı Şebtai Şavit’in ise onu öldürmediği için pişmanlık duymasına sebep olacak kadar ciddiydi.
1980’li yılların başında, İsrail’in Hindistan ile iş birliği yapacak şekilde Pakistan’ın nükleer tesislerini bombalamayı dahi planladığı iddia edildi. Bu operasyonun, İsrail’in 1981 yılında Irak’ta Fransa tarafından inşa edilen Osirak nükleer enerji reaktörüne yapılacak saldırıya, yani ‘Opera Operasyonu’na benzer bir şekilde yapılması öngörülüyordu. Söylenenleregöre İsrail’e aitsavaş uçaklarının Hindistan’da bulunan Pakistan’a yakın bir hava üssünden havalanarak tesise saldırı düzenlemesi için hazırlık yapılıyordu. 1980’lerde, İsrail’in Hindistan’ın yardımıyla Pakistan’ın nükleer tesisini bombalama planı devreye alınmaya hazırdı ancak Hindistan hükümeti daha sonraki süreçte bu plandan vazgeçti ve olası operasyon bu şekilde rafa kalktı. Aynı yıllarda Mossad, Pakistan’ın nükleer programı konusunda İslamabad ile iş birliği yapan Avrupalı şirketleri de hedef alıyordu. Bu kapsamda, Almanya ve İsviçre’de bir dizi suikast girişimi yapılmış olsa da başarısız olunmuştu.
AVRUPA’DAN DÖNÜP NÜKLEER SİLAH PROGRAMININ BAŞINA GEÇTİ
Han, 1 Nisan 1936’da İngiliz Hindistanı’nın Bhopal şehrinde doğdu. Hindistan ile Pakistan’ın 1947’de bağımsızlıklarını kazanmasının ardından ailesi ile 1952’de Pakistan’a göç etti. Karaçi Üniversitesi Metalürji Bölümü’nden 1960’ta mezun olan Han, bu tarihten sonra yüksek eğitimine Batı Almanya ve Hollanda’da devam etti. Han, 1972’de Belçika’daki Katolik Üniversitesi’nden Metalürji Mühendisliği dalında doktora derecesini elde etti. Uranyum zenginleştirmeyi araştırmak ve geliştirmek üzere İngiltere, Almanya ve Hollanda ortaklığında işletilen URENCO nükleer konsorsiyumunda 1972’de çalışmaya başladı. Başarılı bir çalışan olması, onu Han, burada elde ettiği başarılı çalışmalarla tesisin en önemli alanlarına ve gizli belgelere erişim iznine sahip bir yetkili haline getirdi.
Takvimler 1974 yılını gösterdiğinde Hindistan ilk nükleer silah denemesini yaptı. Han URENCO’da çalışmaya devam ediyordu ve Hindistan’ın nükleer silah elde etmiş olması canını sıkmıştı. Ülkesinin Hindistan’ın gerisinde kalmamasını düşünüyordu. Han, 1976 yılında ‘Pakistan’dan reddedemeyeceği bir teklif aldığını’ söyleyerek URENCO’dan ayrıldı ve ülkesine döndü. Bu dönüş, Pakistan’ın nükleer silaha sahip olmasıyla sonuçlanacak bir sürecin başlangıcıydı.
PROGRAM UZUN SÜRE NASIL GİZLİ İLERLEDİ?
Pakistan’ın nükleer silah geliştirme programı uzun süre büyük bir gizlilikle ilerledi. Kurulan paravan şirketler aracılığıyla Dr. Abdul Kadir Han’ın ihtiyaç duyduğu bileşenler ithal edildi. Pakistan’da gizlice yürütülen çalışmalar birçok askeri yetkili tarafından biliniyor olsa da hükümette bu konudan haberdar olan tek kişi Başbakan Zülfikar Ali Butto’ydu. Bu yıllarda Pakistan’ın Çin ve ABD’den de bu konuda önemli destekler aldığı iddia edildi.
Buna göre Çin, Pakistan’a zenginleştirilmiş uranyum ve teknik destek sağlıyordu. ABD ise Soğuk Savaş yıllarında önemli bir müttefik olduğu için Pakistan’ın yanındaydı. ABD’nin Pakistan’a sağladığı destek 1979 yılında kesilmiş olsa da kısa süre sonra Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgal etmesi sebebiyle iki ülke arasındaki iş birliği tekrar başladı.ABD, 1980’lerde Pakistanlı nükleer bilim insanlarına gizlice teknik eğitim verdi ve bu programa göz yumdu. 1990 yılında Soğuk Savaş’ın kazananının ABD olacağı netleşmeye başlayınca, Pakistan’a yapılan ekonomik ve askeri yardımlar nükleer silah çalışmaları sebebiyle durdu. Pakistan, nükleer silah geliştirme programının durduğunu açıklamıştı. Ancak Han çalışmalarına gizli şekilde devam ediyordu.
Pakistan, yapılan çalışmalar sonucunda 1998 yılında ilk nükleer silah denemesini yaptı ve dünyanın yedinci nükleer gücü oldu. Han, 1990’larda ABD tarafından nükleer savaş başlığı taşıyabilen füzeler karşılığında Kuzey Kore’ye son derece hassas nükleer teknoloji satmakla suçlandı. Han’ın daha sonra benzer şekilde İran ve Libya’ya da nükleer çalışmalarında yardımcı olduğu iddia edildi.
ÖNCE KABUL ETTİ, SONRA ‘ZORLA YAPTIRILDI’ DEDİ
Bu yıllarda Han’ın Orta Doğu ziyaretleri Mossad tarafından da yakın takibe alındı ancak bir sonuca ulaşılamadı. ABD tarafından 2003’te Pakistan’a nükleer teknolojinin yayılımında Han’ın rolüne yönelik kanıtlar gönderildi. Gözaltına alınan Dr. Abdul Kadir Han, 2004 yılında İran, Kuzey Kore ve Libya’ya nükleer teknoloji konusunda yardım ettiğini itiraf etti. Daha sonra bu açıklamanın kendisine zorla yaptırıldığını açıklayan Han, 2009 yılına kadar ev hapsinde kaldı. Dr. Abdul Kadir Han, 10 Ekim 2021’de Kovid-19’a yakalandı ve kötüleşen sağlık durumu nedeniyle kaldırıldığı hastanede 85 yaşında hayatını kaybetti.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.